Esas No: 2021/2808
Karar No: 2022/6943
Karar Tarihi: 12.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/2808 Esas 2022/6943 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı şirket müdürü hakkında dolandırıcılık ve sahtecilik suçlamaları bulunması nedeniyle davacı, şirketin tedbiren kayyuma verilmesini ve müvekkilinin ortaklıkta haklı nedenle çıkarılmasını talep etmiştir. İlk derece mahkemesi, davacı ve davalının duruşmaya katılmadıkları gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir. Davacı, bu kararı istinaf etmiş ancak Bölge Adliye Mahkemesi de davanın açılmamış sayılmasına karar vermiştir. Temyiz istemi de reddedilmiştir. Kanun maddeleri ise şu şekildedir:
- 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1521. maddesi
- 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 320/4. ve 353/b-1. maddeleri
- HMK'nın 370/1. ve 372. maddeleri
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11.HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 31.01.2020 tarih ve 2016/104 E- 2020/78 K. sayılı kararın davacı tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi'nce verilen 24.09.2020 tarih ve 2020/1194 E- 2020/1066 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı ...'ın diğer davalı şirketin ortağı olduklarını, şirket müdürü olarak atanan davalı ...'ın şirketin münferiden temsil ve imza yetkisi olduğunu, ancak adı geçen davalının hayali uçak biletleri alıp hayali kişilere satmış gibi tablolar tanzim ettiğini, şirket adına bir çok bono ve çek keşide ettiğini, bir çok kişiden para topladığını ve yakınları hesabına aktardığını, bu şekilde müdürlük görevini kötüye kullandığını ve şirketi ticari ilişkisi olmayan üçüncü kişilere borçlandırarak zarara soktuğunu ve hakkında dolandırıcılık ve sahtecilik suçlarından dolayı savcılık soruşturması yürütüldüğünü, bu şartlar altında davacı yönünden şirket ortaklığında güven ilişkisinin ortadan kalktığını, davalı hakkında suç duyurusunda bulunduklarından ortaklar kurulunun fiilen toplanma imkanının da ortadan kalktığını ileri sürerek, davalı şirket müdürünün yetkisinin kaldırılarak, şirkete tedbiren kayyum atanmasını, müvekkilinin haklı nedenle ortaklıktan çıkarılmasını, bu olmadığı taktirde davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, davalı şirketin borca batık olduğunu, bu nedenle davacı tarafın şirketin tasfiyesi ve tasfiye işlemleri için kayyum atanması teklifine rızalarının bulunduğunu, bildirmiştir.
Davalı şirketi temsilen davaya cevap verilmemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; taraflarca takip edilmeyen dosyasının 27/03/2018 tarihli celsesinde dosyasının yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına karar verildiği, davacı tarafın 24/04/2018 tarihli dilekçe ile yenileme talep ettiği, yargılamanın kaldığı yerden devamına karar verildiği, davacı ve davalı tarafın 31/01/2020 tarihli duruşmaya katılmadığı, mazeret de bildirmediği, 6102 sayılı TTK'nın 1521. maddesi uyarınca basit yargılama usulüne tabi olduğu ve 6100 sayılı HMK 320/4. maddesi gereğince; işlemden kaldırılmasına karar verilmiş olan davanın yenilenmeden sonra takipsiz bırakılırsa, dava açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılamasına karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre yapılan istinaf incelemesi sonucunda; eldeki dava basit yargılama usulüne tabi olup, 27/03/2018 tarihinde işlemden kaldırıldıktan sonra yenilendiği, ancak davacı vekili Av. ...'ın 05/12/20119 tarihinde Uyap'tan gönderdiği dilekçesi ile davacı ...'in vekilliğinden çekildiği, vekilin çekilmesinin ve duruşma gününün davacı ...'e bizzat 14/01/2020 tarihinde tebliğ edildiği, ancak duruşmanın atılı olduğu 31/01/2020 tarihinde dosya tekrar takipsiz bırakıldığı, dolayısıyla mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin doğru olduğu gerekçesi ile, davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı, davacı tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 26,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 12/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.