8. Hukuk Dairesi 2018/4289 E. , 2019/11641 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Elatmanın Önlenmesi
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı, 3/10 hissesinin maliki bulunduğu 2058 parsel sayılı taşınmazda, hissesine karşılık gelen alanın 79.254,43 metrekare olduğunu, taşınmaza doğu sınırında komşu olan 68 parsel sayılı taşınmaz malikleri olan davalıların, kendisinin paydaş olduğu taşınmaza sınır tecavüzünde bulunarak haksız olarak müdahalede bulunduklarını, tecavüzün tespiti için kadastro bilirkişisine yaptırdığı ölçüm neticesinde, 2058 parsele davalıların 2.235,00 ve 60,80 metrekare olmak üzere iki ayrı noktada toplam 2.295,80 metrekarelik alanda haksız müdahale ettiklerinin tespit edildiğini açıklayarak, davalıların, kendisinin paydaş olduğu 2058 parsel sayılı taşınmaza yapmış oldukları haksız müdahalenin önlenmesini istemiştir.
Davalılardan ... vekili ile diğer davalı ... vekili ayrı ayrı verdikleri cevap dilekçelerinde, yetki itirazında bulunarak yetkili mahkemenin Torbalı Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, davacının evvelce Selçuk Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/60 D.İş sayılı dosyasında yaptırdığı tespitte alınan bilirkişi raporunda tecavüzlü alanın bulunmadığının belirtildiğini, davacının 2058 parselinin öncesinin 1455 parsel olduğu dönemde önceki maliklerinden Züleyha Güzin Tümen tarafından yine aynı iddialarla açılan davada Torbalı Asliye Hukuk Mahkemesinin 1980/11 Esas, 1980/160 Karar sayılı dosyasında red kararı verildiğini, kararın Yargıtay denetiminden geçerek kesinleştiğini, davalıların bir müdahaleleri olmadığını açıklayarak, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine, davalı ... davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde geçerli olan AAÜT’ne göre 1.500 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ... vekiline verilmesine, davalı ... davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde geçerli olan AAÜT’ne göre 1.500 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ... vekiline verilmesine şeklinde karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, çaplı taşınmazda, paydaş olmayanlar arasında müdahalenin önlenmesi talebine ilişkindir.
1. Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, özellikle gerekçeli olarak düzenlenen, dosyadaki belge ve bilgilerle uyumlu teknik bilirkişi raporundan da anlaşıldığı üzere, kadastral sınır belirlenirken, 158 nolu noktadan 180 nolu noktaya gitmesi gereken sınır hattı, rasat karnesi ile ölçü krokisi arasında nokta kaydırması yapıldığından ölçü krokisi dikkate alınarak 179 nolu noktaya birleştirildiği, bu şekilde hatalı kadastral sınır oluşturulduğu, pafta ve zemin uyumsuzluğunun bu teknik hatadan kaynaklandığı, bu hata sebebiyle Belevi köyü 1043 parsel ile (dava konusu taşınmazın evveli) Sağlık köyü 68 parsel arasındaki yenileme öncesi pafta sınırının, zeminine, ölçü krokisine ve rasat karnesine aykırı iken yenileme sonrası bu hatanın düzeltildiği, dava konusu taşınmaz bölümlerinin evvelden itibaren 68 parsel içinde yer aldığına, davacının önceki bayii ile davalılar arasında görülen ve Yargıtaydan da geçerek kesinleşen elatmanın önlenmesi, tapu iptali ve tescil ile yargılamanın iadesi dosyalarında da aynı hususa işaretle bu bölümler 68 parsel içinde kabul edilerek davalı taraf lehine hüküm oluşturulduğuna göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazına gelince;
Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verildiğine, yargılamada davalılar ayrı ayrı vekille temsil edildiklerine göre davalılar lehine vekalet ücreti takdir edilmesi yerinde ise de, davanın aynı sebepten reddine karar verilmiş olması karşısında karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3.maddesi gereğince red sebebi ortak davalılar lehine tek vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, hataya düşülerek her bir davalı lehine ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri doğru olmamıştır. Ne var ki bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK"un 438/son maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan sebeple davacı vekilinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hüküm fıkrasının 6. paragrafında yer alan “Davalı ... davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde geçerli olan AAÜT’ne göre 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ... vekiline verilmesine” ve 7. paragrafında yer alan “Davalı ... davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde geçerli olan AAÜT’ne göre 1.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı ... vekiline verilmesine” ibarelerinin hüküm fıkrasından tamamen çıkarılmasına, yerlerine "Davalılar davada vekille temsil edildikleri ve davanın reddine karar verildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 3. bendi de dikkate alınarak aynı Tarifenin 13/1. maddesi gereğince 2.400 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine” ibaresinin eklenmesine, HMK"nin 370/2. (HUMK"un 438/7) maddesi uyarınca hükmün düzeltilmiş bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının (1) nolu bentte gösterilen nedenlerle reddine, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 23/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.