Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/439
Karar No: 2020/9308
Karar Tarihi: 14.09.2020

Hakaret - Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2020/439 Esas 2020/9308 Karar Sayılı İlamı

 

 

(Kapatılan)18. Ceza Dairesi         2020/439 E.  ,  2020/9308 K.

  •  


"İçtihat Metni"





KARAR
Hakaret suçundan sanık ...’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125/1, 125/4, 43, 62/1 ve 52/2. maddeleri gereğince 2.180,00 Türk lirası adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Ankara 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/09/2019 tarihli ve 2018/746 esas, 2019/662 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
İstem yazısında; “1)Dosya kapsamına göre, sanık ile katılanlar ... ve ...in komşu oldukları, olay günü tarafların apartman kapısı önünde karşılaştıkları ve her birinin eşya taşıdığı, sanığın katılanların kendisine kapıyı tutmamalarını bahane ederek "sizin insanlığınızı sinkaf edeyim." ve polis olduğunu hatırlatan katılan ..."e hitaben ek olarak "senin gibi polisi de sinkaf edeyim." dediğinin iddia edildiği olayda, sanığın tüm aşamalarda suçlamayı inkar ettiği, olayın görgüye dayalı tek tanığının sanığın oğlu olan..."ın soruşturmada takdiren yeminsiz olarak alınan beyanında hakaret iddialarını kesinlikle reddettiği, olayın görgüye dayalı tek tanığı olan..."ın neden kovuşturmada dinlenilmediği ve soruşturmadaki beyanına niçin itibar edilmediği gerekçeli kararda tartışılmadan, sanığın savunmasının aksini kanıtlayan, her türlü şüpheden uzak, ceza hükmü kurulmasına yeterli delil elde edilemediği gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesinde,
2- Kabul ve uygulamaya göre de, benzer bir olaya ilişkin Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 28/02/2017 tarihli ve 2014/4-757 esas, 2017/113 karar sayılı ilâmında, “...5237 sayılı TCK"nun 125. maddesinin dördüncü fıkrasında hakaret suçunun alenen işlenmesi, bu suçun nitelikli bir şekli olarak kabul edilmiştir. Bu fıkraya ilişkin madde gerekçesinde, aleniyet için aranan temel ölçüt, fiilin, gerçekleştiği koşullar itibarıyla belirli olmayan ve birden fazla kişiler tarafından algılanabilir olması şeklinde belirtilmiştir. Hakaret suçunun, belirsiz sayıdaki kişiler tarafından işitilebilecek, görülebilecek ve algılanabilecek bir ortamda veya çok sayıda kişinin öğrenmesini sağlayacak herhangi bir araçla işlenmesi halinde, aleniyet vardır. Aleniyetin varlığı için, çok sayıda insanın hakareti öğrenmesinin olanaklı olması yeterlidir; söylenenlerin fiilen duyulması şart değildir. Aleniyet halinde, mağdur, hakaretin az sayıda kişi önünde gerçekleşmesine oranla, daha fazla rencide olacağı için, bu nitelikli hâl kabul edilmiştir. (Nur Centel, Hamide Zafer, Özlem Çakmut, Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, Beta Yayınevi, 3. Baskı, 2016, s. 235). Suçun basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde de alenen işlendiği kabul edilmelidir. Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde; sanığın hakaret fiilini apartman boşluğunda gerçekleştirdiği olayda; apartman boşluğunun herkese açık bir yer olmayıp, apartman sakinlerinin kullanımına mahsus olması ve apartman boşluğunda söylenen sözlerin herkes tarafından duyulma imkânının bulunmaması karşısında, aleniyet unsuru oluşmadığı halde hakaret suçunun alenen işlendiği kabul edilerek sanığın cezasında artırım yapılması yasaya aykırıdır. Belirtilen nedenlerle, hakaret suçunun işlendiği apartman boşluğunun aleni yer olmadığı gözetilmeden, sanığın cezasında TCK"nun 125. maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca artırım yapılması yasaya aykırı olduğundan, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının bu yönünden değişik gerekçe ile kabulüne karar verilmelidir....” şeklinde belirtildiği üzere, somut olayda, tarafların anlatımlarından anlaşılacağı üzere olayın gerçekleştiği yerin apartman binası olduğu, bu haliyle bina içerisinde atılı suçu içerir söylemlerin belirsiz sayıdaki kişiler tarafından işitilebilecek, görülebilecek ve algılanabilecek şekilde işlenmediği, çok sayıda insanın hakareti öğrenmesinin olanaklı olmadığı, apartman boşluğunun herkese açık bir yer olmayıp, apartman sakinlerinin kullanımına mahsus olması ve söylenen sözlerin herkes tarafından duyulma imkânının bulunmaması karşısında, aleniyet unsuru oluşmadığı gözetilmeksizin, hakaret suçunun alenen işlendiği kabul edilerek yazılı şekilde sanığın cezasında artırım yapılmasında,
İsabet görülmemiştir.” denilmektedir.
I- Hukuksal Değerlendirme:
A- Bir Numaralı Talep Açısından:
Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03/04/2012 gün ve 10/438-141 sayılı kararında belirtildiği üzere, öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmiştir.
5271 sayılı Kanun’un 309. maddesi uyarınca, hâkim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddî hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün Yargıtayca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı olarak bildirecektir. Bunun üzerine Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak Yargıtay ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin Yargıtayca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.
Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hâkim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklar ile uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanacaktır.
Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14/11/1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir.(Ceza Genel Kurulunun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
İnceleme konusu somut olayda; Mahkemece, deliller değerlendirilerek sanığın, hakaret suçunun sabit kabul edilerek mahkumiyet hükmü kurulduğuna göre, delil takdiri yapılarak verilen bu karar aleyhine, takdirde yanılgıya düşüldüğünden, sanığın atılı suçu işlediğine dair her türlü şüpheden uzak, ceza hükmü kurulmasına yeterli delil elde edilemediği gözetilmeden beraatı yerine mahkumiyetine karar verilmesi gerekçesiyle kanun yararına bozma yoluna başvurulamayacağından, kanun yararına bozma isteminin reddine karar verilmek gerekmiştir.
B- İki Numaralı Talep Açısından:
5237 sayılı TCK’nın 125. maddesinin 1. fıkrasında; Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden ... veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilât ederek işlenmesi gerekir.” hükmüne yer verilmiş, aynı Kanun’un 4. fıkrasında da “Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri oranında artırılır.” hükmü düzenlenmiştir.
TCK"nın 125/4. maddesinde ağırlaştırıcı neden olarak öngörülen aleniyetin gerçekleşmesi için olay yerinde başkalarının bulunması yeterli olmayıp, hakaretin belirlenemeyen sayıda kişi ve herkes tarafından görülme, duyulma ve algılanabilme olasılığının bulunması, herhangi bir sınırlama olmaksızın herkese açık olan yerlerde işlenmesi gerekmektedir.
İnceleme konusu somut olayda; sanığın, apartman boşluğunda hakaret içerikli sözcükleri söylediği, hakaret içerikli sözlerin söylendiği apartman boşluğunun aleni yerlerden olmadığı, dolayısıyla, sanık hakkında koşulları oluşmadığı halde aleniyet artırımı yapılarak fazla ceza verilmesi hukuka aykırıdır.
II- Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği kanun yararına bozma isteği doğrultusunda tebliğnamedeki düşünce, Kanun yararına bozma isteminin takdire ilişkin olması nedeniyle bir numaralı talep açısından yerinde görülmediğinden, CMK"nın 309. maddesi koşullarını taşımayan KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE,
2- Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce iki numaralı talep açısından yerinde görüldüğünden, hakaret suçundan sanık ... hakkında, Ankara 44. Asliye Ceza Mahkemesinin 19/09/2019 tarihli ve 2018/746 esas, 2019/662 sayılı kararının sanık ...’ın hakaret suçundan aldığı mahkumiyet hükmü ile ilgili kısmının, 5271 sayılı CMK"nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3- Karardaki hukuka aykırılık sanığa daha hafif bir cezanın verilmesini gerektirmekle, aynı yasa maddesinin 4-d fıkrası uyarınca, Yerel Mahkemece yapılan uygulama da gözetilerek, sanığın, TCK"nın 125/1. maddesi gereğince 90 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına,
4- Sanığın eylemini bir suç işleme kararının icrası kapsamında birden fazla kişiye karşı tek bir eylem ile gerçekleştirdiği anlaşılmakla sanık hakkında düzenlenen cezadan TCK 43/2. maddesi yollamasıyla TCK"nın 43/1 maddesi uyarınca ¼ oranında artırım yapılarak sanığın 112 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına,
5- TCK’nın 62/1. maddesi gereğince 1/6 oranında indirilerek, sanığın 93 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına,
6- TCK"nın 52/2. maddesi uyarınca günlüğü takdiren 20 TL"den paraya çevrilerek, sanığın 1.860,00 TL adli para cezasıyla CEZALANDIRILMASINA,
7- İnfazın bu miktar üzerinden yapılmasına, kararda yer alan diğer hususların olduğu gibi bırakılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığı"na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 14/09/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

 

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi