4. Hukuk Dairesi 2017/1460 E. , 2020/50 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... ve Su İşleri Bakanlığı vekili Avukat ... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 14/09/2015 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 17/05/2016 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Davalıların diğer temyiz itirazına gelince;
Dava, itirazın iptali ve icra inkar tazminatı istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalılar hakkında 4915 sayılı Kara Avcılığı Kanunu kapsamında avcılık belgesi ve avlanma izni olmadan bir adet koruma altında bulunan yaban keçisi avlamak eylemine dayalı 23/06/2014 tarihinde tazminat raporu düzenlendiğini, bu tazminat raporunun davalılara ayrı ayrı tebliğ edildiğini, tazminat bedelinin ödenmemesi nedeniyle 29/07/2015 tarihinde ... 3. İcra Müdürlüğünün 2015/7423 esas sayılı dosyasında davalılar hakkında ilamsız icra takibi başlatıldığını, davalıların yapılan takibe itiraz ettiğini belirterek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesi isteminde bulunmuştur.
Davalılar, yersiz açılan davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, bilirkişi raporu hükme esas alınarak davanın kabulüne karar verilmiş, ayrıca asıl alacak miktarı üzerinden davacı lehine % 20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmiştir.
İcra İflas Kanunu’nun 67/2. maddesi gereğince, itirazın iptali davalarında icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için borçlunun itirazında haksız ve takibe konu alacağın likit olması zorunludur. İcra inkar tazminatının Kanuna konuluş amacı, borçlu olduğu miktarı bilebilecek veya bu miktarı tayin edebilecek durumda olan borçlunun, ödeme emrinin tebliği üzerine borcunu inkar etmesini önlemektir. Likit bir alacaktan söz edilebilmesi için ise ya alacağın gerçek miktarının belli ve sabit olması ya da borçlusu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurların bilinmesi veya bilinebilecek durumda olması; başka bir ifadeyle, borçlunun bizzat kendisinin ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda olması gerekir. Bu koşullar yoksa, likit bir alacaktan söz edilemez.
Somut olayda; dava konusu alacağın miktarının tespiti yargılamayı gerektirdiğinden söz konusu alacak likit değildir. Dolayısıyla itirazın iptali halinde alacaklının icra inkar tazminatı isteyebilmesi için gerek uygulamada gerekse öğretide öngörülen alacaktaki “likit” yani muayyenlik ve belirlenebilirlik koşulu somut olayda gerçekleşmemiştir.
Hal böyle olunca mahkemece, yasal koşulları bulunmadığı halde, icra inkar tazminatına hükmedilmesi usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekirse de, belirlenen bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, mahkeme kararının 6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’na eklenen “geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 438/7. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasının icra inkar tazminatına ilişkin 2. paragrafında yazılı olan “Davalıların asıl alacak olan 12.000,00 TL’ nin %20’ si üzerinden icra inkar tazminatına mahkum edilmelerine” sözcük dizisinin hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “Alacak likit olmadığından davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine” ifadelerinin yazılmasına; davalılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddiyle kararın düzeltilmiş bu biçiminin ONANMASINA 15/01/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.