Hukuk Genel Kurulu 2018/370 E. , 2021/539 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “tespit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, Bakırköy 18. İş Mahkemesince verilen davanın kabulüne ilişkin karar davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 01.12.1981 tarihinde “Tahir Francala Fırını-Tahir Sofuoğlu” unvanlı işyerinde çalışmaya başladığını, işe giriş bildirgesi verilmesine rağmen prim ödenmediğini, İstanbul 7. İş Mahkemesinde açtıkları 2011/3 Esas sayılı davada davacının 18 yaşını 06.05.1983 tarihinde doldurduğundan sigortalılık başlangıç tarihinin 06.05.1983 olarak tespitine karar verildiğini, kararın temyiz incelemesinden geçerek kesinleştiğini, davalı Kuruma yapılan başvuru üzerine sigortalılık başlangıç tarihinin 06.05.1983 olduğundan bahisle 01.06.2012 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlandığını, 23.05.2011 tarihli tahsis talebinin ise reddedildiğini, ancak 506 sayılı Kanun’un geçici 81. maddesinin (B) bendinin (cb) alt bendi uyarınca davacının 46 yaş, 25 yıl sigortalılık süresi ve 5075 prim gün sayısı koşullarına tabi olduğunu, ilk tahsis talep tarihi itibariyle de bu koşulları yerine getirdiğini ileri sürerek, 01.12.1981 tarihinde 1 (bir) gün süreyle sigortalı çalıştığının, 23.05.2011 tarihli tahsis talebine istinaden 01.06.2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması ile 01.06.2011-01.06.2012 tarihleri arasında birikmiş aylıklarının yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı ... (SGK/Kurum) vekili cevap dilekçesinde; sigortalı çalışmanın tespiti talebi yönünden tüm deliller re"sen toplanarak karar verilmesi gerektiğini, sadece tanık beyanları ile yetinilmesinin doğru olmayacağını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararı:
6. Bakırköy 18. İş Mahkemesinin 23.03.2015 tarihli ve 2014/86 E., 2015/95 K. sayılı kararı ile; davacının dava dışı işyerinde fiilen 01.12.1981 tarihinde çalışmaya başlamasına rağmen İstanbul 7. İş Mahkemesindeki davada sigortalılık başlangıç tarihinin 18 yaşını bitirdiği tarih dikkate alınarak 06.05.1983 olduğunun tespitine karar verildiği, ancak davacı 18 yaşından önce işe başladığından 18 yaşından önceki hizmet sürelerinin dikkate alınması gerektiği, bu durumda da 06.05.1983 tarihine göre 06.05.2008 tarihi itibariyle 25 yıl sigortalılık süresi ile 06.05.2011 tarihi itibariyle 46 yaşını doldurduğu, prim gün sayısının 5155 olduğu ve 23.05.2011 tarihli tahsis talebine istinaden yaşlılık aylığına hak kazandığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Özel Dairenin Bozma Kararı:
7. Bakırköy 18. İş Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararı süresi içinde davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
8. Yargıtay (Kapatılan) 21. Hukuk Dairesinin 31.03.2016 tarihli ve 2015/13177 E., 2016/5672 K. sayılı kararı ile; "...Dava, davacının ilk tahsis talebi olan 23/05/2011 tarihini takip eden 01/06/2011 tarihinden itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespiti ile 01/06/2011-01/06/2012 tarihleri arasında birikmiş aylıklarının hak ediliş tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte ödenmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, açılan davanın kabulü ile davacının 18 yaşını 06/05/1983 tarihinde doldurduğu dikkate alınarak tahsis talebinde bulunduğu 23/05/2011 tarihini izleyen ay başından itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının SSK kapsamında 1983 yılının 1. döneminden 30/04/2011 tarihine kadar 5156 gün sigortalılığının bulunduğu, davacının 23/05/2011 tarihli tahsis talebinin Kurum tarafından davacının 47 yaşını ve 5150 prim gün sayısını tamamlaması gerektiği belirtilerek reddedildiği, İstanbul 7. İş Mahkemesinin 2011/3 Esas ve 2011/543 Karar sayılı Kararı ile davacının 18 yaşını tamamladığı 06/05/1983 tarihinin sigortalılık başlangıcı olarak tespitine karar verildiği ve bu kararın Dairemizin 01/12/2011 tarihli ilamı ile onandığı, davacının mahkeme kararının kesinleşmesinden sonra tekrar aylık bağlanması talebinde bulunduğu, Kurum tarafından 47 yaşını tamamlaması gerektiği belirtilerek talebinin reddedildiği, davacıya 17/05/2012 tarihli talebine göre 01/06/2012 tarihi itibariyle yaşlılık aylığı bağlandığı anlaşılmaktadır.
Davacının yaşlılık aylığı talebi ile ilgili olarak gerekli şartlar 506 sayılı Kanun"un geçici 81. maddesinin (B) fıkrasında düzenlenmiş olup (d) bendinde “23/05/2002 tarihinde sigortalılık süresi 15 (dahil) yıldan fazla, 16 yıldan az olan kadınlar 20 yıllık sigortalılık süresini ve 43 yaşını doldurmaları, sigortalılık süresi 18 yıl 6 ay (dahil) dan fazla, 20 yıldan az olan erkekler 25 yıllık sigortalılık süresini ve 47 yaşını doldurmaları ve en az 5150 gün malullük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi ödemiş bulunmaları şartı ile yaşlılık aylığından yararlanabilirler.” düzenlemesi yer almaktadır. 23/05/2002 tarihinde 19 yıl 17 gün sigortalılık süresi bulunan davacının tahsis talep tarihinde 25 yıl sigortalılık süresinin bulunması, 47 yaşını tamamlaması ve en az 5150 gün prim ödemesinin bulunması gerekmektedir.
Somut olayda, davacı 25 yıl sigortalılık süresi ve en az 5150 gün prim ödemesi şartlarını tahsis talep tarihinde yerine getirmiştir. Ancak tahsis talep tarihi olan 23/05/2011 tarihinde davacının yaşının 46 olduğu anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, 23/05/2011 tarihinde davacının 46 yaşında olmasına rağmen yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır..." gerekçesiyle karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. Bakırköy 18. İş Mahkemesinin 07.11.2016 tarihli ve 2016/209 E., 2016/411 K. sayılı kararı ile; önceki gerekçeye ilaveten bozma sonrası celp edilen belgeler, mahkeme kararları ile Yargıtay 10. ve 21. Hukuk Dairelerinin onama ilamları dikkate alındığında, davacının dava dışı işyerinde 01.12.1981 tarihinde 1 (bir) gün çalıştığının tespiti ile 1 günlük çalışmasının 18 yaşını doldurmadan önceki döneme ait olması nedeniyle prim gün sayısı hesabına eklenmesine, buna göre de tahsis talebinde bulunduğu 23.05.2011 tarihini izleyen ay başından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle önceki hükümde direnilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının 23.05.2011 tarihli tahsis talebine istinaden yaşlılık aylığına hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
12. Hukuk Genel Kurulundaki görüşmeler sırasında öncelikle direnme adı altında verilen kararın yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı; buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulu tarafından mı yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
IV. GEREKÇE
13. Direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için, mahkeme bozmadan esinlenerek yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir.
14. Başka bir deyişle mahkemenin yeni bir delile dayanarak veya bozmadan esinlenerek gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
15. İstikrar kazanmış Yargıtay içtihatlarına göre; mahkemece direnme kararı verilse dahi bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak, bozma sonrası yapılan araştırma, inceleme veya toplanan yeni delillere dayanmak, önceki kararda yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçe ile hüküm kurmak suretiyle verilen karar direnme kararı olmayıp, bozmaya eylemli uyma sonucunda verilen yeni hüküm olarak kabul edilir.
16. Somut olayda; mahkemece davacının 18 yaşından önce işe başlaması nedeniyle 18 yaşından önceki hizmet sürelerinin dikkate alınması gerektiği, bu durumda da 18 yaş dikkate alınarak tespit edilen 06.05.1983 tarihine göre 06.05.2008 tarihi itibariyle 25 yıl sigortalılık süresi ile 06.05.2011 tarihi itibariyle 46 yaşını doldurduğu, prim gün sayısının 5155 olduğu ve 23.05.2011 tarihli tahsis talebine istinaden yaşlılık aylığına hak kazandığı gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının 18 yaşını 06.05.1983 tarihinde doldurduğu dikkate alınarak tahsis talebinde bulunduğu 23.05.2011 tarihini izleyen ay başından itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
17. Davalı Kurum vekilinin temyizi üzerine kararın Özel Dairece bozulması üzerine mahkemece; Kurumun genelgesi ile emsal olduğu belirtilen mahkeme kararları ve Yargıtay ilamlarına da dayanılarak önceki gerekçeye ilaveten “…davacının dava dışı iş yerinde 01/12/1981 tarihinde 1 gün süre ile çalıştığının tespiti ile 1 gün çalışmasının 18 yaşını doldurmadan önceki döneme ait olması nedeniyle sigorta primi ödeme gün sayısı hesabına eklenmesine buna göre davacının tahsis talebinde bulunduğu 23/05/2011 tarihini izleyen ay başından itibaren yaşlılık aylığına hak kazandığının tespitine tüm bu nedenlerle açılan davanın kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” gerekçesiyle davanın kabulüne, davacının yaşlılık aylığı tahsis talebini reddeden Kurum işleminin iptaline, davacının dava dışı Tahir Sofaoğlu (Sofuoğlu) işyerinde 01.12.1981 tarihinde 1 gün süre ile çalıştığının tespiti ile bu 1 gün çalışmasının 18 yaşını doldurmadan önceki döneme ait olması nedeni ile sigorta primi ödeme gün sayısı hesabına eklenmesine, davacının tahsis talebinde bulunduğu 23.05.2011 tarihini izleyen ay başından itibaren yaşlılık aylığı bağlanması gerektiğinin tespitine karar verilmiştir.
18. Görüldüğü üzere mahkemece ilk karar gerekçesinde yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş yeni ve değişik gerekçe ile karar verilmiş ayrıca ilk kararın hüküm fıkrası da yeni gerekçeye bağlı olarak değiştirilmiş ve hüküm fıkraları arasında farklılık oluşturulmuştur.
19. Bu durumda ortada Hukuk Genel Kurulu tarafından incelenmesi gereken direnme kararı değil, değişik gerekçe ile verilen yeni hüküm bulunmaktadır.
20. Hâl böyle olunca yeni hükme yönelik temyiz itirazları Özel Dairece incelenmelidir.
21. Bu nedenle dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davalı ... vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 10. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere 29.04.2021 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.