Esas No: 2021/21715
Karar No: 2022/1492
Karar Tarihi: 07.02.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/21715 Esas 2022/1492 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İzmir 50. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen ve Yüksek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozma talebiyle incelenen bir hırsızlık davasında, sanığın savunma hakkının kısıtlandığı belirlenmiştir. İzmir 50. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından verilen karara yönelik kanun yararına bozma talebi reddedilmiştir. Kararda, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142/2-h ve 143. maddelerinin gerektirdiği ceza alt sınırı dikkate alınarak, sanığın savunmasının zorunlu müdafii atanmak suretiyle alınması gerektiği belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
Herkesin girebileceği bir yerde bırakılmakla birlikte kilitlenmek suretiyle muhafaza altına alınmış olan eşya hakkında hırsızlık suçundan sanık ...'nın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 142/2-h ve 143/1. maddeleri uyarınca 9 yıl 9 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına dair İZMİR 50. Asliye Ceza Mahkemesinin 03/10/2019 tarihli ve 2019/2 esas, 2019/18 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 12/07/2021 gün ve 94660652-105-35-11578-2021-Kyb sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 17/09/2021 gün ve 2021/92761 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Benzer bir olaya ilişkin olarak Yargıtay 13. Ceza Dairesinin 29/06/2020 tarihli ve 2020/5826 esas, 2020/6444 karar sayılı ilamında "28.06.2014 tarihli 6545 sayılı Yasa ile değişik 5237 sayılı TCK'nın 142/2-h ve 143. maddelerinde öngörülen suçun gerektirdiği cezanın alt sınırı dikkate alınarak, 5271 sayılı CMK’nın 150/3 ve 196/2. maddelerii uyarınca ... zorunlu müdafii atanması gerektiği gözetilmeden, sanık müdafiinin hazır bulunmadığı duruşmada sanığın savunması alınarak aynı Kanunun 188/1 ve 289/1-e maddesine aykırı davranılması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması, Bozmayı gerektirmiş... " şeklinde belirtildiği üzere, 5237 sayılı Kanun'un 142/2-h ve 143. maddelerine temas eden hırsızlık suçundan yargılanan sanığın savunmasının, baro tarafından zorunlu müdafii atanmak suretiyle alınması gerektiği gözetilmeksizin, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
15/06/1949 tarihli, 1948/4 Esas - 1949/2 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme kararında “tevhidi içtihat kararlarına dayanılarak daha önce müstekar bir surette tatbik olunan içtihatlar dairesinde muhkem kaziye teşkil etmiş olan kararlar hakkında karar tahsisi yoluna gidilemeyeceği” şeklinde yer alan hüküm uyarınca içtihat değişikliklerinin kesinleşmiş kararlarda geriye yürümeyeceği ilkesi nedeniyle sanık ...’ya zorunlu müdafii atanmaksızın yapılan yargılama sonucu verilen kararda bir isabetsizlik görülmemesi nedeniyle (İZMİR) 50. Asliye Ceza Mahkemesinden verilip kesinleşen 03.10.2019 tarihli ve 2019/2 Esas - 2019/18 Karar sayılı karara yönelik kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 07/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.