8. Hukuk Dairesi 2019/6284 E. , 2019/11642 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın ... mirasçıları olan davalılar yönünden dava şartı yokluğundan reddine, ... mirasçıları olan davalılar yönünden feragat nedeniyle reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili, Bodrum Kadastro Mahkemesinin 2000/12 Esas ve 2003/5 Karar sayılı ilamı ile kesinleşerek tapunun 122 ada 182 parsel (eski 9 parsel) sırasına kaydı yapılan ana taşınmazın, doğusu devlet karayolu, batısı deniz ve yol, güneyinde menekşe sokak, kuzeyinde ...’e ait taşınmazlarla çevrili bulunan takriben 2250,00 metrekarelik kısmının, davalılardan ... mirasçıları ..., ..., ..., ..., ... ve ... tarafından 23.07.1991 tarihli gayrimenkul zilyetlik devir ve satış sözleşmesi ile dava dışı ...’ye satılıp zilyetliğinin de devredildiğini, yine aynı taşınmazın, doğusu ... arsası, batısı ... zeytinliği, kuzeyi ... arsası ve güneyinde ... zeytinliği bulunan taşınmazlarla çevrili olan yaklaşık 300,00 metrekarelik kısmının ise, bir kısım davalılar murisi ... tarafından 15.01.1985 tarihli gayrimenkul zilyetlik devir ve satış sözleşmesi ile dava dışı ...’ya satılıp zilyetliğinin devredildiğini, sonrasında ...’nın da eşi Hakkı Kapubağlı’ya verdiği noter vekaleti ile ...’den satın almış olduğu taşınmazı içindeki 67,00 metrekarelik ev ile birlikte 21.09.1992 tarihli zilyetlik devir ve satış sözleşmesi ile dava dışı ...’ye satıp zilyetliğini de devrettiğini ve daha sonra da ...’nin satış ile zilyetliğini devraldığı bu iki parça taşınmazı birleştirip bir bütün halinde malik sıfatıyla zilyet edip kullanır iken, anılan taşınmazları 05.10.2000 tarihli zilyetlik devir ve satış sözleşmesi ile vekil edenine satarak, zilyetliğini de müvekkiline devrettiğini, vekil edeninin 2000 yılından bu yana taşınmazın malik sıfatı ile zilyedi olduğunu, taşınmazları evvelce malik sıfatıyla zilyet ederken satış suretiyle zilyetliğini devreden önceki zilyetlerin zilyetlik süresinin de hesaba dahil edilmesi halinde müvekkilinin eklemeli surette yararlanacağı 1991 yılından beri devam eden davasız ve aralıksız malik sıfatıyla zilyetlik süresinin bulunduğunu açıklayarak, 122 ada 182 parsel sayılı taşınmazda bir kısım davalıların murisi ... adına kayıtlı paydan 2.250,00 metrekarelik kısmın ve diğer bir kısım davalıların murisi ... adına kayıtlı paydan da 300,00 metrekarelik kısmın iptali ile vekil edeni adına tapuya tescilini talep etmiştir.
Davacı vekili, mahkemeye sunduğu 25.05.2015 tarihli dilekçesindeki yazılı beyanı ile davalılardan ... mirasçıları yönünden davadan feragat ettiklerini bildirmiş, dosyadaki vekaletnamesinde davadan feragat yetkisinin bulunduğu anlaşılmıştır.
Davaya cevap veren ... mirasçısı bir kısım davalılar ..., ..., ..., ..., ... ve ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Davaya cevap veren ... mirasçısı davalılardan ... vekili ise, davacının, Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesindeki 2014/953 Esas sayılı dosyasında asli müdahale talebinde bulunduğunu, anılan dava dosyasının taraflarının ve konusunun aynı olması nedeniyle ikinci açılan dosya kapsamındaki davanın derdestlik nedeniyle usulden reddinin gerektiğini, olmadığı taktirde TMK’nin 713/2 maddesinde açıklanan kayıt malikinin ölü olması nedeniyle taşınmazın mülkiyetini olağanüstü kazandırıcı zamanaşımı ile kazanmak için gerekli olan ve taşınmaza en az 20 yıllık süre ile davasız ve aralıksız malik sıfatıyla zilyet olma şartlarının davacı yönünden gerçekleşmediğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının Bodrum 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/953 Esas sayılı dosyası ile görülmekte olan davada mahkememiz davalılarına karşı aynı taşınmazların tapusunun iptali ve tesciline yönelik aynı hukuki sebebe dayalı olarak asli müdahale talebinde bulunduğu ve asli müdahil olduğu, Bodrum 1.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/953 Esas sayılı dosyasının derdest bulunduğu, davacının, ... mirasçıları yönünden ise açılan davadan feragat ettiği gerekçesiyle, davanın ... mirasçıları davalılar yönünden derdestlik nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine, ... mirasçıları davalılar yönünden ise feragat nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, TMK"nin 713/2. fıkrası kapsamında yer alan maliki 20 yıl önce ölmüş ve bu nedenle tapu kaydının hukuki değerini yitirmesi hukuksal sebebine dayalı olarak TMK"nin 713/1 ve 2. fıkraları gereğince açılan, mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescili davasıdır.
HMK’nin 114/1-ı maddesinde derdestlik hali olumsuz dava şartı olarak, yani varlığı davanın esasının incelenmesine engel teşkil eden dava engeli olarak düzenlenmiştir. Hemen belirtilmelidir ki dava şartları hakimin kendiğinden gözetmesi gereken hususlardır. Kanunun aradığı manada derdestlikten söz edilebilmesi için, görülmekte olan ve henüz nihai bir hükümle neticelenip kesinleşmemiş (mevcut ve devam eden) bir dava bulunmalı, sonradan açılan (sonraki tarihli) davada ise davanın taraflarının, konusunun ve sebeplerinin önceki davadaki ile aynı olması gerekir. Böyle bir halde ise derdestlik durumu açılan ikinci davanın görülmesine usuli engel teşkil edip ilk açılan davaya etkisi yoktur.
Somut olayda, temyiz incelemesine konu davanın 04.11.2014 tarihinde açıldığı, mahkemece derdestliğe konu Bodrum 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/953 Esas sayılı dosyasında davacı vekilinin dava açıldıktan sonra 24.11.2014 tarihinde asli müdahale talebinde bulunduğu anlaşıldığına göre müdahale tarihinin, dava tarihinden sonra olması nedeniyle temyiz incelemesine konu davanın derdest olduğundan söz edilemez. Bu nedenle Mahkemenin yazılı şekilde, ... mirasçıları davalılar yönünden derdestlik nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden red kararı vermesi doğru olmamıştır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan sebeplerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 23.12. 2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.