(Kapatılan)23. Hukuk Dairesi 2011/2141 E. , 2011/2753 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KA R A R-
Davacı vekili, müvekkili ile eşinin, davalı kooperatife ayrı ayrı üye olduklarını ve aidatlarını ödediklerini, 30.04.2003 tarihinde eşi Günay Türk"ün kooperatiften istifa ettiğini, ödemiş olduğu aidatların kendisine aktarılmasını talep ettiğini, davalı kooperatifin bunu kabul ettiğini; bazı usulsüz işlemler için davalı kooperatife ihtarname çektiğini, davalı kooperatifin de kendisi hakkında icra takibi yaptığını, bunun üzerine 07.12.2004 tarihinde kooperatiften istifa etmesine rağmen, ödediği aidatların kendisine iade edilmediğini ileri sürerek, 40.000,00 TL" nin davalıdan alınarak kendisine verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacının eşinin ödemelerinin davacıya aktarıldığının doğru olduğunu, fakat davacının, kooperatife olan bazı borçlarından ötürü hakkında takip yaptıklarını, bu konuda başka bir davanın da bulunduğunu, davacının alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları ile tüm dosya kapsamına göre, davacının ortaklığının sona erdiği, eşinin de ortaklığını devraldığı, davacının ayrıldığı tarihten sonra ilk genel kurulun 27.06.2005 tarihinde yapıldığı, alacağının, 27.07.2005 tarihinde muaccel olduğu, her ne kadar genel kurul kararı ile borçların ödenmesinin üç yıl ertelenmesine karar verilmişse de yapılacak ödemelerin kooperatifin varlığını tehlikeye düşürmeyeceği, emsal alınan yüklenici üye hakedişinin ödenmesi için kendisine verilen 8 paydan genel gider mahsup edilmediğinden, buna kıyasen davacının alacağından da mahsup yapılamayacağı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, çıkma payı alacağının tahsili istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu`nun 17/1. ve anasözleşmenin 15. maddeleri hükümlerinde, kooperatiften ayrılan bir ortağın, ödemiş olduğu aidatın tamamını değil, ayrıldığı yıl bilançosunda yer alan genel giderlerden davacıya isabet eden masraf hissesi düşüldükten sonra bakiyesinin iadesini talep hakkını haiz olup, ayrıldığı yılın bilançosunun genel kurulca kabulü suretiyle kesinleşmesinden itibaren bir ayın sonunda davalı ihtara gerek kalmaksızın temerrüde düşer. Genel kurul tarafından üyeliği sona erenlere yapılacak ödemelerin ertelenmesi yönünde alınmış bir kararın varlığı halinde dahi bu karar sadece ödemenin yapılacağı tarihi geciktrici etkiye sahip olup, erteleme süresi içinde faiz işlemesini engellemez. Bu durumda, erteleme süresi dolduktan sonra davalı kooperatif işlemiş faiziyle birlikte ayrılan üyeye ödeme yapmakla sorumludur.1163 Sayılı Kooperatifler Kanunu" nun 12. ve anasözleşmenin 13. maddesine göre, kooperatiften çıkış, ancak bir hesap senesi sonu için ve en az 6 ay önceden haber verilerek yapılır. Somut olayda, davacının istifa tarihinin, 09.12.2004 olması nedeniyle istifası, 2005 yılında hüküm ifade edecektir. Bu durumda 2005 yıl sonu bilançosu 2006 yılında toplanan genel kurulda kesinleşeceğinden, o genel kurulda ertelemeye ilişkin karar alınıp alınmadığı üzerinde durularak, erteleme kararı alınmış ise bu ertelemenin kooperatifin varlığını tehlikeye düşürüp düşürmeyeceği bilirkişi raporu ile belirlenmelidir.
Dosya arasında mevcut başka bir davaya ilişkin olarak verilen bilirkişi raporunda, aynı kooperatifin ertelemeye ilişkin genel kurul kararının doğru olduğu beyan edilmiştir. Öte yandan, mahkemece, yazılı gerekçeyle, davacı ile aynı koşulları taşımadığı halde, yüklenici üye nazara alınarak çıkma payı hesabında genel gider payı mahsubu yapılmaması da doğru olmamıştır. Bu durumda, mahkemece yukarıda değinilen düzenlemeler dikkate alınarak kooperatif hukuku konusunda uzman bir bilirkişi veya bilirkişi kurulundan ek rapor alınmak suretiyle 2005 yılı bilançosunu onaylayan genel kurulunun hangi tarihte yapıldığı ve davacının çıkma payının ödenmesinin ertelenmesi konusunda aynı genel kurulda bir karar alınıp alınmadığı üzerinde durularak, çıkma payı alacağının miktarı ve alacağın muaccel olduğu tarihin belirlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, 27.06.2005 tarihli genel kurul esas alınarak oluşturulan yazılı gerekçelere dayalı olarak hüküm kurulması doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davalı yararına BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 21.12.2011 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.