Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/17886
Karar No: 2016/7541
Karar Tarihi: 20.06.2016

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2014/17886 Esas 2016/7541 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2014/17886 E.  ,  2016/7541 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    (Ticaret Mahkemesi sıfatıyla)

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    - K A R A R -
    Davacılar vekili, müvekkillerinin eşi ve babaları olan müteveffaya ait, davalıya zorunlu trafik sigortalı aracın yaptığı kaza sonucu müvekkillerinin müteveffanın desteğinden yoksun kaldıklarını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile HMK 107. maddesine göre her bir davacı için 500,00"er TL olmak üzere toplam 1.500,00 TL tazminatın dava tarihinden işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, ıslah dilekçesiyle talebini davacı ... için 195.025,85 TL"ye, davacı .... için 31.913,42 TL, davacı ... için 6.520,07 TL olmak üzere toplam 233.459,34 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı vekili, sigortalı müteveffanın kusurundan davacıların yararlanamayacağını, müvekkilinin sorumlu olmadığını beyanla davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulüne, davacılardan ... için 195.025,85 TL, ... için 6.520,07 TL, ... için 31.913,42 TL olmak üzere toplam 233.459,34 TL destekten yoksun kalma tazminatının (poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere) taleple bağlılık gereği 1.500,00 TL"sine dava tarihinden geri kalan kısmına ise ıslah tarihi olan 17/06/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacılara verilmesine karar verilmiş; hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmama-
    sına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
    2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
    Destekten yoksun kalma tazminatı Borçlar Kanununun 45/II. (6098 sayılı TBK m. 53) maddesinde düzenlenmiş olup "Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir." şeklinde hükme bağlanmıştır. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse BK"nın 45/II. (6098 sayılı TBK m. 53) maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Davalı destekten yoksun kalmadan ileri gelen somut zararı gidermek zorundadır. Bu nedenle tazminat hesabından önce zarar tutarını belirlemek gerekir. Bunun yanında amaç zarar görenin malvarlığındaki eksilmeyi gidermek olduğuna göre, ölüm nedeniyle desteğini yitirenin elde ettiği çıkarlar varsa, bunların da zarar tutarından indirilmesi gerekir. Aksi halde zarar görenin malvarlığında olaydan önceki duruma göre bir artış meydana gelmiş olur. Buradaki amaç zarar görenin malvarlığını zenginleştirmek değil, desteğini yitiren kişiye ölümden önceki yaşam düzeyini sürdürebilme olanağı tanımaktır.
    Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Davacının maruz kaldığı destekten yoksun kalma zararının belirlenebilmesi için desteğin son gelir durumunun net olarak belirlenmesi gerekir.
    Somut olayda .... Defterdarlık Vergi Dairesi Müdürlüğü tarafından düzenlenen 29.04.2014 tarihli yazı cevabında destek ...."in ölüm tarihine kadar büfe işlettiği, ölümünden sonra oğlu davacı ..."ın aynı işyerinde ticari faaliyette bulunduğu belirtilmiştir. Buna göre mahkemece destek ...."in büfede yerine ikame edilecek çalışana ödenmesi gereken ücretin belirlenmesi yönünden araştırma yapılarak tespit edilecek ücret hesaplamaya esas aldırılmak üzere, aynı bilirkişiden ayrıntılı, açıklamalı, denetime elverişli ek rapor aldırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
    3-Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira asgari geçim indirimi ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasında esas ücrete dahil edilemez.
    Mahkemece hükme esas alınan hukukçu bilirkişi raporunda pasif devre maddi zararının asgari ücret oranına göre hesaplanacağından bahsedilmiş, davacı eş ... için aktif- pasif dönem belirtilmiş ancak tabloda aktif-pasif dönem ayrımı açıkça yapılmamıştır. Pasif dönemde asgari geçim indirimi yapılıp yapılmadığı da raporda açık olmadığından rapor denetime elverişli değildir. Bu durumda davacı eş ... bakımından tabloda aktif-pasif dönem ayrımı açıkça yapılmadığından, davacı eş için pasif dönem zararının, asgari geçim indirimi olmaksızın asgari ücret üzerinden hesaplanması gerektiğinden ve bu husus hükme esas alınan bilirkişi raporunda açık olmadığından mahkemece aynı bilirkişiden bu yönde ek rapor alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 20/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi