Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/998
Karar No: 2013/4003
Karar Tarihi: 21.03.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2013/998 Esas 2013/4003 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Taraflar arasındaki anlaşma sonrası davacıya devredilen taşınmazın hile ile davalıların çocukları üzerine kaydettirildiği iddiasıyla açılmıştır. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Ancak davacının iddiasının hile hukuksal nedenine dayandığı ve mahkeme tarafından bu konuda yeterli değerlendirme yapılmadığı belirtilmiştir. Aldatma (hile) her türlü delille ispatlanabileceği gibi, iptal hakkının kullanılması hiçbir şekle bağlı değildir. Aldatma (hile) öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir. Bu nedenle, tüm delillerin eksiksiz toplanarak, yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek, mahkeme kararı bozulmuştur. Kanun maddeleri detaylı olarak açıklanmamıştır.
1. Hukuk Dairesi         2013/998 E.  ,  2013/4003 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : SİLİVRİ 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 29/03/2012
    NUMARASI : 2008/281-2012/154

    Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece  davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar Hazine vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi  raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;                                     
    Dava,  tapu  iptal  ve  tescil  isteğine  ilişkindir.
    Mahkemece, davanın   reddine  karar  verilmiştir.
    Dosya  içeriğinden ve  toplanan   delillerden;  kat mülkiyeti kurulu binadaki çekişme konusu 3 nolu meskeni dava dışı A.. Y.. adına kayıtlı iken 07.01.2002 tarihinde   ½ payının davalı M..R.."a, ½ payının ise davalı Y.."a satış suretiyle temlik edildiği, davalıların da taşınmazın çıplak mülkiyetini üzerlerinde bırakarak intifa hakkını 31.01.2002 tarihinde davacıya devrettikleri  anlaşılmaktadır.
    Davacı,  yakın bir arkadaşının istediği yerde ev alması yönünde vasiyetinin bulunması sebebi ile verilen para ile ev alınması yönünde yakın gördüğü dava dışı M.. ile onun oğlu olan davalı R.."un yardım ettiğini, araştırmalar sonucu R.."un  bulduğu  kat mülkiyeti kurulu 3 nolu meskeni beğendiğini, işlemler için M.."i yetkilendirdiği halde, sözkonusu şahsın vekalet görevini kötüye kullanarak talimatı doğrultusunda çekilen para ile alınan çekişme konusu taşınmazı davalı çocukları üzerine kaydettirdiğini, daha sonra işlemden rahatsızlık duyarak tapuya götürüp intifa hakkını kendisine devrettiklerini ileri sürerek tapu iptal  ve tescil istekli eldeki davayı açmış, yargılama sırasında resmi senetteki imzanın eli ürünü olmadığını iddia etmiş,  ölümü  ve mirasının Hazineye kalması sebebi ile de Hazine davaya dahil edilmiş, davalılar ise; anılan paranın davacıya bakması ve ilgilenmesi sebebi ile dava dışı M.."e ev alınması için verildiğini, öte yandan verilen herhangi bir vekaletin de bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    İddianın ileri sürülüş  biçimi,  dava  dilekçesinin  içeriği  ve  dosyada  mevcut  deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının davadaki iddiasının hile hukuksal nedenine  dayandığı  anlaşılmaktadır.
    Hemen  belirtilmelidir  ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun  33. maddesi (1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 76. maddesi) hükmü  uyarınca  olayları bildirmek  taraflara,  hukuki   nitelendirmeyi  yapmak  ve  ona  uygun  yasal  düzenlemeyi tayin ve  tespit ederek  uygulamak   mahkemeye  aittir.
    Oysa mahkemece hile hukuksal nedeni yönünden değerlendirme   yapılmadığı gibi, tarafların bildirdiği tüm delillerde toplanmış değildir.
    Bilindiği üzere; aldatma (hile), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya,özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak,veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma sözkonusudur. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 36/1 maddesi (881 sayılı Borçlar Kanunu"nun 28/l maddesinde) açıklandığı üzere  açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme  yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen  koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable Şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
    Öte yandan, aldatmanın (hilenin) her türlü delille isbat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatma (hile) öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
    Hal böyle olunca; tarafların bildirdikleri tüm delillerin eksiksiz  toplanması ve yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme   ile  yazılı    şekilde  hüküm  kurulmuş   olması  doğru  değildir.
    Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar  verildi.


     

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi