Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar Hazine vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Dosya içeriğinden ve toplanan delillerden; kat mülkiyeti kurulu binadaki çekişme konusu 3 nolu meskeni dava dışı A.. Y.. adına kayıtlı iken 07.01.2002 tarihinde ½ payının davalı M..R.."a, ½ payının ise davalı Y.."a satış suretiyle temlik edildiği, davalıların da taşınmazın çıplak mülkiyetini üzerlerinde bırakarak intifa hakkını 31.01.2002 tarihinde davacıya devrettikleri anlaşılmaktadır.
Davacı, yakın bir arkadaşının istediği yerde ev alması yönünde vasiyetinin bulunması sebebi ile verilen para ile ev alınması yönünde yakın gördüğü dava dışı M.. ile onun oğlu olan davalı R.."un yardım ettiğini, araştırmalar sonucu R.."un bulduğu kat mülkiyeti kurulu 3 nolu meskeni beğendiğini, işlemler için M.."i yetkilendirdiği halde, sözkonusu şahsın vekalet görevini kötüye kullanarak talimatı doğrultusunda çekilen para ile alınan çekişme konusu taşınmazı davalı çocukları üzerine kaydettirdiğini, daha sonra işlemden rahatsızlık duyarak tapuya götürüp intifa hakkını kendisine devrettiklerini ileri sürerek tapu iptal ve tescil istekli eldeki davayı açmış, yargılama sırasında resmi senetteki imzanın eli ürünü olmadığını iddia etmiş, ölümü ve mirasının Hazineye kalması sebebi ile de Hazine davaya dahil edilmiş, davalılar ise; anılan paranın davacıya bakması ve ilgilenmesi sebebi ile dava dışı M.."e ev alınması için verildiğini, öte yandan verilen herhangi bir vekaletin de bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
İddianın ileri sürülüş biçimi, dava dilekçesinin içeriği ve dosyada mevcut deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacının davadaki iddiasının hile hukuksal nedenine dayandığı anlaşılmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 33. maddesi (1086 Sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 76. maddesi) hükmü uyarınca olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelendirmeyi yapmak ve ona uygun yasal düzenlemeyi tayin ve tespit ederek uygulamak mahkemeye aittir.
Oysa mahkemece hile hukuksal nedeni yönünden değerlendirme yapılmadığı gibi, tarafların bildirdiği tüm delillerde toplanmış değildir.
Bilindiği üzere; aldatma (hile), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya,özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak,veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma hilede yanıltma sözkonusudur. 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 36/1 maddesi (881 sayılı Borçlar Kanunu"nun 28/l maddesinde) açıklandığı üzere açıklandığı üzere taraflardan biri diğer tarafın kasıtlı aldatmasıyla sözleşme yapmaya yöneltilmişse hata esaslı olmasa bile aldatılan taraf için sözleşme bağlayıcı sayılamaz. Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable Şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir.
Öte yandan, aldatmanın (hilenin) her türlü delille isbat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Aldatma (hile) öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
Hal böyle olunca; tarafların bildirdikleri tüm delillerin eksiksiz toplanması ve yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.
Davacı Hazine vekilinin temyiz itirazları belirtilen nedenlerle yerindedir. Kabulü ile, hükmün açıklanan nedenlerle (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, 21.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.