Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/27900
Karar No: 2016/5023
Karar Tarihi: 07.04.2016

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/27900 Esas 2016/5023 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2014/27900 E.  ,  2016/5023 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, rücûan tazminat istemine ilişkindir.
    Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı ... vekili ile davalı ... tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Dava, 06.01.2010 tarihinde meydanda gelen trafik kazası sonucunda ölen sigortalı Kazım Karaboğa"nın hak sahiplerine yapılan sosyal sigorta yardımlarının rücûan tahsili istemine ilişkindir.
    01.10.2008 tarihi itibarıyla yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 13’üncü maddesine göre, iş kazası; sigortalının, işyerinde bulunduğu sırada, işveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle, sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle, bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda, emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda, sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında meydana gelen ve sigortalıyı hemen veya sonradan bedenen ya da ruhen özre uğratan olay, şeklinde; 14’üncü maddesinde meslek hastalığı; sigortalının çalıştığı veya yaptığı işin niteliğinden dolayı tekrarlanan bir sebeple veya işin yürütüm şartları yüzünden uğradığı geçici veya sürekli hastalık, bedensel veya ruhsal özürlülük halleri, şeklinde; 15’inci maddesinde hastalık hali ise, 5510 sayılı Yasa"nın  4’ üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentleri kapsamındaki sigortalıların, iş kazası ve meslek hastalığı dışında kalan ve iş göremezliğine neden olan rahatsızlıklar, şeklinde ifade edilmiştir.
    İş kazası veya meslek hastalığı halinde sigortalıya çalışma gücünü yeniden kazanması ve eski sağlığına kavuşabilmesi için hekime muayene, tıbbi malzeme ve ilaç
    harcamalarından oluşan sağlık yardımları yapılmakta, çalışamadığı sürede yoksun kaldığı gelir kayıplarını telafi etmek amacıyla istirahat raporu aldığı sürelerde geçici iş göremezlik ödeneği ödenmektedir. Ayrıca iş kazası veya meslek hastalığı sonucu sigortalıda oluşan özür veya hastalık nedeniyle meslekte kazanma gücünün en az %10 azalması durumunda sigortalıya sürekli iş göremezlik geliri bağlanmaktadır. İş kazası veya meslek hastalığı nedeniyle sigortalının ölmesi durumunda ise sigortalının hak sahibi eş, çocuk, ana ve babasına iş kazası ve meslek hastalığı ölüm geliri bağlanmakta, cenaze ödeneği verilmekte, gelir bağlanan hak sahibi kızın evlenmesi durumunda evlenme ödeneği verilmektedir.
    5510 sayılı Kanunun 21’inci maddesinin dördüncü fıkrası üçüncü kişinin sorumluluğunu düzenlemekte olup; buna göre, iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edilebilecektir.
    Fıkra kapsamındaki sosyal sigorta yardımları, kısa vadeli sigorta kollarına ilişkin olup, genel sağlık sigortasına göre yapılan sosyal sigorta yardımlarını içermediği gibi; söz konusu fıkra, sadece 5510 sayılı Kanunun 4/1-a madde kapsamındaki sigortalılar için değil, aynı Yasa"nın 4/1-b madde kapsamındaki sigortalılar yönünden de uygulama alanı bulmaktadır.
    Üçüncü kişinin rücu alacağından sorumluluğu kusur sorumluluğu esasına dayanır. Bir başka ifadeyle; üçüncü kişi, ancak kusurlu bir hareketinin varlığı halinde rücu alacağından sorumludur.
    Öte yandan; 5510 sayılı Kanunun 39’uncu maddesinin birinci fıkrasında; “Üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malûl veya vazife malûlü olan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurumca zarara sebep olan üçüncü kişilere rücû edilir.” hükmü öngörülmüştür.
    Maddedeki “sigortalı” ibaresinden, 5510 sayılı Kanunun “Tanımlar” başlıklı 3’üncü maddesinde sigortalının; “Kısa ve /veya uzun vadeli sigorta kolları bakımından adına prim ödenmesi gereken veya kendi adına prim ödenmesi gereken kişi” olarak tanımlanmış olmasına göre, 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının a, b ve c bentlerinde belirtilen aktif sigortalıların anlaşılması gerekir.
    Bu fıkra kapsamında rücu edilecek kişilerin sorumlulukları, üçüncü kişinin kasti fiili ile kanunda belirtilen sosyal sigorta yardımlarının yapılmasını gerektiren bir halin doğması ve sigortalı ya da hak sahiplerine bu yardımların yapılması koşuluna bağlanmıştır. Kast, hukuka aykırı eylemin sonuçlarıyla birlikte, bilerek ve isteyerek işlenmesidir (Prof.Tunçomağ-Borçlar Hukuku Dersleri 1.Cilt-1965). Ancak, eylemi yapanın kasıtlı davranmış olduğunun söylenebilmesi için, bütün zararların önceden istenilmiş bulunması aranmaz. (Ord. Prof. Dr. Andreas B. Schwarz, Borçlar Hukuku Dersleri, I. Cilt, İstanbul-1948, Çeviren Doç. Dr. Bülend Davran) Kastın özel bir türünü oluşturan ve ihtimali kast (olası kast) olarak adlandırılan kusur türünde; fail, işlediği fiilin hukuka aykırı sonuç verebileceğini öngörmekte ve bu sonuçları istememekle birlikte kabul etmektedir. Kanunun açık ve buyurucu hükmüne göre; kasta dayanmayan fiili sonucunda sigortalının malul kalmasına veya ölümüne neden olan üçüncü kişinin, sigortalıya veya hak sahiplerine bağlanan aylıklar nedeniyle, anılan madde kapsamında rücu alacağından sorumlu tutulması mümkün değildir.
    Somut olayda; davaya konu zararlandırıcı sigorta olayı bir trafik kazası ve olaya maruz kalan da 5510 sayılı Kanunun 4/1-b maddesi kapsamında sigortalı ise de; olayın bir iş kazası olup olmadığı, dolayısıyla yasal dayanağı dosya kapsamından anlaşılamamaktadır. Bu nedenle; Mahkemece, öncelikle davanın yasal dayanağı davacı Kurum nezdindeki sigorta müfettişi raporu, sigortalı şahsi sicil dosyası ve tüm belgeler celbedilerek belirlenmelidir. Olayın iş kazası olduğunun anlaşılması durumunda yukarıda izah edilen hukuki olgular çerçevesinde 5510 sayılı Kanunun 21/4"üncü maddesi kapsamında kusur ve zarar ve bağlı olarak davalıların sorumlu oldukları tutar tespit edilmelidir. Zararlandırıcı sigorta olayının iş kazası olmadığının anlaşılması durumunda; davalıların olayın meydana gelmesinde kastının bulunduğuna dair herhangi bir iddia ve delil bulunmadığından, 5510 sayılı Kanunun 39"uncu maddesi kapsamında kasta dayanmayan kusura göre sorumluluklarına gidilemeyeceği nazara alınmalıdır. Ayrıca; davayı temyiz etmeyen davalılar yönünden miktar itibariyle davacı Kurum lehine oluşan usuli kazanılmış hak bozma sonrası yapılacak yargılamada dikkate alınmalıdır.
    Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular nazara alınıp deliller toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usûl ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı ... vekili ile davalı ..."nın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istem hâlinde davalı ..."ya ve ..."ya iadesine, 07.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi