8. Hukuk Dairesi 2011/4493 E. , 2012/1011 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
..., dahili davacılar ...ve müşterekleri ile ... ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Hanak Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 27.05.2010 gün ve 293/125 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalılardan ... tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... dava dilekçesinde; 130 ada 9 sayılı parselin kagir ev, ahır, samanlık ve arsası niteliğiyle kadastro çalışmaları sırasında yanlışlıkla davalı Muhlis Kaplan adına tespit ve tescil edildiğini, babasından kalan yer olduğunu bildirmiş, 29.11.2007 tarihli yargılama oturumunda babası ... adına tapuya kayıt ve tesciline, yapılan keşifte ise kendisi ve kardeşleri adına, 12.08.2008 tarihli dilekçesiyle de, tekrar babası ... adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalılardan ... 25.09.2007 tarihli delil listesiyle birlikte dava konusu taşınmazın babası Muhlis Kaplan tarafından davacının annesi ...’dan köy idare heyeti huzurunda yaklaşık 30 yıl kadar önce para karşılığında senetle satışının yapıldığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuş, tanıkları ile yeni adresini bildirmiştir.
Muhlis Kaplan’ın diğer mirasçılarına dava dilekçesi tebliğ edilmesine karşın yargılama oturumlarına katılmamışlardır.
Mahkemece, davanın kabulüyle 130 ada 9 sayılı parselin tapu kaydının iptaline, muris ... mirasçıları adına veraset belgesindeki payları oranında tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, kayıt maliki murisin mirasçılarından ... tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik ve muristen intikal hukuksal sebeplerine dayalı olarak TMK.nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14. maddesi gereğince açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davasıdır.
Davacı ... sunduğu dava dilekçesi ile yargılama oturumlarında dava konusu taşınmazın ölü babası ... adına iptal ve tescile karar verilmesini istediğine göre bu isteğin tüm mirasçılar adına iptal ve tescile karar verilmesini istediği biçiminde anlamak, yorumlamak ve kabul etmek gerekir. Daire uygulaması da bu yöndedir.
Çünkü ölü kişi adına iptal ve tescile karar verilemez (TMK. m.28, 04.05.1978 T. ve 4/5 sayılı YİBK).
Mahkemece, yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, verilen keşif ara kararı usul ve kanuna uygun olarak verilmiş bir ara kararı niteliğinde olmadığı gibi yapılan araştırma ve incelemede hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı ... dava dilekçesinde, davalı olarak Muhlis Kaplan varisleri denilmek suretiyle davasını açmış, Muhlis Kaplan’ın alınan veraset belgesine göre, tüm mirasçılarına yöntemine uygun bir biçimde dava dilekçesinin tebliğ edildiği belirlenmiştir. Davalılardan ... 25.09.2007 tarihli dilekçesiyle tanık ve delillerini bildirdiği ve taşınmazın annesi tarafından davacıların miras bırakanı ...’dan satın alındığını ileri sürmüştür. Mahkemece, bu yön üzerinde durulmamıştır. Mahkemece, 08.05.2008 tarihli yargılama oturumundaki ara kararı ile keşif gününün belirlendiği, yerel bilirkişilerin jandarmaca keşif yerinde hazır bulundurulmasının kararlaştırıldığı, ancak 5 nolu ara kararıyla "tarafların tanıklarını keşif mahallinde hazır etmeleri halinde dinlenilmelerine" denildiği görülmüştür. Tanıklar için belirlenen bu ara kararının usul ve kanuna aykırı olduğu açıktır. Taraflar tanıklarını keşif mahallinde hazır bulundurmak zorunda değildirler. Dava dilekçesi davalılara Gebze’de Osman Yılmaz ve Mevlana Mahallesinde bulunan adreslerine tebliğ edilmiş ve bu şekilde taraf teşkili sağlanmıştır. Ancak, davalı ... 25.09.2007 tarihli dilekçesinde adresinin Çayırova Çağdaşkent, 2 ada, R – Blok Daire: 6, Çayırova Gebze Kocaeli olduğunu bildirmiştir. Dava başlangıçta Asliye Hukuk Mahkemesinde açılmış daha sonra görevsizlikle Hanak Sulh Hukuk Mahkemesine süresinde aktarılmıştır. Keşif Asliye Hukuk Mahkemesince yapılmış delillerde Asliye Hukuk Mahkemesince toplanmıştır. Sulh Hukuk Mahkemesinde yapılan yargılama sonunda Asliye Hukuk Mahkemesince toplanan deliller çerçevesinde karar verildiği görülmüştür. Hüküm, davalı ...’ın bildirdiği yeni adrese tebliğ edilmemiş, yine eski adresine aynı çatı altında bulunan kardeşine tebliğ edildiği belirlenmiştir. Kardeşiyle Topçu’nun adreslerinin ayrı olduğu anlaşılmış ve temyizinin süresinde olduğu saptanmıştır. Davalıların murisi Muhlis Kaplan’ın terekesi elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olup, birinin yaptığı temyizin hukuki sonuçlarından diğer davalıların da yararlanacağı açıktır. Bu nedenle ...’ın temyiz isteğinin tüm davalıları kapsayacağının kabulü gerekir.
Davacı, dava konusu taşınmazın babası ...’dan kaldığını açıklayarak, ... adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiş, davalı ... ise dava konusu taşınmazın muris Muhlis Kaplan tarafından davacı tarafın annesi ...’dan 30 sene önce satın alındığını, bu nedenle babası adına tespit ve tescil edildiğini belirtmek suretiyle davanın reddini istemiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık görüldüğü üzere alım satımın olup olmadığı üzerinde yoğunlaşmaktadır.
Mahkemece, verilen tanıklarla ilgili keşif ara kararı yerinde bulunmadığından yeniden keşif gününün belirlenmesi, yerel bilirkişi ve tanıkların HMK.nun 243, 244, 259 ve 290/2. maddeleri uyarınca davetiyeyle keşif yerine çağırılmaları, uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıkların keşif yerinde dinlenmelerinin sağlanması, dava konusu taşınmazın savunulduğu biçimde davacıların annesi tarafından davalıların miras bırakanı Muhlis Kaplan’a satılıp satılmadığı, satılmışsa hangi tarihte satıldığı, elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi bir taşınmaz için davacıların annesinin tek başına satış yapma yetkisinin olup olmadığı, Muhlis Kaplan ve ailesinin hangi gerekçeyle dava konusu yer üzerinde bulunan evde 10-15 yıl ikamet ettiği, davacı tarafın bu duruma neden ses çıkarmadığı ve sessiz kaldıkları konularında yerel bilirkişi ve tanıkların detaylı beyanlarına başvurulması, hiçbir duraksamaya yer vermeyecek biçimde olayın aydınlatılması, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulmuş bulunması usul ve kanuna aykırıdır.
Davalılardan ...’ın temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK. nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve 17,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden ..."a iadesine 21.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.