14. Hukuk Dairesi 2019/2194 E. , 2020/3684 K.
"İçtihat Metni"14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 17/07/2014 gününde verilen dilekçe ile önalım hakkından kaynaklanan tapu iptali ve tescil talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabul kısmen reddine dair verilen 22/02/2019 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ile dahili davalı ... A.Ş. vekili tarafından ayrı ayrı istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Davacılar vekili, müvekkillerinin paydaşı oldukları 26 ada 4 parsel sayılı taşınmazın dava dışı önceki paydaşlarının paylarını 02.04.2014 tarihinde satış yoluyla davalıya devrettiğini, satış bedelinin önalım hakkının kullanılmasını engellemek için muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini, payların önalım hakkı nedeniyle davacılar adına tescilini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım davalılar vekili, bedelde muvazaa bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı Maliye Hazinesi vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; dava konusu taşınmazın keşif ile belirlenen değeri depo ettirilerek davanın kabulüne dair verilen ilk karar, davalı vekilinin temyizi üzerine Dairemizin 28.02.2017 tarihli 2016/9695 E., 2017/1504 K. sayılı ilamı ile, “Somut uyuşmazlıkta, davalıya çekişme konusu hisselerin mülkiyetinin naklini sağlayan resmi senet içeriğinden payların toplam 150.000 TL bedelle satışının yapıldığı anlaşılmaktadır. Davacı payın gerçekte daha düşük olduğunu önalım hakkına engel olmak için bedelin muvazaalı olarak yüksek gösterildiğini iddia etmiştir. Davacı, satış sözleşmesinin tarafı olmadığından bedelde muvazaa iddiasını tanık dahil her türlü delil ile kanıtlaması mümkündür. Hükme esas alınan 17.02.2014 günlü bilirkişi kurulu raporunda dava konusu payların toplam 134.962 TL olarak tespit edilen değeri önalım bedeli olarak kabul edilerek davacıya masraflarla birlikte 138,144,5 TL depo ettirilmiştir. Keşifle belirlenen bedel, bedelde muvazaa iddiasını tek başına kanıtlamaya yeterli olmayıp davacının diğer delillerini doğrulamak bakımından önem taşımaktadır. Dolayısıyla, davacı bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamamıştır. Bu nedenle, mahkemece TMK’nın 734. maddesi uyarınca dava konusu payın satış bedeli ile ödenmesi zorunlu harç ve masrafın toplamından oluşan önalım bedelinin hükümden önce belirlenecek uygun bir zaman içinde depo edilmesi için davacıya süre verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın kabulü doğru görülmemiştir. Ayrıca dava konusu hissenin üzerinde ... A.Ş lehine 200.000 TL değerinde ipotek şerhi bulunmaktadır. İpotek lehtarı ... A.Ş davada taraf olmaksızın dava konusu 6/24 hissenin iptali ile her türlü kayıttan ari olarak davacılar adına tesciline karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; dava tarihinde davacının paydaş olduğu 26 ada 4 parsel sayılı taşınmazda davalının da satın alma nedeniyle paydaş olduğu görülmektedir. Yargılama sırasında dava konusu taşınmazda 09.05.2014 tarihinde yapılan ifraz uygulamasıyla sayfa kapatılarak 26 ada 15 ve 26 ada 16 parsel sayılı taşınmazlar oluşmuştur. Mahkemece, davacının istemi kabul edilerek 26 ada 4 parsel sayılı taşınmaz hakkında hüküm kurulmuş ise de, ifraz uygulaması sonucu anılan taşınmazın sayfası kapatılmış olduğundan, bu parsel hakkında hüküm kurulması infazda tereddüte neden olacaktır.
Mahkemece, ifraz uygulaması sonucu oluşan 26 ada 15 ve 26 ada 16 sayılı parsellerle ilgili olarak bir karar verilmesi gerekirken, infazda tereddüte neden olacak biçimde ifraz sonucu sayfası kapatılan 26 ada 4 sayılı parsel hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.” gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
Bozma ilamına karşı davacılar vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dairemizin 09.05.2018 tarihli 2017/3860 Esas – 2018/3624 Karar sayılı ilamıyla davacıların karar düzeltme isteminin reddine karar verilmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne- kısmen reddine karar verilmiştir.
Hükmü davalı ... vekili ile dahili davalı ... AŞ. vekili ayrı ayrı temyiz etmişlerdir.
Önalım hakkı paylı mülkiyet hükümlerine tabi taşınmazlarda payın üçüncü kişiye satılması halinde, diğer paydaşlara o payı öncelikle satın alma yetkisi veren bir haktır. Bu hak paylı mülkiyet ilişkisi kurulduğu anda doğar ve payın üçüncü kişiye satılması ile kullanılabilir hale gelir.
Önalım hakkının kullanılmasıyla bu hakkı kullanan paydaş ile alıcı arasında kapsam ve şartları satıcı ile davalı arasında yapılan sözleşmenin aynı olan bir satım ilişkisi kurulmuş olur. Önalım bedeli tapuda gösterilen satış bedeli ile davalı tarafından ödenen harç ve masrafların toplamından ibarettir.
Dava konusu payın satışına ilişkin hukuki işlemin tarafı olan davalı 3. kişi durumundaki davacıya karşı bedelde muvazaa iddiasında bulunamaz ise de davacı önalım hakkına engel olmak amacıyla satış bedelinin resmi satış senedinde yüksek gösterildiğini iddia edebilir ve bu iddiasını tanık dahil her türlü delille kanıtlayabilir.
Davacı, önalım bedelinin tapuda gösterilen değerden az olduğunu ileri sürerek bedelde muvazaa iddiasında bulunması halinde bu iddiasını kanıtlamalıdır. Bedelde muvazaa iddiasını kanıtlayamaması halinde iddia edilen bedel ile tapuda gösterilen bedel arasındaki fark üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekir.
1) Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Davacı taraf bedelde muvazaa iddiasında bulunmuş, önalım hakkına konu edilen payın önalım hakkının kullanılmasını önlemek amacıyla tapuda bedelinin daha yüksek gösterildiğini ileri sürmüş; davasını 102.000,00TL üzerinden harçlandırarak, davalı adına kayıtlı payın iptali ile adına tescilini istemiştir.
Mahkemece davacıların muvazaa iddiası kabul edilmeyerek tapuda gösterilen satış bedeli ile harç ve masrafların toplamı olan 153.000,00 TL üzerinden önalım hakkının kullanılmasına karar verildiğine göre; iddia olunan ve harçlandırılan 102.000,00TL bedel üzerinden davada kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına, iddia olunan bedel (102.000,00TL) ile mahkemenin kabul ettiği önalım bedeli (153.000,00 TL) arasındaki fark üzerinden de davada kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına nisbi vekalet ücreti takdiri ile harç dışında yargılama giderinin bu orana göre paylaştırılması gerekirken satış bedelinin tamamı üzerinden davacı yararına vekalet ücreti takdir olunarak davalıdan tahsiline karar verilmesi, yargılama giderinin tamamından davalının sorumlu tutulması ve davada kendisini vekille temsil ettiren davalı yararına maktu vekalet ücreti takdir edilmesi doğru görülmemiştir.
2) Dahili davalı ... AŞ. vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece bozma ilamına uyulduğu halde bozma ilamının gerekleri yerine getirilmemiştir.
Dava konusu taşınmazda davalı hissesi üzerinde dahili davalı ... AŞ. lehine tesis edilen ipotek nedeniyle bankanın kötüniyetli olduğu kanıtlanamadığından mahkemece ipotekten ari olarak tescil hükmü kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı ... vekili ile dahili davalı ... AŞ. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatıranlara iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 15.06.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.