Esas No: 2021/7629
Karar No: 2022/1094
Karar Tarihi: 31.01.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/7629 Esas 2022/1094 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/7629 E. , 2022/1094 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkime ilişkin tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; İtiraz Hakem Heyeti tarafından davalı vekilinin itirazının reddine dair verilen kararın süresi içinde davalı vekili tarafından temyizi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 01/06/2018 tarihinde, müvekkilinin sevk ve idaresindeki araç ile davalıya sigortalı aracın karıştığı trafik kazasında, davacının yaralanarak %19 oranında kalıcı maluliyetinin oluştuğunu bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00TL maddi tazminatın temerrüd tarihinden itibaren avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Bilirkişi raporu doğrultusunda dava değerini 39.999,99TL'ye yükseltmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komiyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulü ile taleple bağlılık ilkesi gereği 39.999,99TL bakiye sürekli maluliyet tazminatının 24/04/2019 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş hükme karşı davalı vekili itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz Hakem Heyetince itirazın reddine karar verilmiş,işbu karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi tazminat istemine ilişkindir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücünde kayıp olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde,zararın kapsamının tespiti açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru bir şekilde belirlenmesi gerekmektedir. Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlarının çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikâyetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal Sigorta Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma
Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arası Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015-20.02.2019 tarihleri arası Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurul Raporları Hakkında Yönetmelik, 20.02.2019 tarihinden sonra Erişkinler İçin Engellilik Değerlendirmesi Hakkında Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Eldeki dosyada; kaza sonrası düzenlenen ve hükme esas alınan İstanbul Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nin 04/02/2019 tarihli Engelli Sağlık Kurulu Raporuna göre davacının kazadan kaynaklı sürekli iş göremezlik oranının %19 olduğu rapor edilmiştir. Ancak işbu raporun az yukarıda belirtilen yönetmeliklerden hangisine göre hazırlandığı belirtilmemiş olup rapor hüküm kurmaya elverişli değildir.Eksik inceleme ile karar verilemez.
O halde İtiraz Hakem Heyetince;temyiz edenin sıfatına göre, davacı tarafından kararın temyiz edilmediği de dikkate alınarak, usuli kazanılmış haklar gözetilerek, davacının kaza tarihi ve sonrasındaki tüm tedavi evrakları da eklenerek(eksiklere varsa temine edilerek), dosya kapsamında hükme esas alınan raporu da irdelenmek suretiyle, kaza tarihinde yürürlükte olan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun şekilde, ATK İhtisas Kurulu'ndan ya da üniversitelerin adli tıp anabilim dalı başkanlıklarından rapor alınıp, sonucuna göre,karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
3-Gerçek zarar hesabı yapılırken tazminat hesaplamasında, TRH 2010 Tablosu'nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.1990 doğumlu olan ve kaza tarihinde 28 ve hesap tarihinde 30 yaşında olan davacının TRH 2010 Tablosu'na göre muhtemel bakiye ömür süresi 44,45 yıl olduğu halde, raporda bakiye ömür süresinin kaç yıl kabul edildiği belirtilmeden , pasif dönem sonu olarak 2090 yılı gösterilerek hesap yapılmıştır. Rapor bu yönüyle hatalıdır.
Bu durumda davacının bakiye ömür süresinin belirlenerek, aktif ve pasif dönem başlangıç bitiş tarihleri ve süreleri gösterilmek suretiyle denetime el verişli ek hesap raporu aldırılması gerektiğinden kararın bozulmasına karar verilmiştir.
4-Kabule göre de;somut olayda, Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince;39.999,99TL'nin davalıdan tahsiline, kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına 5.999,99 TL vekalet ücreti hükmedilmiştir.
5684 Sayılı Sigortacılık Kanunu 30/17 md. ve 19.01.2016 tarihli ve 29598 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 6. maddesi ile Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13. fıkrasına "(13) (Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir." hükmü eklenmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT'nin 17. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5'i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi, ancak hesaplanan miktarın maktu
ücretin altında kalması halinde maktu ücrete hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi ve davalı vekilinin bu yöndeki itirazlarının reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2), (3) ve (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 31/01/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.