11. Ceza Dairesi 2021/7199 E. , 2021/4350 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Mahkumiyet, beraat
25.07.2013 havale tarihli dilekçe ile şikayetçi kurum adına davaya katılma talebini ifade eden ve mahkemeye dilekçe sunan şikayetçi vekilinin yerel mahkeme hükmünü temyiz ettiği, Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 19/06/2012 gün 2012/2-638 Esas sayılı kararında da belirtildiği üzere, yasa yolunda da davayı takip iradesini eylemli olarak ortaya koyduğu ve bu davranışın yerel mahkemece karara bağlanmayan katılma talebinin temyiz mercisince incelenip karara bağlanmasına yönelik bir istemi de içerdiği anlaşıldığından, sanığa yüklenen suçtan katılma hakkı bulunup CMK’nin 260/1. maddesi uyarınca hükmü temyiz hakkı olan şikayetçinin aynı yasanın 237/2. maddesi gereğince davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede gereği görüşüldü;
A)Sanıklar ... ve ... hakkında 2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre katılan vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5271 sayılı CMK"nin 230/2 ve 232/6. maddelerine aykırı olarak beraat hükümlerinin dayanağı olan kanun maddesinin gösterilmemesi,
Yasaya aykırı, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun aynı Yasanın 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasındaki “...atılı suçu işledikleri” ibaresinden sonra gelmek üzere “CMK’nin 223/2-e maddesi uyarınca” ibaresi yazılmak suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B)Sanıklar ... ve ... hakkında 2008 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan verilen beraat hükümlerine yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanıklara yüklenen suçun Kanun’daki cezasının türü ve üst sınırına göre, 5237 sayılı TCK"nin 66/1-e ve 67/4. maddelerinde öngörülen olağanüstü dava zamanaşımının, en aleyhe 31.12.2008 olan suç tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar gerçekleştiği anlaşılmış, katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükümlerin 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanun’un 322. maddesindeki yetkiye dayanılarak karar verilmesi mümkün olduğundan, sanıklar hakkındaki kamu davasının gerçekleşen olağanüstü dava zamanaşımı nedeniyle 5271 sayılı CMK"nin 223/8. maddesi gereğince DÜŞMESİNE,
C)Sanık ... hakkında sahte fatura düzenleme suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçundan açılan kamu davasında sanığın, ... isimli arkadaşı ile birlikte şirketi kurduklarını, ..."e vekalet verdiğini, şirketteki devir sırasında olmadığını, dışarıya pazarlara gittiğini, kendisinin olmadığı zamanlarda Ulaş"ın tüm işleri kendi verdiği vekalet ile yürüttüğünü, daha sonra ne olup bittiğini bilmediğini aşamalarda savunması karşısında maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek biçimde belirlenmesi bakımından,
1-Sanığın düzenlediği iddia olunan faturaların kanaat oluşturacak sayıdaki asıllarının, bu faturaları kullanan mükelleflerden veya bu mükelleflerin ve sanığın bağlı bulunduğu vergi dairesinden sorulmak suretiyle getirtilip dosya içine konulması, faturalar sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması,
2-Yazı ve imzaların kendisine ait olmadığını söylemesi hâlinde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
3-Söz konusu faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
a)Faturaları kullandığı belirlenen mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
b)Faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişilerin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
4-Mükellefin vergi beyannamelerinin ve Ba-Bs bildirimlerinin ne şekilde verildiği vergi dairesinden sorulup e-beyanname ile internet üzerinden verildiğinin tespiti halinde GİB Merkezi sorgulamalar ekranından araştırma yapılarak belgelerin kim tarafından gönderildiğinin tespit edilmesi,
5-Beyannamelerin muhasebeci tarafından verildiğinin anlaşılması halinde bu kişinin açık kimlik ve adres bilgilerinin tespiti ile tanık olarak duruşmaya çağrılması, CMK’nin 46/1-c. maddesi uyarınca çekinme hakkı hatırlatıldıktan sonra kendisinden sanığı tanıyıp tanımadığının ve beyannamelere konu faturaların sanık tarafından kendisine getirilip getirilmediğinin sorulması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
6-Kabule göre de;
a)Sahte belge düzenleme suçunda her takvim yılında işlenen suçların birbirinden ayrı ve bağımsız suçları oluşturduğu, her takvim yılı için ayrı hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, sanık hakkında 2008 ve 2009 takvim yılları için tek hüküm kurulması,
b)Sanığın 2008 ve 2009 takvim yıllarında birden fazla fatura düzenlemesi nedeniyle, her takvim yılı için zincirleme suçla ilgili TCK"nin 43. maddesi uygulanmayarak eksik ceza tayini
c)5237 sayılı TCK"nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 Esas ve 2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun’un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA,
26.05.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.