Esas No: 2021/8154
Karar No: 2022/1353
Karar Tarihi: 01.02.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/8154 Esas 2022/1353 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/8154 E. , 2022/1353 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 05/11/2018 tarih ve 2018/İHK-7937 sayılı kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili Sigorta Tahkim Komisyonu başvurusunda, 08.05.2014 tarihinde davacının yolcu konumunda bulunduğu araç ile davalıya trafik sigortalı aracın çarpması neticesinde meydana gelen kazada davacının yaralandığını ve %10,3 oranında maluliyetinin oluştuğunu, davalı tarafça 25.03.2015 tarihinde %5 maluliyet oranına göre 18.455,00 TL, 02.12.2015 tarihinde 8.845,96 TL ödeme yapıldığını, müvekkilinin maluliyetindeki artış nedeni ile davalı sigorta şirketine müracaat edildiği ancak davacının maluliyetinde artış olmadığı gerekçesi ile talebin reddedildiğini, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, 2.500,00 TL sürekli iş göremezlik zararı, 1.500,00 TL geçici iş göremezlik zararı ve 1.000,00 TL bakıcı giderinin, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslahla talebini toplam 47.722,00 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, hak düşürücü süre itirazı ile zamanaşımı def'inde bulunarak davanın reddini savunmuştur.
Uyuşmazlık Hakem Heyetince tüm dosya kapsamına göre; başvurunun usulden reddine karar verilmiş, İtiraz Hakem Heyeti’nce davacı vekilinin itirazlarının kısmen kabulü ile 42.722,11 TL’nin 10.02.2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, geçici iş göremezlik zararı talebinin reddine karar verilmiş, İtiraz Hakem Heyeti kararı, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle artan maluliyete ilişkin maddi tazminat talebidir.
Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ve buna yönelik bir talebin bulunması halinde, zararın kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının doğru biçimde belirlenmesi gereklidir. Sözkonusu belirlemenin ise, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.
Somut olayda; kaza neticesinde davacının maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı tarafından düzenlenen 23.11.2017 tarihli raporda, davacının kaza nedeniyle oluşan maluliyeti % 10,3 olarak belirlenmiştir. Anılan bu raporun tanziminde Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri ile ekindeki cetvellere göre
belirleme yapıldığı görülmekte olup raporun kaza tarihi itibariyle yürürlükte olan yönetmeliğe uygun olduğu açıktır. Ne var ki eldeki davada, 2015 sonrasına ait tedavi evraklarının dosyada bulunmadığı ve davacının maluliyetinde gelişen durum olup olmadığının hükme esas alınan raporda irdelenmediği anlaşılmaktadır.
Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında İtiraz Hakem Heyetince; davacı tarafça başvuruda sunulan 23.11.2017 tarihli maluliyet raporunun kaza tarihinde yürürlükte olan yönetmelik hükümlerine göre düzenlendiği ancak davacının maluliyetinin trafik kazası sonucu meydana gelip gelmediği, davacının kazadaki yaralanması nedeniyle maluliyetinin bulunup bulunmadığı ile oranının ne olduğu, kazadaki yaralanmalarına bağlı olarak gelişen yeni durum olup olmadığı, gelişen yeni durum olduğunun saptanması halinde ise, bu yeni durumun ne zaman ortaya çıktığı, tedavi sürecinin ne zamana kadar devam ettiği ve hangi tarihte bittiği konularında, ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli, davalı vekilinin itirazlarını karşılar nitelikte ilk raporu düzenleyen Balıkesir Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı'ndan ek rapor alınarak zararın (maluliyetin) ne zaman öğrenildiği ya da öğrenilmesi gerektiği değerlendirilip, hak düşürücü süre yönünden değerlendirme yapılması gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
Kabule göre de; 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13. maddesi ve karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT'nin 17/2. maddesi gereği, davacı yararına hükmedilecek vekalet ücretinin, tarifeye göre belirlenen nispi vekalet ücretinin 1/5'i tutarında (maktu ücretin altında kalmamak kaydıyla) olması gerektiği gözetilmeden fazla vekalet ücretine karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 01/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.