4. Hukuk Dairesi Esas No: 2020/1704 Karar No: 2020/1810 Karar Tarihi: 10.06.2020
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2020/1704 Esas 2020/1810 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2020/1704 E. , 2020/1810 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... Büyükşehir Belediyesi il Özel İdare Müdürlüğü vekili Avukat .... tarafından, davalılar ... ve ... aleyhine 27/04/2006 gününde verilen dilekçe ile maddi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 05/02/2019 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, trafik kazası sonucu oluşan maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, maliki bulunduğu ve davalı ...’in sevk ve idaresindeki araçla davalılardan ...’in maliki bulunduğu ve davalı ...’ın sevk ve idaresindeki aracın karıştığı kaza sonucu aracının hasara uğradığını belirterek maddi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalılar, davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, bilirkişi raporları doğrultusunda davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Olay tarihinde yürürlükte olan 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 135. maddesinde (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nunun 156. maddesi) ""Müruru zaman katedilmiş olunca katıdan itibaren yeni bir müddet cereyan etmeğe başlar. Borç bir senette ikrar edilmiş veya bir hüküm ile sabit olmuş ise yeni müddet daima on senedir."" düzenlemesine yer verilmiştir. Dosya içeriğinden; davanın 27/04/2006 tarihinde açıldığı, mahkemenin karar tarihinin 05/02/2009 olduğu, davalılar vekilinin bila tarihli dilekçesi ile gerekçeli kararın taraflara tebliğini talep ettiği ve ilamın davacıya 05/07/2019 tarihinde, davalı ...’a 06/07/2019, davalı ...’e 20/09/2019 ve davalı ...’e 27/09/2019 tarihinde tebliğ edildiği, böylece hüküm tarihi ile kararın taraflara tebliğ tarihi arasında on yıldan fazla süre geçtiği anlaşılmaktadır. Hükmün doğurduğu sonuçların büyük bir kısmı tefhim anından itibaren meydana gelir. Buna karşılık bazı sonuçları ise hükmün kesinleşmesi ile doğar. Hakim verdiği hükmü kendiliğinden değiştiremez. İlam zamanaşımına uğramış olsa bile temyiz edilip Yargıtay tarafından bozulmadıkça davayı tekrar ele alıp zamanaşımı nedeniyle reddedemez. Şu halde, 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 135/2. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nunun 156/2.maddesi) uyarınca hükmün verildiği tarihten itibaren on yıl geçmekle ilamın zamanaşımına uğradığı, davalıların bu on yıllık sürenin geçmesinden sonra ilamın zamanaşımına uğradığını ileri sürerek hükmü temyiz etmiş olduğu gözetildiğinde, mahkemece, ilamın zamanaşımına uğradığı nazara alınarak yeniden hüküm kurulması gerekir. Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 10/06/2020 gününde oy birliğiyle karar verildi.