17. Hukuk Dairesi 2020/1965 E. , 2020/5723 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, davalılardan sürücüsü, maliki ve trafik sigortacısı olduğu çekicinin damper kaldırma yağ tankının yola düşüp hortumunun patlaması nedeniyle yola dökülen yağların yolu kaygan duruma getirmesi neticesinde, davacının sevk ve idaresindeki aracın direksiyon hakimiyetini kaybederek karşı istikametten gelen araç ile çarpışarak yaralamalı ve maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği belirterek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla araçta meydana gelen maddi hasar sebebiyle şimdilik 30.000,00 TL maddi zararlarının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan sorumlulukları oranında tahsiline, yapılan tedavi giderleri için şimdilik 1.275,00 TL maddi zararlarının olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan sorumlulukları oranında tahsiline, 15.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ile ... İnş. Gıda Tur. Mad. Nak. Te. O. Ki. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti"den sorumlulukları oranında tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacının Davalı ..."a yönelik maddi-manevi tazminat talebi yönünden davanın reddine, davacının diğer davalılardan maddi tazminat talebi yönünden; davacı aracında meydana gelen hasar yönünden davanın kısmen kabulü ile 25.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihi 04/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin
reddine, davacının tedavi giderine ilişkin talebi yönünden davanın kabulü ile 1.275,00 TL tedavi masrafının olay tarihi 04/09/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalılardan tahsiline, davacının davalı ... İnş. Gıda Tur. Mad. Nak. Te. O. Ki. İth. İhr. San. Tic. Ltd. Şti."den manevi tazminat talebi yönünden kısmen kabulü ile 5.000,00 TL Manevi tazminatın olay tarihi 04/09/2012"nden itibaren işleyecek yasal faiziyle dava şirketten tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle tedavi gideri ile araç hasar bedeli istemine ilişkindir.
818 sayılı BK."nun “ceza hukuku ile medeni hukuk arasında münasebet” başlıklı 53. maddesi: “Hakim, kusur olup olmadığına, yahut haksız fiilin failinin temyiz kudretine haiz bulunup bulunmadığına karar vermek için ceza hukukunun mesuliyete dair ahkamiyle bağlı olmadığı gibi, ceza mahkemesinde verilen beraat kararıyla da mukayyet değildir. Bundan başka ceza mahkemesi kararı, kusurun takdiri ve zararın miktarını tayin hususunda dahi hukuk hakimini takyit etmez.” hükmünü içermektedir.
Hukuk hâkiminin kural olarak ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı olmadığı ancak aynı olay nedeniyle ceza yargılamasında hükme dayanak alınan maddi olgularla ve özellikle “fiilin hukuka aykırılığı” konusunda tamamen bağlı olacağı gerek öğreti gerekse de yargısal uygulamada istikrarla kabul edilmektedir.
Hal böyle olunca, maddi olayları ve yasak eylemlerin varlığını saptayan ceza mahkemesi kararı, taraflar yönünden kesin delil niteliğini taşır (HGK, 24.12.2014 gün ve 2014/4-846 E., 2014/1091K).
Mahkemece kusur yönünden yargılama sırasında alınan ve kazada, davalı sürücüsünün ve davacının kusursuz olduğunu bildiren bilirkişi raporu benimsenerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, davaya konu kaza ile ilgili olarak Akhisar 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 2012/844-2014/325 sayılı dosyasında, taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan davalı sürücüsü ... hakkında açılan kamu davasının yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporuna göre Karayolları Trafik Kanununu"nun uygulanmasına
dair yönetmeliğin karayolu yapısı üzerinde trafiği güçleştirecek, tehlikeye sokacak veya engel yaratacak, trafik işaretlerinin görülmesini engelleyecek veya güçleştirecek şekilde bir şey atmak, dökmek, bırakmak ve benzeri hareketlerde bulunması sebebiyle kazanın oluşumunda asli kusurlu olduğunun belirlendiği, mahkemece bu rapor benimsenerek sanığın mahkumiyetine karar verildiği ve hükmün temyizi üzerine Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 19/04/2016 tarihli ilamıyla düzeltilerek onmasına karar verilerek, kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda; yukarıda anılan yasa hükmü uyarınca hukuk hakimi ceza mahkemesince belirlenen kusur oranıyla bağlı değil ise de; mahkemece benimsenen ATK raporu ile yukarıda anılan ceza yargılaması sırasında alınan bilirkişi raporunda belirlenen kusur durumu yönünden çelişki meydana geldiği açıktır.
O halde, mahkemece, ceza dosyası getirtilerek, öncelikle ceza yargılaması ile eldeki davada kusur yönünden meydana gelen çelişkilerin giderilmesi yönünden dosyanın İTÜ veya Karayolları Trafik Fen Heyeti gibi kuruluşlardan oluşturulacak yeni bir uzman bilirkişi kuruluna tevdii ile ceza dosyasında alınan bilirkişi raporu ve eldeki davada alınan ATK raporunun birlikte irdelenerek,davalı sürücünün sürüş esnasında yağ tankının yola düşüp hortumunun patlamasını anlayabilecek durumda olup olmadığı, bu arızanın seyir halinde mi yoksa önceden olan bir arıza sonucunda meydana gelip gelmeyeceği, yine davalı sürücünün yola çıkmadan önce araç kontrolü sırasında yağ tankının olduğu kısmı kontrol etmesinin olağan olup olmadığı, tüm dosya kapsamı ile oluş şekline göre tarafların olaydaki kusur oranlarının duraksamaya yer vermeyecek şekilde tespiti ve meydana gelebilecek çelişkilerin giderilmesi yönünden ayrıntılı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması, ondan sonra dosyadaki tüm deliller birlikte değerlendirilip varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3-Davacı dava dilekçesinde, meydana gelen kaza neticesinde aracındakihasar sebebiyle fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 30.000,00 TL talep etmiştir.
Mahkemece davacının aracında meydana gelen hasarı belirlenmesi için keşif ile makine mühendisi ve oto tamircisi tarafından alınan 18/11/2013 tarhili bilirkişi raporunda, rayiç değerinin 33.000,00 TL, sovtaj değerinin 6.000,00 TL olacağı belirtilerek, raporda aracın onarımının ekonomik olmacağı ve zararın 27.000,00 TL olduğu belirlenmiş,
hükme esas alınan 21/03/2016 tarihli makine mühendisi tarafından hazırlanan raporda ise piyasa değeri 32.500,00 TL, sovtaj değerinin ise 7.500,00 TL olacağı, aracın onarımının ekonomik olmacağı ve zararın 25.000,00 TL olduğu belirlenmiştir. Her iki bilirkişi raporu arasında aracın ikinci el değeri ile sovtaj değeri arasındaki çelişki giderilmeden hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bu durumda mahkemece, İTÜ Karayolları Kürsüsü veya Karayolları Genel Müdürlüğü Fen Heyeti gibi kurumlardan seçilecek 3 kişilik uzman bilirkişi kurulundan aracın hasarsız ikinci el değeri ve sovtaj değeri arasındaki çelişkilerin giderilmesi yönünde denetime elverişli, ayrıntılı, itirazları karşılayan ve gerekçeli rapor alınarak kazanılmış haklarda gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli görülmemiştir.
4-Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin temyiz nedenin şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2), (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin manevi tazminata ilişkin temyiz incelemesinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 15/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.