10. Hukuk Dairesi 2015/8411 E. , 2016/5066 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, 01.10.2008 tarihinden itibaren Kurumca resen başlatılan 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılığının ve prim borcu tahakkukuna ilişkin Kurum işleminin iptalini istemiştir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
19.10.2007 tarihinde vergi kaydı silinmesine karşın Ticaret Sicili Memurluğu kaydı devam eden dava dışı...’nde ortaklığının bulunduğu gerekçesiyle davalı Kurumca 01.10.2008 tarihi itibarıyla 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi kapsamında sigortalı olarak tescil edilen davacı iş bu dava ile, 01.10.2008 tarihinden itibaren Kurumca resen başlatılan 5510 sayılı Kanunun 4. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendi kapsamındaki sigortalılığının ve prim borcu tahakkukuna ilişkin Kurum işleminin iptalini istemiştir.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 4/1-(b) maddesinde, bu Kanunun kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından, hizmet akdine bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, limited şirketlerin ortaklarının sigortalı sayılacağı hüküm altına alındıktan sonra, 9. maddesinin 1. fıkrasında, kısa ve uzun vadeli sigorta kolları bakımından 4/1-(b) maddesi kapsamındaki sigortalılardan, limited şirketlerin ortaklarından paylarının tamamını devreden sigortalıların, pay devrinin yapılmasına ortaklar kurulunca karar verildiği tarihten, iflas veya tasfiye durumu ile münfesih duruma düşen şirketler için ortağın istemesi durumunda, mahkeme kararı ile iflasın, tasfiyenin açılmasına, ortaklar kurulu kararı ile tasfiyenin başlamasına veya şirketin münfesih duruma düşmesine karar verildiği, ortakların istememesi durumunda, mahkemece iflasın kapatılmasına karar verildiği, tasfiyesi sonuçlanan şirketlerin ortaklıklarının ise tasfiye kurulu kararının ticaret sicili memurluğunca tescil edildiği tarihten itibaren sona ereceği belirtilmiştir.
Öte yandan, 23.04.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6645 sayılı Yasanın 56. maddesi ile 5510 sayılı Yasaya eklenen geçici 63. maddesinde “Kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlarla tarımda kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, Kuruma kayıt ve tescilleri yapıldığı hâlde, bu maddenin yayımlandığı ayın sonu itibarıyla 12 ay ve daha fazla süreye ilişkin prim borcu bulunanların, bu sürelere ilişkin prim borçlarını, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihi takip eden ay başından itibaren üç ay içinde ödememeleri veya ilgili kanunları uyarınca yapılandırmamaları hâlinde, prim ödemesi bulunan sigortalıların daha önce ödedikleri primlerin tam olarak karşıladığı ayın sonu itibarıyla, prim ödemesi bulunmayan sigortalıların ise tescil tarihi itibarıyla sigortalılığı durdurulur. Durdurulan süreler sigortalılık süresi olarak değerlendirilmez ve bu sürelere ilişkin Kurum alacakları takip edilmeyerek bunlara Kurum alacakları arasında yer verilmez.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Yukarıdaki yasal düzenlemeler ışığında dava değerlendirildiğinde, limited şirket ortaklığı süregelen davacının durumunun değinilen 5510 sayılı Kanunun 9. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği belirgin bulunmakla, anılan şirketin iflas veya tasfiyesinin söz konusu olup olmadığı araştırılarak ve 5510 sayılı Yasanın geçici 63. maddesi hükmü gözetilerek, davacının sigortalılığının anılan yasal düzenleme kapsamına girip girmediği ve durdurulması gereken tarih Kurumdan sorularak davacının 5510 sayılı Yasanın 4/1-b maddesi kapsamındaki sigortalılık süreleri belirlenip, varılacak sonuca göre karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
S O N U Ç : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 07.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.