8. Hukuk Dairesi 2012/1150 E. , 2012/1012 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil
... ve müşterekleri ile Hazine ve müşterekleri, dahili davalı ... Belediye Başkanlığı aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Diyarbakır 2. Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 26.10.2010 gün ve 325/965 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı Hazine vekili ve dahili davalı ... Belediye vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili dava dilekçesinde; tapulama çalışmaları sırasında 433, 20, 175, 217, 218, 219, 220 ve 221 sayılı parseller arasında kalan taşınmazın tespit harici bırakıldığını, susuz nitelikte bulunduğunu, toplamı 40 hektar yüzölçümlü olup, 30 yıllık bir süreden beri aralıksız çekişmesiz malik sıfatıyla vekil edenlerinin zilyet ve tasarrufunda olduğunu açıklayarak toplam 40 hektarlık alanın vekil edenleri adına eşit paylar oranında tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmesini istemiştir.
Davalı Hazine vekili 15.11.2006 tarihli cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın Dicle nehri yatağı olduğunu, miktar sınırlamalarının gözetilmesi gerektiğini, dava konusu yerin 6.9.1991 gün ve 34 sayılı meclis kararıyla onaylanan imar planı içerisinde kaldığını, Kadastro Kanununun 17. maddesindeki koşulların araştırılması gerektiğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Davalı Müslümeğik (Dönümlü) köyü daha sonradan Yenişehir Belediyesine bağlanmış olup, davaya katılan belediye vekili davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, teknik bilirkişi ...’in sunduğu 23.7.2009 tarihli raporuna ekli krokide yeşil çerçeve içine alınmış 321155,61 m2 yüzölçümlü taşınmazın bağlı bulunduğu adanın son parsel numarasıyla ve tarla niteliğiyle davacılar ile bir kısım ölen davacıların payları oranında davacılar ile ölenlerin mirasçıları adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... Belediye Başkanlığı vekili ile Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik, bir kısım kişiler için muristen intikal, eklemeli zilyetlik, imar ve ihya hukuksal sebeplerine dayalı olarak açılan TMK. nun 713/1, 996, 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece, yazılı gerekçeyle tüm davacılar açısından davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Öncelikle Diyarbakır Büyükşehir Belediyesince dava konusu yer Büyükşehir belediyesi sınırları içine alındığı dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşıldığından TMK. nun 713/1-3. maddesi gereğince dava Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığına yöneltilmeli, davaya katıldığı taktirde delillerini bildirmesi konusunda kendilerine süre ve imkan tanınmalıdır.
Diyarbakır Kadastro Müdürlüğünün 19.10.2006 gün ve 1239 sayılı karşılık yazılarında kadastro çalışmaları sırasında belirtilen parsellerin doğusunda kalan dava konusu yerin Dicle nehir yatağı olarak işlem gördüğünü, taşınmazın sınırları içerisinde bulunduğu Müslümeğik köyünün kadastro çalışmasının 1956 yılında yapıldığını bildirdiğine, dosyadaki bilgi ve belgelere göre de, dava konusu tescili istenen yerin “dere yatağı” olarak adlandırıldığına göre, kural olarak; dava konusu taşınmazın imar ve ihyaya muhtaç yerlerden olduğunun kabulü gerekir. Bu nedenle 3402 sayılı Kadastro Kanununun 17. maddesi uyarınca imar ve ihya koşullarının davacılar yararına gerçekleşip gerçekleşmediğinin araştırılıp belirlenmesi zorunludur. Yapılan keşifte dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar bu yönde herhangi bir açıklamada bulunmamışlardır.
Hazinenin savunmasında denildiği gibi Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Dairesi Başkanlığı İmar ve Şehircilik Şube Müdürlüğünün 19.10.2006 tarih 926-3524 sayılı Milli Emlak Müdürlüğüne yazılan yazıda uyuşmazlık konusu taşınmazın 6.9.1991 tarih ve 34 sayılı Belediye Meclisi kararıyla (1/5000 ölçekli revizyon nazım imar planı) onaylanan imar planı kapsamında kaldığının açıklandığı, aynı yer Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Şube Müdürlüğünün 20.1.2012 gün ve 02.310.05/64 sayılı karşılık yazılarında ise, dava konusu yerin 13.5.2008 tarih ve 75 sayılı Belediye Meclisi kararıyla 1/5000 ölçekli imar planı dahiline alındığı bildirildiği anlaşılmıştır. Anlaşıldığı üzere, her iki yazı arasında çelişki bulunmaktadır. Bu nedenle teknik bilirkişinin rapor ve krokisi eklenmek suretiyle dava konusu yerin hangi tarihte onaylanan ve hangi tür imar planı kapsamında kaldığının hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde bilgi verilmesi ve ilgili imar planının bu bölüme ait onaylı örneğinin gönderilmesi için Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanlığının ilgili birimiyle taşınmazın sınırları içinde bulunduğu Yenişehir Belediye Başkanlığına aynı biçimde yazılar yazılması, alınacak cevapların dosya arasına konulması gerekmektedir.
Bundan ayrı, davanın 28.6.2006 tarihinde açıldığı gözetilerek bu tarihten geriye doğru en az 20 yıl öncesine ait iki ayrı zamanda çekilmiş (1975 – 1986 arası) hava fotoğraflarının, dava konusu yer ile çevresindeki parselleri gösterir birleşik paftanın Kadastro Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulması, teknik bilirkişinin rapor ve krokisinin yazılacak müzekkereye eklenmesi, dava konusu yere komşu 20, 175, 217, 218, 219, 220, 221 ve 433 sayılı parsellere ait kadastro tutanakları ve ekleriyle kadastro sırasında bu parsellere revizyon gören tapu ve vergi kayıtları, Kadastro Müdürlüğünden gelecek birleşik pafta üzerinde belirlenecek başka komşu parseller varsa bunlara ait belgelerin de aynı şekilde Tapu Sicil Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulması, hava fotoğrafları ile komşu parsellere ait kayıt ve belgelerin jeodezi ve fotoğrametri uzmanı mühendis ile bir teknik bilirkişi, yerel bilirkişi ve tanıklar aracılığıyla zemine uygulanması, hava fotoğraflarının çekildiği tarihe göre dava konusu taşınmazın kültür arazisi niteliğinde bulunup bulunmadığı, imar ve ihyasının tamamlanıp tamamlanmadığı veya ne nitelikte bulunduğu konularında uzman bilirkişiden gerekçeli denetime açık rapor alınması, hava fotoğraflarının uzman bilirkişilerce stereoskopik aletle üç boyutlu olarak incelemeye tabi tutulması, taşınmazın gerçek niteliğinin belirlenmesi, kültür arazisi niteliğinde olup olmadığının saptanması, komşu parsellere ait tapu ve vergi kayıtlarının taşınmaz yönünü ne gösterdiği üzerinde durulması, teknik bilirkişiye krokisi üzerinde işaretlettirilmesinin sağlanması, yerel bilirkişi ve tanıkların HMK. nun 243, 244, 259 ve 290/2. maddeleri gereğince davetiyeyle keşif yerine çağırılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle keşif yerinde dinlenilmeleri, beyanlar arasında çelişki bulunduğu taktirde yüzleştirilmek suretiyle HMK. nun 261. maddesi gereğince çelişkinin giderilmesi, yerel bilirkişi ve tanıkların birbirinden bağımsız olarak ayrı ayrı dinlenmesi, davacılar ile mirasçılarının hangi tarihte taşınmazın imar ve ihyasına başladıkları, imar ve ihyayı ne şekilde sürdürdükleri, nasıl emek ve para sarf ettikleri, imar ve ihyanın hangi tarihte tamamlandığı konularında tanıklar ile yerel bilirkişilerin bilgilerine başvurulması, imar ve ihyanın tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar 20 yıllık kazanma süresinin dolup dolmadığının araştırılması, daha önce götürülmeyen Ziraat Fakültesinin Toprak Kürsüsünde uzman üç akademisyen aracılığıyla dava konusu taşınmaz ve çevresinin toprak yapısı bir bütün olarak incelenmek suretiyle taşınmazın hangi tarihten itibaren kültür arazisi olarak kullanıldığı, imar ve ihyanın ne zaman tamamlandığı konusunda gerekçeli karşılaştırmalı ve denetime açık rapor istenmesi gerekir.
Bundan başka, dava TMK. nun 713/1. fıkrası gereğince açılan tescil davası olup, aynı maddenin 4 ve 5. fıkraları gereğince gerekli yerel ve gazete ilanlarının yöntemine uygun bir biçimde yapılması zorunludur. Yapılan gazete ilanında taşınmazın sadece iki yönü gösterilmiş olup, diğer iki yön belirtilmemiştir. Yöntemine uygun bir biçimde yapılan ilan olduğundan söz edilemez. Yerel ilanlar için yazılan yazının cevabı gelmediği halde hükmün kurulması da doğru değildir, bu nedenle TMK. nun 713/4 ve 5. fıkralarının kapsamına uygun bir biçimde yerel ve gazete ilanlarının yeniden yapılması, teknik bilirkişinin rapor ve krokisinde yer alan bilgilerin mümkün olduğunca anlaşılır biçimde ilanda yer almasının sağlanması, teknik bilirkişilerden TMK. nun 713/7. fıkrasına uygun biçimde infaza elverişli krokinin alınması, ölen İbrahim Taşkıran’ın mirasçılarından Ebru’nun 1.1.1990 doğumlu olduğu ve karar tarihi itibariyle 18 yaşını çoktan doldurduğu halde onun adına davanın velayeten yürütülmesi doğru değildir. Bu nedenle ...’ya Yargıtay ilamının tebliğ edilmesi ve davada yer almasının sağlanması zorunludur.
Öte yandan, miras bırakan İbrahim Taşkıran’ın 7.6.1993, Şahin Taşkıran’ın ise 21.7.2004 tarihinde öldüğü, bunlar ile mirasçıları ..., ... ve ... açısından 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesinde öngörülen miktar sınırlamaları yönünden gerekli araştırmanın yapılmadığı belirlenmiştir. Bu nedenle adı geçenlerin belgesizden taşınmaz edinip edinmediklerinin Tapu Sicil ve Kadastro Müdürlüğü ile zilyetliğe dayalı tescil davası açıp açmadıklarının o yer Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüğünden sorulması, belgesizden edinilen taşınmazlara ait kadastro tutanakları ile tapu kayıtlarının Tapu Sicil Müdürlüğünden, zilyetliğe dayalı tescil davalarına ilişkin dosyaların ise, ait oldukları mahkemelerden getirtilerek miktar sınırlamaları yönünden gözönünde tutulması, uyuşmazlık konusu taşınmazın Devlet veya doğal imkanlarla sulama olanağına sahip olup olmadığının DSİ., İlçe Tarım Müdürlüğü ve diğer ilgili birimlerden sorularak saptanması, bu konuda dinlenecek uzman bilirkişi ziraat mühendislerinden de görüş alınması, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir hüküm kurulması gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır.
Davalı ... Belediye Başkanlığı vekili ile Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 18,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalı ... Belediye Başkanlığına iadesine 21.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.