Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/822
Karar No: 2016/5088
Karar Tarihi: 07.04.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2015/822 Esas 2016/5088 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2015/822 E.  ,  2016/5088 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Davacı, yaşlılık aylığı almaya başladığı 31.08.2006 tarihi itibariyle sosyal güvenlik destek primi ödeme yükümlülüğü bulunmadığının tespiti ile davalı Kurum tarafından kendisinden haksız olarak kesilen primlerin iadesini talep etmiştir.
    Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dosya kapsamından davacının 506 Sayılı Kanun hükümlerine göre 01.09.2006 tarihinden itibaren aylık almakta olduğu, Kurum tarafından davacının ... sebebiyle 31.08.2006-30.09.2008 tarihleri arasındaki dönem yönünden 3.549,29 TL 01.10.2008-05.06.2013 tarihleri arasındaki dönem yönünden ise 8.528,67 TL sosyal güvenlik destek primi tahakkuk ettirildiği, borcun 3.549,29 TL’lik kısmının davacı tarafından ödendiği, Haziran 2013 ayından itibaren de davacının aylığının sosyal güvenlik destek primi kesintisi yapılmaya başlandığı, 2014 yılı Mart ayı dahil 3.759, 02 TL kesildiği, davacı tarafından eldeki dava ile, ortağı olduğu ... şirketinin vergi kaydının 31.03.2006 tarihinde tamamen sona erdiği gerekçesiyle davacının sosyal güvenlik destek primi borcunun iptali ile ödenen primlerin ve yapılan kesintilerin iadesinin talep edildiği, Mahkemece, şirketin vergi mükellefiyet kaydının sona erdiği 31.03.2006 tarihi esas alınarak davacının sosyal güvenlik destek primi ödeme yükümlüsü olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
    gönderilen kayıtlara göre, davacının anılan şirkette 30.11.1994 tarihi itibariyle ortaklığının bulunduğu, 30.11.1994-30.11.2009 tarihleri arasında limited şirket müdürü olarak yetkili olduğu, şirketin münfesih durumda olduğunun anlaşıldığı, ancak şirketin hangi tarihte feshedildiğinin ve ticaret sicilinden silinme tarihinin ve davacının şirketteki ortaklığının bitiş tarihinin açık olmadığı anlaşılmaktadır.
    Davanın yasal dayanağı 1479 Sayılı Kanunun “Sosyal Güvenlik Destek Primi” başlıklı Ek 20. maddesi ile 5510 Sayılı Kanunun “Sigortalılığın sona ermesi” başlıklı 9. maddesinin 1. fıkrasının b bendinin 3. alt bendidir.
    1479 sayılı Kanunun Ek 20. maddesinin 3. fıkrasında, Diğer sosyal güvenlik kanunlarına göre yaşlılık ve malullük aylığı bağlananlardan, 24 üncü maddenin (I) numaralı bendinde belirtilen kapsamda çalışmaya başlayanlar, çalışmaya başladıkları ayı takip eden ay başından itibaren, çalışmalarının sona erdiği ay dahil, bu Kanunun 50 nci maddesine göre belirlenen onikinci gelir basamağının %10"u oranında sosyal güvenlik destek primi öderler. Sosyal güvenlik destek primi ödemesi gerekenlerden bu Kanunun yayım tarihinden önce aylık bağlananlar Kanunun yayımını, daha sonra tekrar gerçek  veya  basit  usulde  gelir  vergisi  mükellefi  olanlar  ise  mükellefiyetin başladığı   tarihi   takip   eden  aybaşından   itibaren  üç  ay  içinde  Kuruma  yazılı  bildirimde bulunmak zorundadırlar. Bu süre içinde Kuruma yazılı bildirimde bulunmayanlar ile Kurumca tespit edilemeyenlerden sosyal güvenlik destek primi, 53 üncü maddeye göre hesaplanarak tahsil edilir.” hükmü düzenlenmiştir.
    5510 Sayılı Kanunun 9. maddesinin 1. fıkrasının b bendinde ise; “Kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından sigortalılık; 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalıların....
    1)Gelir vergisi mükellefi olanlar için, mükellefiyetlerini gerektiren faaliyetlerine son verdikleri tarihten,
    2)(Değişik: 17/4/2008-5754/7 md.) Gelir vergisinden muaf olanlar için, esnaf ve sanatkâr sicili kaydının silindiği veya 6 ncı maddenin birinci fıkrasının (k) bendi kapsamına girdiği tarihten,
    3)“(Değişik: 17/4/2008-5754/7 md.) 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (3) numaralı alt bendi kapsamına girenlerden, şahıs şirketlerinden kolektif, adi komandit şirketlerin komandite ve komanditer ortakları ve donatma iştiraki ortaklarının vergi mükellefiyetlerinin sona erdiği tarihten, sermayesi paylara bölünmüş komandit şirketlerin komandite ortaklarının, şirketin ticaret sicil memurluğundan kaydının silindiği tarihten, limited şirket ortaklarından hisselerinin tamamını devreden sigortalıların, hisse devrinin yapılmasına ortaklar kurulunca karar verildiği tarihten, anonim şirketlerin yönetim kurulu üyesi olan ortaklarının yönetim kurulu üyeliklerinin sona erdiği tarihten, iflas veya tasfiye durumu ile münfesih duruma düşen şirketler için ortağın talep etmesi halinde, mahkeme kararı ile iflasın, tasfiyenin açılmasına, ortaklar kurulu kararı ile tasfiyenin başlamasına veya şirketin münfesih duruma düşmesine karar verildiği, ortakların talepte bulunmaması halinde, mahkemece iflasın kapatılmasına karar verildiği, tasfiyesi sonuçlanan şirketlerin ortaklıklarının ise tasfiye kurulu kararının ticaret sicili memurluğunca tescil edildiği tarihten....itibaren sona erer.” hükmü öngörülmüştür.
    Yukarıda anılan düzenlemeler karşısında, 1479 Sayılı Kanunun Ek 20/3. maddesinde öngörülen sosyal güvenlik destek primi borcunun kapsamının belirlenmesinde, 5510 Sayılı Kanunun 9. maddesi hükmü doğrultusunda, davacının ortağı olduğu limited şirketin ticaret sicil kayıtlarının ve giderek davacının şirketteki ortaklık dönemlerinin esas alınması gerekmekte olup, Mahkemece, şirketin ticaret
    sicil kayıtları getirtilerek, şirketin hangi tarihte feshedildiği, davacının hangi tarih aralığında şirket ortağı olduğu hususu açıkça belirlenip davacının ortak olduğu dönemlerde sosyal güvenlik destek primi borcu yükümlüsü olduğu gözetilerek, elde edilecek sonuca göre bir karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu, şirketin vergi kayıtları esas alınarak, yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır
    S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle, BOZULMASINA, 07.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi