Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/2776
Karar No: 2013/7224
Karar Tarihi: 02.05.2013

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2013/2776 Esas 2013/7224 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2013/2776 E.  ,  2013/7224 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ

    Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü.
    Davacı vekili; asıl dava ve birleşen dava dilekçelerinde; müvekkillerinin ... ili, ... ilçesi 18971 Ada 2 parselde bulunan ... Evleri, ... Villalarında yer alan 46 B, 14 A, 44 A, 43 B, 32 A, 39 B, 31 B, 8 A, 52 A, 27 A, 14 B, 20 A ve 20 B’de bulunan taşınmazların sahibi olduklarını, ada içi ve ada dışı kanal şebeke işlerinin kooperatif tarafından karşılandığını, su aboneliği için ...’nin haksız biçimde müvekkillerinden her bir daire için ayrı ayrı 7.350 TL bedel talep ettiğini, binada iskan bulunduğunu, yeni kanal yeni şebeke yapılmadığını, bu talebin haksız olduğunu belirterek, müvekkillerinin bu bedelden sorumlu olmadığının tespitine ve kartlı sayacın yerine mekanik sayaç takılması ve tercihinin tüketiciye bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili, asıl ve birleşen davalardaki savunmalarında; abonelik yapılması için kanal şebeke hissesinin ödenmesi gerektiğini 2464 sayılı Belediye Gelirleri Kanununun 87 ve 88.madde hükümleri ve ... Tarifeler Yönetmeliği 39.madde hükmüne göre bedel ödenmeden abonelik yapılmasının mümkün olmadığını, bu nedenle davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
    Mahkemece; davacıların ilk defa su abonesi oldukları, binalarda iskan bulunduğu, kanal şebeke hizmetinin ... tarafından verildiği, ancak “iskan tarihinden sonra” dava konusu mahalde davalı idarenin herhangi bir hizmetinin bulunmadığı gerekçe gösterilerek davanın ve birleşen davaların kabulü ile davacı tarafların kanal katılım bedeli ve şebeke hisse bedeli adı altında talep edilen bedelden borçlu olmadığının tespitine, seçimlik hak abonede olmak kaydıyla aboneye mekanik sayaç takılmasına karar verilmiştir.
    Hükmü davalı vekili temyiz etmektedir.
    Uyuşmazlık, malik bulunan bağımsız bölüme ilişkin ferdi su aboneliğinin tesisi nedeniyle, davacı ve birleşen davacıların, davalı idareye kanal katılım ve şebeke tesis bedeli ödemekle yükümlü olup olmadığı konusundadır.
    01.07.1981 tarihinde yürürlüğe giren 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununun Kanalizasyon Harcamalarına Katılma Payı başlığı altında 87.maddesi “Belediyelerce ve belediyelere bağlı müesseselerce, aşağıdaki şekilde kanalizasyon tesisi yapılması halinde, bunlardan faydalanan gayrimenkullerin sahiplerinden, kanalizasyon harcamalarına katılma payı alınır:
    a)Kanalizasyon tesisi yapılması,
    b)Mevcut tesislerin sıhhi ve fenni şartlara göre ıslah edilmesi iki ve daha fazla yol kenarında bulunan gayrimenkuller hangi yoldaki kanalizasyona bağlanmış ise, payın hesabında yola ait kanalizasyon giderleri nazara alınır.” düzenlemesi getirmiştir. Aynı yasanın 88.maddesi ile de su tesisleri için 87.maddeye paralel bir düzenleme öngörülmüştür.
    2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanununa dayalı olarak çıkarılan ... Tarifeler Yönetmeliğinin 39.maddesi ise “2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunun 87. ve 88.maddeleri gereği bir programa göre yapılacak yani; içme, kullanma, endüstri suyu ve kanalizasyon yatırımları ile mevcutların genişletilmesi (tevzi), iyileştirilmesi (ıslahı) amacıyla yapılan harcamalar ve istek üzerine ... Genel Müdürlüğünce yapılacak işlerin toplam yatırım giderleri tesislerin hizmet edeceği saha dâhilindeki gayrimenkullerin sahiplerinden su ve kanalizasyon tesisleri harcamalarına katılma payı alınır.
    Su ve kanalizasyon şebekelerine katılma paylarının binasız arsanın vergi değeri payına isabet eden kısmı, inşaat ruhsatının alınması aşamasında avans olarak tahsil edilir.
    Bina tamamlandıktan sonra bağımsız bölümlere veya binanın tamamına tahsis aboneliği verilmesi sırasında arsa değeri üzerinden alınan avans düşülerek, yapı değerinin emlak vergi beyanı üzerinden ayrıca %2 oranından fazla olmamak üzere katılım payı tahsil edilir” düzenlemesini içermektedir.
    Yine 3194 sayılı İmar Kanununun “Yapı Kullanma İzni” başlıklı 30.maddesinin 3.fıkrasında “Bu maddeye göre verilen izin yapı sahibini kanuna, ruhsat ve eklerine riayetsizlikten doğacak mesuliyetten kurtarmayacağı gibi her türlü vergi, resim ve harç ödeme mükellefiyetinden de kurtarmaz.” hükmü yer almaktadır.
    Yukarıda belirtilen yasa ve tarifeler yönetmeliği hükümleri birlikte değerlendirildiğinde davalı idarece yasanın yürürlük tarihinden sonra yeni kanalizasyon ve içme suyu tesisleri yapılmış olması veya mevcutların iyileştirilmesinin yapılması halinde, tesislerin hizmet edeceği saha dâhilindeki gayrimenkul sahiplerinden yönetmelikte belirlenen ilkelere göre su ve kanalizasyon tesisleri katılım payı talebe hakkı vardır.
    Ancak bu katılım payı davalı tarafça hizmet götürülmesi koşuluna bağlı olarak alınır. Bu durumda hizmet götürüldüğünün davalı tarafça kanıtlanması halinde davacı katılım payının yüklenici veya kendisi tarafından ödendiğini kanıtlamakla yükümlüdür. Ayrıca İmar Kanununun 30/3.maddesi uyarınca iskân ruhsatının alınmış olması davalı idarenin kanal katılım payı istemesine engel teşkil etmez.
    O halde, mahkemece; davalı idarece, davacıya ait taşınmazın bulunduğu bölgede kanalizasyon ve içme suyu tesislerinin yapıldığı ve davacının bu hizmetten yararlandığı ispat edildiğinden; bilirkişi marifetiyle bu hizmetten yararlanan bağımsız bölümün ilk maliki olan davacının ödemekle yükümlü bulunduğu kanal katılım ve şebeke tesis bedelinin, abonelik başvuru tarihinde yürürlükte bulunan tarife hükümleri dikkate alınarak belirlenmesi suretiyle uyuşmazlığın çözümlenmesi ve sonucu dairesinde bir hüküm tesis edilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 02.05.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi