8. Hukuk Dairesi 2011/3716 E. , 2012/1081 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Değer artış payı alacağı
... ile ... aralarındaki değer artış payı alacağı davasının kabulüne dair Adana 5. Aile Mahkemesinden verilen 08.12.2010 gün ve 653/1214 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, evlilik birliği içinde edinilen 5991 ada 3 parseldeki binanın 12 numaralı bağımsız bölümünün davalı eş adına tapuda kayıtlı olduğunu açıklayarak, bu yerin satış bedelinin vekil edeni tarafından karşılanan 14.500 TL"sinin faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının yıllardır çalışmadığını ve bir katkısı bulunmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın alımına katkıda bulunulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, 14.500 TL"nin karar tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller tüm dosya kapsamından; taraflar 24.04.1991 tarihinde evlenmiştir. 20.06.2008 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 05.02.2010 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği sona ermiştir.
Dava konusu bağımsız bölüm 22.09.2004 tarihinde üçüncü kişiden tapu memuru huzurunda yapılan resmi sözleşmeyle satın alınarak davalı adına tescil edilmiştir. TMK.nun 179. maddesine göre mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Taraflar arasında başka bir mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine (4722 s.K.m.10) göre, evlenme tarihinden 4721 sayılı TMK.nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar TMK.nun 202. maddesi uyarınca, yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Uyuşmazlık konusu taşınmaz eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli bulunduğu dönemde edinilmiştir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2. maddesine göre boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir.
Dava, TMK.nun 227. maddesine dayalı olarak açılan değer artış payı alacağına ilişkindir. Niza konusu taşınmazın 25.000 TL"ye alındığı hususunda taraflar arasında bir uyuşmazlık yoktur. Anlaşmazlık, dava konusu taşınmazın satış bedelinin kim tarafından ve ne şekilde ödendiğinde toplanmaktadır. Davacı taraf, satış parasının 14.500 TL"sinin miras bırakanından intikal eden Osmaniye Kadirli Topraktepe Köyünde bulunan taşınmazın satışından elde edilen para ile ödendiğini, kalan kısmın ise davalının annesi tarafından karşılandığını ileri sürmektedir. Davalı taraf ise, miras bırakan babasının ölümü üzerine düşen miras payı nakit para ve ailesinin desteğiyle satış bedelinin ödendiğini, davacı eşin bir katkısının bulunmadığını, tamamının kişisel malı olduğunu bildirmektedir.
Somut olayda; açıklanan iddia ve savunma içeriği özellikle TMK.nun 6 ve 222. maddesi hükümlerine göre; davacının ve davalının satış parasının kaynağına ilişkin delillerinin toplanması, tarafların murislerine ait mirasçılık belgelerinin istenilmesi, davacının delil listesinde bildirdiği Topraktepe Köyü 556 parselin miras bırakanı adına olan tapu kaydı ile mirasçılarına intikal ve 3. kişiye satış tarihlerini içerir intikalli ve müstenidatlı tapu kaydı ve resmi akitlerin onaylı okunaklı suretlerinin getirtilmesi, mirasa konu taşınmazın satış parasının ve davacıya düşen miktarının belirlenmesi varsa satış parasının yatırıldığı ve çekildiği tarihleri içerir banka kayıtlarının ibrazının istenilmesi, yine davalının miras bırakanından kaldığı belirtilen nakit-davalının dava dışı kardeşi adına bankada tutularak nizalı taşınmazın alımı sırasında çekildiği bildirilen paraya ilişkin hesap hareketlerini gösterir banka kayıtlarının sunulmasının istenilmesi, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davaların kamu düzeni ağırlıklı davalar olduğu hususunun gözönünde bulundurularak toplanan delillerle, getirtilecek kayıt ve belgelerin birlikte değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre bir hüküm kurulması gerekirken noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu biçimde karar verilmesi doğru değildir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve 166,50 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 23.02.2012 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi
KARŞI OY
Davacı vekili, müvekkilinin davalı ile 24.04.1991 tarihinde evlendiklerini, Adana 2. Aile Mahkemesinin 02.12.2009 tarih, 2008/635 Esas, 2009/1097 Karar sayılı kesinleşen ilamı ile tarafların boşandıklarını, dava konusu 5091 ada 3 nolu parseldeki E2 Blok, 12 nolu dairenin tapu kaydının davalı adına olduğunu, bu yerin satın alımı sırasında kendisinin 14500 TL katkıda bulunduğunu açıklayarak yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı taraf, taşınmazı kendi imkanlarıyla ve annesinden almış olduğu para ile satın aldığını, davacının bir katkısının olmadığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın evlilik birliği içinde edinildiği ve davacının talebiyle bağlı kalınarak 14.500 TL katkı payının karar tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Hüküm, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Toplanan deliller, tüm dosya kapsamından; akit tablosu getirilmiştir. 22.09.2004 tarihlidir. Satıcı Ahmet oğlu ..., alıcı Süleyman kızı ..., konu 5991 ada 3 nolu parseldeki dört katlı kagir apartmanın 1/156 arsa paylı E2 blok, üçüncü kat, 12 nolu meskenin tamamı 14000 TL (14 milyar TL) bedelle tapu memuru huzurunda temlikin yapıldığı anlaşılmaktadır. Tarafların boşanmalarına ilişkin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen dosya ektedir. Davacı tanıklarından Mehmet Seyman ile ... talimatla dinlenmiştir. Bu kişiler özetle; dava konusu evin davacı tarafından üçüncü kişiden eşi Hülya adına satın alındığını, tapusunu eşi Hülya adına yaptırdığını açıklamışlardır.
Gerek resmi akit tablosundaki satıcı ile alıcının konumu, gerekse davacı tanıklarının talimatla alınan beyanları dikkate alındığında olayda gizli bağış bulunduğu tartışmasızdır. Bir başka anlatımla, davacı bedelinin tamamını kendisi dahi ödeyerek üçüncü kişiden eşi adına tapu memuru huzurunda yapılan sözleşmeyle temliki yapılan taşınmazlarla ilişkili olarak gizli bağış nedeniyle iptal ve tescil talebinde bulunamayacağından buna dayalı olarak katkı payı ya da katılma alacağı da talep edemez. Dairenin bu konuda bir çok içtihadı bulunmaktadır.
Bundan ayrı, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalar kişiler arasında görülen rutin dava türlerindendir. Eş anlatımla, kamu düzeni ağırlıklı bir dava değildir. Taraflar iddialarını, savunmalarını karşılıklı olarak tüm delillerle mahkemeye bildirmeleri gerekir. Hakimin re"sen yapacağı herhangi bir araştırma ve inceleme söz konusu olamaz. Tüm bu nedenlerle mahalli mahkemece davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır.
Açıkladığım nedenlerle Dairenin Sayın çoğunluğunun öteki bozma nedenlerine ilişkin görüşlerine katılmam olanaklı değildir. Belirttiğim nedenlerle yerel mahkeme kararının bozulması kanaatindeyim. 23.02.2012