19. Hukuk Dairesi 2018/1355 E. , 2020/1035 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonucunda verilen kararın davacı vekilince istinaf edilmesi üzerine Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi tarafından verilen davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine yönelik kararın süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
- K A R A R -
Davacı vekili, dava dışı ...,... San. Tic. A.Ş. ile davacı banka arasında imzalanan 11.07.2011 tarihli sözleşme ile bu şirkete ticarî krediler kullandırıldığını, davalıların sözleşmeyi müşterek borçlu müteselsil kefil olarak imzaladıklarını, davalılar aleyhinde tahsilde tekerrür olmamak üzere takip başlatıldığını, davalıların takibe itiraz ettiklerini iddia ederek, itirazın iptaline, takibin devamı ile icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davalıların borçlu olmayıp kefil olduklarını, davalıların adresinin ... ve kullanılan kredinin de ... şubesinden olması nedeniyle yetki itirazında bulunduklarını, ihtarnamenin davalılara tebliğ edilmediğini, davalıların teminat mektubu, çek taahhüt kredi borcu ve ticarî ihtiyaç kredi borcu bulunmadığını, alacağın likit olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, yetki sözleşmesinde belirtilen icra dairelerinde takip başlatıldığından Samsun icra dairelerinin ve mahkemelerinin yetkili olduğu, davalıların kefalet limitinin ayrı ayrı 3.750.000,00 TL olduğu, 10.05.2015 tarihinde temerrüdün gerçekleştiği, temerrüt faiz oranının da sözleşmeyle %39 olarak tespit edildiği, buna göre asıl borçlu şirketin nakdi ve gayrinakdi alacak yönünden toplam 1.173.296,86 TL ile borçlu olduğu, davalıların kefil olmaları sebebiyle asıl alacak yönünden aynı miktarda işlemiş faiz yönünden ise temerrüt tarihlerine göre sorumlu olduklarından davanın nakdi alacak yönünden kısmen kabulü, gayrinakdi alacak yönünden yapılan incelemede ise genel kredi sözleşmesi kapsamında davalı kefillerin çek depo bedeli ve teminat mektubu depo bedelinden sorumlu olacaklarına dair açık bir hüküm bulunmadığından bu kısım yönünden talebin reddine karar verilmesi gerektiği, sözleşme hükümlerine göre alacağın tespiti mümkün olduğundan likit olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiş, hükme karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, davalıların, davacı ile dava dışı şirket arasında 11.07.2011 tarihinde imzalanan genel kredi sözleşmesine müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imza attıkları, hükme esas alınan bilirkişi raporunda uygulanması gerekli temerrüt faizinin sözleşme hükümlerine uygun olarak %39 olarak kabulü ile her bir davalı için ayrı ayrı belirlenen temerrüt tarihlerinden itibaren faiz hesaplanmasının yöntem olarak dosya kapsamına uygun olduğu, kredi sözleşmesi içeriğinde davalıların gayrinakdi alacak bedelinden sorumlu olduklarına dair açık bir hüküm bulunmadığının anlaşıldığı gerekçeleriyle davacı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiş, iş bu karar davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Bölge adliye mahkemesince verilen karar HMK.’nun 353/1-b-1 maddesi gereğince istinaf başvurusunun esastan reddi kararı olup, mahkemece kanunî tabir olan “esastan reddine” yerine sadece “reddine” yazılması doğru değildir. Ancak bu husus kararın doğruluğunu etkilemediğinden sadece uygulamanın gelişmesi için uyarılmakla yetinilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın Samsun Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, karardan bir örneğin bilgisi için Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3. Hukuk Dairesi’ne gönderilmesine, 15.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.