12. Ceza Dairesi 2014/7308 E. , 2015/361 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 2863 sayılı Kanun"un 65/b, 5237 sayılı TCK"nın 62, (52/2), 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyet
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
.... Kaymakamlığı Kaçak Yapı Komisyonu tarafından 26/10/2010 tarihli yapı durdurma tutanağı ile suça konu taşınmazın 40 m2 lik alanda, briketten, sıvasız, üstü tahta direk ve betonla örtülü, kapı ve pencereleri takılı vaziyette olduğunun tespit edilip, bu tutanağa istinadan sanığın 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edilen yere ev inşa etmek suretiyle müdahalede bulunduğundan bahisle 16/11/2011 havale tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı, mahallinde yapılan keşif sırasında, bahse konu evin sonradan üzerinin sıvandığının tespit edildiği, bu eylemin iddianame içeriğinde gösterilmediği ve 3194 sayılı Kanun"un 21/3 maddesinde belirtilen ruhsat almayı gerektirmeyen tamirat ve tadilat kapsamında kaldığından 2863 sayılı Kanun"un 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/4, değişiklik öncesi ise 65/d maddesinde düzenlenen suçu oluşturabileceği anlaşıldığından, dava zamanaşımı süresi içerisinde bu eylem sebebiyle sanık hakkında kamu davası açılabileceği değerlendirilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre sanığın, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Diyarbakır Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun 12/11/1994 gün, 1558 sayılı kararı ile 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahilinde kalan, ... ilçesi, ... köyü, köy yerleşim alanı üzerinde sanık tarafından izin alınmaksızın biriketten ev inşa etmek suretiyle müdahalede bulunulduğundan bahisle açılan kamu davası ile ilgili olarak, dosya kapsamında mevcut keşifte görevlendirilen inşaat mühendisi tarafından düzenlenen 27/02/2012 tarihi raporda, mevcut evin 7-8 yıllık olduğunun belirtilip, sanığın savunmalarında bahse konu evin yaklaşık 15 yıl kadar evvel inşa edildiğine ilişkin beyanları karşısında, suç tarihinin 27/02/2004 yılı olarak kabul edilmesi gerektiği, bu şekilde belirlenen suç tarihi ile inceleme tarihi arasında, lehe olan 765 sayılı TCK"nın 102/4, 104/2 maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık olağanüstü zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla;
Sanığa isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylem 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanun"un 65/1 maddesinde yaptırıma bağlanmış olup, anılan suç 5237 sayılı TCK’nın 7/2 maddesi yollamasıyla lehe neticeler doğuran (mülga) 765 sayılı TCK"nın 102/4 maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Dava zamanaşımını kesen nedenlerin varlığı halinde süre yeniden işlemekte ise de, bu süre 104/2 maddesi uyarınca en fazla yarı oranında uzayacağından, suç tarihi olan 27/02/2004 tarihinden itibaren 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2 maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık zamanaşımı inceleme tarihinden önce gerçekleşmiş olmakla, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olup, hükmün gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 765 sayılı TCK’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince kamu davasının isteme aykırı olarak DÜŞMESİNE, 14/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
.