Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2020/1105
Karar No: 2020/5380

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2020/1105 Esas 2020/5380 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin %25 paya sahip ortağı olduğunu, şirketin müteahhitlik yapmak üzere kurulduğunu ancak hızlı ilerleyemeyen inşaat sürecinde şirketin hakim ortağının müvekkiline teklif sunarak davalı şirketin kurulmasına karar verildiğini, ancak çoğunluğun hakkını dürüstlük kuralına uygun olarak kullanması gerektiğini, bu kurala uygun kullanılmaması halinde şirketin feshine karar verilmesi gerektiğini savunarak TTK’nın 531. maddesine göre şirketin feshine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili ise davacının kendi taahhüdünü yerine getirmeden bir kısım hak ve talepler öne sürdüğünü, fesih için şartların oluşmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkeme davacının sermaye taahhüdünü yerine getirmediğini belirterek davanın reddine karar vermiştir. Bölge Adliye Mahkemesi davacının davranışının TMK’nın 2. maddesine aykırı olduğunu belirtmiş ve davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle mahkemenin kararını kaldırarak davanın reddine karar vermiştir. Sonuç olarak, davanın reddine karar verilmiştir.
TTK’nın 531. maddesi, ortaklık sözleşmesinin kurulması ve ortaklar arasındaki ilişkilere ilişkindir. Bu maddeye göre, ortaklar arasındaki ilişkilerde dürüstlük kuralına uyulması gerekmektedir. Çoğunluğun hakkını kendi menfaati için kullanması halinde, ortaklığın feshine karar verilebilir. TMK’nın 2. maddesi ise kişinin hukuki işlem ve eylemlerini gerçekleştirirken kanunlara uygun ve dürüstlük kurallarına uygun davranması gerektiğini belirtir.
11. Hukuk Dairesi         2020/1105 E.  ,  2020/5380 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 5. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada Bursa 1. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 25.04.2018 tarih ve 2016/1184 E- 2018/579 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi"nce verilen 08.01.2020 tarih ve 2018/1667 E- 2020/14 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin %25 paya sahip ortağı olduğunu, 08.05.2018 tarihinde tescil edilen anasözleşme ile 3 yıl süre ile yönetim kurulu üyesi olarak görevlendirildiğini, şirketin ... Mahallesi, .../1 ada parsel taşınmaz üzerine kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca inşaat yapmak için kurulduğunu, davacının dava dışı Tasarım İnş. Müh. Ltd.’nin yetkilisi olduğunu, 27.01.2012 tarihinde arsa sahipleri ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını, anılan firma aracılığı ile inşaata başlandığını, ancak ekonomik sıkıntılar nedeniyle inşaatın istenilen hızda ilerlemediğini, bunun üzerine davalı şirketin hakim ortağının müvekkiline inşaatı beraber yapmak üzere teklifte bulunduğunu, teklifin kabul edilmesi üzerine davalı şirketin kurulduğunu, davalı şirket ile dava dışı Tasarım İnş. Müh. Ltd. arasında 25.06.2015 tarihinde kat karşılığı inşaat devir sözleşmesinin yapıldığını, 4563/1 ada parsel üzerindeki müteahhit haklarının herhangi bir bedel alınmaksızın davalı şirkete devredildiğini, haklı sebep bulunması durumunda şirketin feshinin istenebileceğini, çoğunluğun haklarını dürüstlük kuralına uygun olarak kullanması gerektiğini, çoğunluğun hakkını kendi menfaati için kullanmasının ortaklık hukukunda himaye görmeyeceğini ileri sürerek, TTK’nın 531. maddesine göre şirketin feshine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davacının, dava dışı Tasarım İnş. Müh. Ltd.’nin yetkilisi olduğunu, arsa sahibi ... ile kat karşılığı inşaat sözleşmesi imzaladığını, davacının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmediğini, davacının ekonomik sıkıntılar nedeniyle inşaatı tek başına yapamayacağını belirttiğini, ortak iş teklif ettiğini, bunun üzerine davalı şirketin kurulduğunu, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan hak ve borçların davalı şirkete devredildiğini, arsa sahibinin davacının yetkilisi olduğu şirkete güvenmediğini, arsa sahibine gecikmelerden dolayı 18.000 USD ödemeyi davalının yaptığını, dava konusu inşaatların %75 kısım ödemesinin davalı şirket tarafından, %25 kısım ödemelerin ise davacı tarafından yapılacağını, davacının yetkilisi olduğu Tasarım İnş. Müh. Ltd.’nin dava konusu yerin kaba inşaat ve demir işlerini yaptığını, şirkete 330.000,00 TL ödeme yapıldığını, davalı şirketin hakim ortağının şimdiye kadar 2.000.000,00 TL nakit girişi yaptığını, davacının payını almak için fesih talep ettiğini, hakim ortağın haklarını kötüye kullanmadığını, davacının kötüniyetli olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davacının sermaye taahhüdünü yerine getirmediğini, hak isteyenin elinin pak olması gerektiği, davacının kendi taahhüdünü yerine getirmeden bir kısım hak ve talepler öne sürdüğü, davacının davranışının TMK’nın 2. maddesine aykırı olduğu, ortaklardan birisinin yöneticilik yetkisinin kaldırılmasının çekilmez hal olarak kabul edilemeyeceği, fesih için şartların oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesi"nce ilk derece mahkemesinin davacının kendi işlem ve eylemlerine dayanarak kendisi lehine sonuç çıkaramayacağının, davranışının TMK’nın 2. maddesine aykırı davrandığının belirtilmesi ile yetinmesi gerektiği, “hak isteyenin elinin pak olması gerektiği” ibaresi kullanarak, mevhumu muhalifi ile davacı tarafı itham eder tarzda gerekçe oluşturmasının yerinde olmadığı, hakimin gerekçeli kararını hukuk diline uygun olarak yazması gerektiği gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle mahkemenin kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm kurulmasıyla davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. 
    İlk Derece Mahkemesi"nce verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesi"nce esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi"nce verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi"ne gönderilmesine, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 24.11.2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi