BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/418 Esas 2019/1537 Karar Sayılı İlamı
Esas No: 2019/418
Karar No: 2019/1537
Karar Tarihi: 04.12.2019
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul 9. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/418 Esas 2019/1537 Karar Sayılı İlamı
T.C.
İSTANBUL
9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2019/418 Esas
KARAR NO : 2019/1537
DAVA : Alacak
DAVA TARİHİ : 19/04/2010
KARAR TARİHİ : 04/12/2019
Mahkememizde görülmekte olan Alacak davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle:Müvekkilinin şirket işlerinde kullanılmak üzere davalı ...Ş.' den 31.01.2008 tarihinde araç satın alındığını, aracın kullanılmaya başlanmasından sonra önceleri sarsıntılı durmaya başladığını, daha sonra arıza nedeniyle stop etmeye başlayan aracın 10.01.2009 tarihinde servise götürüldüğünü, ... valfinin değişmesi gerektiğinin belirtildiği ve aracın 15 gün kullanılamadığı, daha sonra da çalışmayan aracın çekici ile servise götürüldüğü ve bu defa da bir hafta serviste kaldığını, bu sırada aracın bilgisayar programının yeni yazılım ile değiştirildiğini belirtildiğini, bu onarımdan sonra aracı çekişinde düşüş olduğunun gözlendiğini, bu arada aracın plakasının ... olarak tescil edildiğini, ilerleyen günlerde aracın ...valfinin kirlenmiş olduğunu, bu hususa vakum pompasının neden olacağının söylendiğini ve pompanın değiştirildiğini, bu olaydan sonra 5.000 km yol yapıldığı ve İzmir' e yola çıkıldığında partikül filtresinin kirlendiği uyarısı geldiğini, ... yol yardımının gelmesinden sora aracın kurtarıcı ile 4 saat yoldan sonra...A.Ş. Servisine getirildiğini, serviste aracın ... valfinin değiştirildiğini, ancak 15 gün sonra aracın partikül ikaz lambasının tekrar yanması üzerine aracın üçüncü kez çekici ile servise getirildiğini, bu defa yakıt ve vakum pompası, enjektörler, motor silindir kapağı, partikül filtresi, basın sensörü gibi parçaların değiştirildiğini ve arızanın çıkmayacağının söylendiğini ve aracın 25.11.2009 tarihinde teslim alındığını, bu arada davalı tarafa aracın ayıplı olduğu konusunda ihtar çekildiği, teslim alınmadan dokuz gün sonra partikül ikaz lambasının tekrar yandığı, aracın şirket yetkilisi tarafından rejenerasyon yaptırılarak kullanılmasından sonra 2 saatte teslim edildiği, 21.12.2009 tarihinde aracın eksantrik keçesinden yağ sızdırdığının tespit edildiği, 29.12.2009 tarihinde partikül ikaz lambasının tekrar yandığı, rejenerasyon için müvekkilleri tarafından yapılan çabaların fayda vermediğini, bir süre sonra da ısıtıcı lambalarının yanıp sönmeye başladığını, aracında bir yıl içinde aynı arızanın beş kez tekrarladığını beyan ederek aracın satılmasına karar verildiğini, ikinci el araç fiyatının 49.000 EURO civarında olduğunun belirtilmesi üzerine aracın 39.000 EURO karşılığında satıldığını, bu nedenle şimdilik 5.000 EURO sunun aracın satın alındığı 31.01.2008 tarihinden itibaren asıl alacağa işleyecek TC Merkez Bankasının bir yıllık yabancı para mevduat hesabına uyguladığı en yüksek faizi ile birlikte ve 483,98 TL tutarındaki noter ihtar masrafı yargılama masrafı ile vekalet ücreti ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsil edilerek müvekkili şirkete verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... A.Ş.vekili cevap dilekçesinde özetle; Araçta ayıbın mevcut olmadığını ve var olduğu iddia edilen arızaların kullanım ve yakıt kaynaklı olduğunu, aracın 04.11.2008 tarihinde 29.685 km de rölantide titreme ve soğuk havalarda stop etme, süspansiyonların kontrolü ve 30.000 Km bakım için servise girdiğini, her hangi bir sorun ile karşılaşılmadığını, 02.07.2009 tarihinde , 37.648 km de aracın düzensiz çalışması şikayetleri olduğunu, yapılan incelemede emme manifoldu ve... valfi üzerinde aşırı kurumlaşma olduğunun tespit edildiğini, bunun nedeninin düşük kaliteli ve kirli yakıt kullanımı olduğunu, 45.752 km de aracın servise girmesinin nedeninin, partikül filtresinin doluluk oranının %30 lara ulaşmasından kaynaklandığını, aracın kısa mesafe kulanım şekli sonucu eğzozun yeterli sıcaklığa ulaşamamasından temizleme işleminin yapılmadığı, bu hususun kullanım kılavuzundan açık olarak belirtildiği, 02.11.2009 tarihinde 46.731 km de beyaz duman atma şikayeti ile servise giren aracın kötü yakıt kullanımından dolayı enjektör püskürtme değerlerinin fabrika değerlerinin çok üstüne çıktığı, bu nedenle enjektörlerin bozulduğu ve silindir kapağının zarar gördüğü, 31.12.2009 tarihinde 51.612 km de davacının partikül ikaz lambası yanıyor şikayeti ile iş emri açıldığını, yapılan incelemede egzoz sıcaklık sensörünün arıza verdiğinin görüldüğünü ve onay alınarak değişiklik yapıldığını, açıklanan nedenlerle, davacının davasının reddine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin karşı taraf üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirketin dava konusu marka aracın distribütörü, ithalatçısı olmadığını, perakende satış, yedek parça tedariki ve servis hizmeti sunduğunu, dava konusu Audi marka aracın ... A.Ş. Tarafından ithal edildiğini, davacı taraf ile aralarında herhangi bir hukuki ya da fiili ilişki doğmadığını, dolayısıyla davanın husumet nedeniyle reddi gerektiğini, davanın asıl olması gereken tarafının... A.Ş. olduğunu, tanık dinletilmesine muvafakat etmediklerini, senetle ispat kuralının bulunduğunu, açıklanan nedenlerle haksız ve hukuka aykırı davanın reddi ile masraf ve vekalet ücretinin davacı üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLER VE GEREKÇE;
Dava, ayıplı araç nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Taraflarca tüm deliller ibraz edilmiş dosya kapsamı ve davacının ticari defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmış, talimatla alınan bilirkişi raporunda, dava konusu aracın 31.01.2008 tarihinde davalı... A.Ş. den 98.559,26 TL bedelle satın alındığı, 02.02.2010 tarihinde de 39.000 EURO ya satıldığı belirtilmiştir.
Mahkememizce seçilen bilirkişiler ...,..., ... tarafından düzenlenen raporda, davacı tarafından 01.12.2009 tarihinde davalılara noter ihtarı gönderildiği, arızaların bu tarihe kadar devam ettiği dolayısıyla davacı ihtarının süresinde olduğu, ancak dava tarihine kadar 2 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu, dava konusu araçta imalat hatasından kaynaklı gizli ayıp bulunduğu hususunun anlaşılmadığı, davanın esas bakımından yerinde olmadığı bildirilmiş, 30.11.2012 tarihli ek raporda dava konusu araçta üretim hatasından kaynaklı ve aracın amacına uygun olarak kullanılmasını önemli ölçüde zorlaştıran gizli ayıp bulunduğu, arızaların çıkmaya başlamasından itibaren ithalatçı... A.Ş. nin ifa yardımcısı durumunda olan yetkili servise götürülmüş her defasında farklı bir arızanın varlığının tespit edildiği, yetkili servisin araçtaki imalat hatasını fark etmemesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, yetkili servisin bu durumu davacıya bildirmeyip aracın motorundaki arızayı gidermek suretiyle davacı alıcıyı oyalamasının ithalatçı şirketin hilesi niteliğinde olduğu bu nedenle ithalatçı firmanın 6 aylık ve 2 yıllık zaman aşımı süresinden istifade edemeyeceği, ithalatçı firmanın davacının uğradığı zarardan sorumlu olacağı, davalı satıcı bakımından zaman aşımı süresinin dolduğu, gizli ayıp dolayısyla araçta 5000 EURO değer kaybı olduğu belirtilmiş,2. ek raporda is taktir edilen değer düşüklüğünün araçta meydana gelen arızaların neden olabileceği değer düşüklüğü olduğu, aracın 2. el değerini düşürebilecek kullanıma bağlı birçok parametre olup aracın birçok nedene bağlı olarak değerinin düşebileceği ,araçların 2. el fiyatlarının kullanım şartları dışında günün piyasa şartlarına göre de değişebileceği, aracın davacının taktir ettiği değerin altında satılmasından davalıların sorumlu olmayacağını belirtmişlerdir.
Mahkememizce 24/12/2013 tarihinde davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 19. HD.'nin 02/07/2014 tarihli kararı ile; "Davalılar süresi içerisinde usulüne uygun şekilde zamanaşımı def’inde bulunmuşlardır. 6762 sayılı TTK.nun 25/4.maddesi uyarınca, ayıba karşı tekeffül hükümlerine dayanan ticari satışlarla ilgili davalarda zamanaşımı süresi (6) ay ise de, satılanın daha uzun bir süre garanti kapsamına alınması durumlarında garanti süresi sonuna kadar dava açılabilir. Öte yandan satıcı, alıcıyı iğfal etmiş ise, yasada öngörülen zamanaşımından yararlanamaz (B.K.m.207/son). Hal böyle olunca mahkemece ayıba karşı tekeffül hükümleri üzerinde durularak, tarafların tacir, satımın ticari olduğu, davalıların zamanaşımı def’inde bulunduğu dikkate alınarak somut olayda davanın süresinde açılıp, açılmadığı hususunun öncelikle karar yerinde irdelenip, gerekçeleri de gösterilmek suretiyle bu konuda bir karar verilmesi gerekirken, bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmeden işin esasına girilerek somut olaya uygun düşmeyen gerekçe ile yazılı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.” gerekçesi ile bozulmuş, mahkememizce bozma ilamına uyularak yeniden yargılamaya başlanılmıştır.
Dosya kapsamı ve bilirkişi ek raporuna göre dava konusu aracı 7 kez tamir etmiş olan yetkili servisin araçtaki imalat hatasını farketmemesi mümkün olmayıp, ithalatçı şirketin ifa yardımcısı olan yetkili servisin imalat hatasını davacıya bildirmeyip aracın motorundaki arızanın giderilmesi suretiyle davacının oyalandığı kabul edilerek davalının dava tarihinde yürürlükte bulunan BK 207/son md.uyarınca zamanaşımı süresinden istifade edemeyeceği kabul edilerek davalının zamanaşımı itirazı red edilmiştir.
Toplanan deliller, yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamında göre davacı tarafından davalı ... A.Ş. den diğer davalının ithalatçısı olduğu ... model aracın 31.01.2008 tarihinde 98.559,26 TL bedelle satın alındığı konusunda ihtilaf yoktur. Davacı araçta gizli ayıp bulunduğunu, aynı arıza nedeniyle 1 yıl içinde 5 kez servise götürüldüğünü belirtmiştir. Davacı tarafça 01.12.2009 tarihinde ... Noterliğinden davalı tarafa gönderilen ihtarname ile aracın ayıptan ari misli ile değiştirilmesi ihtar edilmiş, ihtarname davalılara tebliğ edilmiş, davacı 02.02.2010 tarihinde aracı 39.000 EURO bedelle satmıştır. Davacı tarafından araç satıldıktan sonra aracın 2.el satış değerinin düşük olduğu iddiası ile uğradığı zararın davalılardan tahsili talep edilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı BK 202 md. ne göre alıcı dilerse sözleşmenin feshi, dilerse semenin tenzilini talep edebilir.Davacı tarafından davalılara ihtarname gönderilerek aracın misli ile değiştirilmesi talep edilmiş olmasına rağmen davacı ayıba karşı tekkeffül hükümlerine dayanarak talepte bulunmak yerine aracı satmış, 2.el satış bedelinin düşük olması nedeniyle davalılardan uğradığı zararın tazminini talep etmiştir. Bilirkişiler tarafından düzenlenen 2. ek raporda belirtildiği üzere araçların 2. el satış fiyatları aracın özellikleri yanında satış tarihindeki piyasa koşullarına göre de değişebileceğinden davalıların aracın 2. el satış bedelinin düşük olmasından dolayı her hangi bir sorumluluklarının olmadığından davanın reddine mahkememiz 04/12/2014 tarihinde karar verilmiştir.
Mahkememizce 04/12/2014 tarihinde davanın reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 19.Hukuk Dairesinin 2016/7678 Esas, 2017/1385 Karar sayılı, 22/02/2017 tarihli bozma ilamı ile; davanın ayıplı araç nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkin olduğu, 30/11/2012 havale tarihli bilirkişi raporunda araçtaki imalat hatasından kaynaklanan gizli ayıp dolayısıyla meydana gelmiş değer kaybının 5000 Euro olduğunun bildirildiği, sonraki ek raporlarda aracın takdir edilen değerinin çok altında satılmış olmasından dolayı davalıların sorumlu olmayacağının bildirildiğini, bu nedenle davanın reddine karar verildiğini, davacının ayıp nedeniyle bedelden indirim yapılmasını istediğini, mahkemece alınan 30/11/2012 tarihli bilirkişi raporunda imalat hatası sebebiyle 5000Euro indirim yapılması gerektiği bildirildiği halde sonraki alınan ek rapordaki hukuki değerlendirmenin hakimi bağlayıcı yönü bulunmadığı, araçtaki değer kaybının 5000Euro olduğu gözetilerek bedelden indirim talebinin kabulüne karar verilmesi gerekmesi nedeniyle karar bozulmuştur. Davalılar vekillerince karar düzeltme yoluna başvurulmuş; Yargıtay 19. HD.'nin 2017/2582 Esas 2019/389 Karar 23/01/2019 tarihli kararı ile " 1-Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 440.maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan davalı ...Ş vekilinin karar düzeltme isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davalı ... A.Ş vekilinin karar düzeltme istemine gelince; dava 16.04.2010 tarihinde açılmış olup dava tarihi itibariyle HUMK yürürlüktedir.Bu kanunda HMK‘ının taraf değişikliğine ilişkin 124 .maddesi yürürlükte değildir. Dava , davalı ... A.Şaleyhine açılmış, ithalatçı firmanın bu firma olmadığı anlaşılınca Doğuş Otomotiv Servis ve Tic. A.Ş. davaya dahil edilmiştir. Mahkeme son hükmünü de davalı ... A.Ş hakkında kurmuştur. Davanın açıldığı tarihte dahili davalı müessesi olmadığı gibi HMK’ da yer alan iradi taraf değişikliği muüssesesi de yürürlükte değildir. Bu nedenle ... A.Ş hakkında hüküm kurulması mümkün olmadığından bu davalı hakkında karar verilmesine yer olmadığına gerçek davalı hakkında da husumet yokluğundan red kararı verilmesi gerekirken aksi yöndeki mahkeme hükmünün bu sebeple de bozulması gerektiğinden bu hususun dairemizin önceki bozma ilamına 2. bozma sebebi olarak eklenmesi gerekmiş ve bu sebeple ... A.Ş‘nin karar düzeltme isteminin kabulüne karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Yukarıdaki (1) nolu bend uyarınca davalı ...Ş'nin karar düzeltme isteminin reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... A.Ş. vekilinin karar düzeltme talebinin kabulü ile Dairemizin 22.02.2017 tarih 2016/7678 E. - 2017/1385 K. sayılı kararının bozma gerekçelerinin genişletilmesi ve 2. bozma sebebi olarak eklenmesi suretiyle yerel mahkeme kararının BOZULMASINA," karar verilerek dosya mahkememiz 2019/418 Esas sırasına kaydı yapılmıştır.
Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2016/7678 Esas, 2017/1385 Karar sayılı ve 2017/2582 Esas, 2019/389 Karar sayılı bozma ilamlarına uyulmasına karar verilmiş ve bozma ilamları gereğince yargılama yapılarak; davalı ... hakkında açılan davanın husumet yönünden reddine, davanın açıldığı tarihte dahili davalı müessesesi olmadığı gibi HMK da yer alan iradi taraf değişikliğinin de mümkün olmaması, bu nedenle davalı ...A.Ş. Hakkında hüküm kurulması mümkün olmadığından; bu davalı aleyhine açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalı ...Ş. aleyhine açılan davanın ise kabulüne karar verilerek; 5000 Euro’nun temerrüt tarihi olan 04/01/2010 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca Devlet bankalarınca 1 yıl vadeli Euro mevduat hesabına uygulanan en yüksek faizi uygulamak suretiyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur.
Davacı tarafın talep ettiği ihtarname masrafı talebi HMK. 323/ç maddesi gereğince yargılama giderleri bölümünde değerlendirilmiştir.
HÜKÜM;Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1-)Davalı ... hakkında açılan davanın husumet yönünden REDDİNE,
2-)Davalı ...A.Ş. hakkında karar verilmesine yer olmadığına,
3-)Davalı ...Ş. yönünden açılan davanın kabulü ile; 5000 Euro’nun temerrüt tarihi olan 04/01/2010 tarihinden itibaren 3095 Sayılı Yasanın 4/a maddesi uyarınca Devlet bankalarınca 1 yıl vadeli Euro mevduat hesabına uygulanan en yüksek faizi uygulamak suretiyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
4-)Davacı tarafça dava açılırken yatırılan peşin harcın alınması gereken 687,13-TL harçtan mahsubu ile bakiye 537,23-TL karar harcının davalı ...Ş.'den alınarak hazineye gelir kaydedilmesine,
5-)Davacı tarafından dava açılırken yatırılan 167,05-TL harç giderinin davalı ...Ş.'den alınarak davacı tarafa verilmesine,
6-) Davacı tarafça yargılamanın yürütülmesi nedeniyle yapılan toplam 2.187,50- TL yargılama gideri ile 483,98 TL ihtarname masrafı toplamı 2.671,48-TL yargılama giderinin davalı ...Ş.'den alınarak davacı tarafa verilmesine,
7-)Davacı taraf kendisini bir vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ye göre belirlenen 2.725,00-TL vekalet ücretinin davalı ...Ş.'den alınarak davacı tarafa verilmesine,
8-) ... kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ye göre belirlenen 2.725,00-TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak ... 'ye verilmesine
9-) Taraflarca yatırılan gider avansının karar tebliğ işlemleri tamamlandıktan ve karar kesinleştikten sonra kullanılmayan kısmının yatıran ilgili tarafa resen iadesine,
Davacı vekilinin ve bir kısım davalılar vekilinin yüzüne karşı; gerekçeli kararın tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde Mahkememize sunulacak veya gönderilecek dilekçe ile YARGITAY yolu açık olmak üzere verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.
Katip ...
e-imza*
Hakim ...
e-imza*
* Bu evrak 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu hükümlerine uygun olarak elektronik imza ile imzalanmıştır.
