17. Ceza Dairesi 2020/9148 E. , 2020/4156 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, mala zarar verme, başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel mahkemece sanık hakkında hırsızlık, mala zarar verme ve başkasına ait kimlik bilgilerini kullanma suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvuruların süresi ve kararların niteliği ile suçların tarihine göre dosya görüşüldü:
I-Sanık hakkında hırsızlık suçundan kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Ayrıntıları Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 26/11/2013 tarih, 2012/13-1313 Esas ve 2013/521 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere; suça konu otomobilin düz kontak yapılmak suretiyle çalınmasına teşebbüs etmek şeklinde gelişen eylemin TCK"nun 142/1-b maddesinde tanımlanan hırsızlık suçuna vücut vereceği gözetilmeden, aynı Yasa"nın 142/1-e maddesi uyarınca uygulama yapılması sonuç ceza değişmediğinden, Anayasa Mahkemesinin hükümden önce 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 08/10/2015 tarih, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı kararı ile TCK"nun 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının da kapsam ve içerik itibari ile infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceğinden, bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, sanık ...’nin ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA,
II-Sanık hakkında mala zarar verme ve başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerininin kullanılması suçlarından kurulan hükümlere yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
1-Yargıtay Ceza Ceza Genel Kurulu"nun 08.04.2014 tarih 2013/2-684 Esas ve 2014/175 Karar sayılı kararında da ifade edildiği üzere; mala zarar verme suçunun konusu ile hırsızlık suçunun konusunun aynı tanışır mal olması halinde, ayrıca mala zarar verme suçundan da ceza verilmemesi gerekmektedir. Ancak hırsızlık eylemi gerçekleştirilirken suça konu mal dışında bir başka eşyaya zarar verilmiş ise, mala zarar verme suçu ayrıca gerçekleşebilecektir. Örneğin, aracın camı kırılarak içerideki telefonun alınması halinde hırsızlık suçu yanında, ayrıca hırsızlık suçunun konusunu oluşturmayan araç camının kırılmış olması nedeniyle mala zarar verme suçu da oluşacaktır. Bununla birlikte, hırsızlık suçunun konusunu oluşturan eşyanın çalınması sırasında ayrıca bu eşyaya zarar verilmesinin de söz konusu olduğu hallerde, bu durum 5237 sayılı TCK"nun 61. maddesi uyarınca temel cezanın belirlenmesinde göz önünde bulundurulmalıdır. Bu açıklamalar doğrultusunda; sanığın müştekiye ait otomobilin kapısını tornavidayla açarak içine girdikten sonra, direksiyon kutusunu ve direksiyon kilidini kırarak, düz kontak yapmak suretiyle aracı çalmaya teşebbüs ettiği somut olayda; mala zarar verme suçunun konusunun aynı zamanda hırsızlık suçunun konusu olan müştekiye ait aracın olması ve eylemin eşyanın mülkiyetine yönelik olması nedeni ile çalınması esnasında ya da çalınmasının ardından meydana gelen zararların mala zarar verme suçunu oluşturmayacağı gözetilmeden sanığın mala zarar verme suçundan beraatine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
2-Sanığa atılı olan ve TCK"nun 268. maddesinde tanımlanan başkasına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçunun oluşması için; failin işlediği suç nedeniyle kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait kimlik bilgilerini kullanması; TCK"nun 267/1. maddesinde tanımlanan “İftira” suçunun oluşması için ise, yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunmak suretiyle işlemediğini bildiği halde hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak için bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat etmesi gerekir. Somut olayda; 16/06/2007 tarihli kolluk tutanağına göre, sanığın kolluk görevlilerince yakalandığında, kendisini ... isimli şahıs olarak tanıttığı, emniyette yapılan incelemede ise, sanığın üzerinden kendisine ait nüfus cüzdanının fotokopisinin çıktığının belirtildiği, sanığın mahkemede alınan savunmasında, emniyete gittiğinde asıl kimlik bilgilerini polise söylediğini beyan ettiği, 16/06/2007 tarihli tutanak tanığı polis memuru Bülent’in mahkemedeki beyanında ise sanığa sorulduğunda kimlik fotokopisini gösterdiğini, karakola götürüldükten sonra ise çantasından kendi kimliğini çıkardığını ifade ettiği, sanık hakkındaki bütün adli işlemlerin gerçek kimlik bilgileriyle yapıldığı, başkasının kimliğini ya da kimlik bilgilerini kullanarak kendisini suçsuz, diğer kişiyi ise işlemediği bir suçun faili olarak göstermediği anlaşılmakla, 5237 sayılı TCK"nun 268. maddesinde düzenlenen suçun unsurlarının somut olayda oluşmadığı, sanığın eyleminin 5326 sayılı Kabahatler Kanunu"nun 40/1. maddesinde düzenlenen "Kimliği hakkında gerçeğe aykırı beyanda bulunmak" kabahatini oluşturduğu gözetilmeden, sanık hakkında başkalarına ait kimlik veya kimlik bilgilerinin kullanılması suçundan yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Kabule göre de;
3-T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK"nun 53. maddesine ilişkin olan, 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararının, 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanmış olması nedeniyle iptal kararı doğrultusunda TCK"nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... ve o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, 27/05/2020 günü oy birliğiyle karar verildi.