Esas No: 2021/3326
Karar No: 2022/7075
Karar Tarihi: 18.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2021/3326 Esas 2022/7075 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2021/3326 E. , 2022/7075 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 43. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 16. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 27.12.2017 tarih ve 2014/1301 E.- 2017/1209 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 43. Hukuk Dairesi'nce verilen 04.02.2021 tarih ve 2020/132 E.- 2021/105 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalının hakkında çek keşide etme yasağı bulunanan dava dışı ...’ın kurduğu ve yöneticisi olduğu Trendmen Teks. ve Giy. San. Ltd. Şti’ye çek karnesi verdiğini, söz konusu şirketin davacı ile kurduğu ticari ilişkide ödemeyi çek aracılığıyla yaptığı ve çeklerin karşılıksız çıktığını, söz konusu çeklerden birine dayanılarak dava dışı şirket hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının Çek Kanunun 2. maddesi uyarınca başvuru sahibini ya da temsilcisinin çek yasağı bulunup bulunmadığını araştırmakla yükümlü olduğunu, davalının bu yükümlülüğünü yerine getirmediğini, davacı tarafından banka yetkilileri hakkında suç duyurusunda bulunulduğunu ileri sürerek, belirsiz alacak davası olarak fazlaya ilişki haklarını saklı tutarak davalıdan 10.000.-TL’nin, dava tarihinden itibaren uygulanacak ticari faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davalı banka tarafından dava dışı şirket hakkında yeterli istihbarat ve araştırmanın yapıldığını, çek karnesi verilmesiyle zarara uğrama iddiası arasında uygun illiyet bağı olmadığını, davacının dava dışı şirkettten alacağını tahsil edip edemeyeceğini konusunda özen göstermediğini dolayısıyla müterafik usurunun bulunduğunu, alacağın öncelikle keşideciden tahsili gerektiği, icra takibi sonuçlanmadan davalıya husumet yöneltilemeyeceğini, hukuki başvuru yolları tüketilmeden zarardan da bahsedilemeyeceğini belirterek, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; dava dışı Trendmen Teks. ve Giy. San. Ltd. Şti. adına çekle işleyen Türk Lirası vadesiz mevduat hesabı açılarak şirketin yetkili temsilcisi ...'ın çek keşide etmekten yasaklı olmasına rağmen 21/12/2012 tarihinde çeklerin verildiği, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası kayıtlarına göre dava dışı keşideci şirketin yetkili temsilcisi olan ...'ın 30/05/2011 tarihinden itibaren çek keşide etmekten yasaklı olduğu, Çek Kanunu'nun 2. maddesi uyarınca bankaların çek verilmesi düşünülen kişilerin mali ve sosyal durumlarını araştırmaları gerektiği ve 4. madde düzenlemesi ile hakkında çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı bulunan gerçek kişinin yönetim organında görev yaptığı veya ticaret siciline tescil edilen yetkilisi olduğu tüzel kişiye çek defteri verilmesinin mümkün olmadığı yönünde açık düzenleme bulunduğu, davalı bankanın çek keşide etmekten yasaklı olan yetkili temsilcisi ... hakkındaki Merkez Bankası kayıtlarını tetkik etmeden dava dışı şirkete 21/12/2012 tarihinden başlayarak çek karnelerini vermekle gerekli araştırmayı yapmayarak kusurlu davrandığı, davacının ise büyük miktarlarda çek kabul ettiği bir firma hakkında yeterince araştırma yapmadan ve teminat almadan çek aldığı, basiretli bir tacir olarak hareket etmesi gerekmekteyken ihmal gösterdiği, bu nedenle müterafik kusurun bulunduğu, zararın doğmasında her iki tarafın da tedbirsizlik ve özensizlik gösterdiği, bir tarafın kusurunu diğer tarafın kusurundan fazla tutmanın mümkün olmadığı, aciz belgesine bağlanmış 95.000.-TL'lik çek için davacının talebinde %50 kusur oranına göre haklı bulunduğu ancak davanın kısmi dava olarak açıldığı ve 10.000.-TL'lik talebin ileri sürüldüğü gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 5.000.-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davalı banka tarafından lehine çek hesabı açılan Trendmen Tekstil ve Giyim San. Tic. Ltd. Şti.'nin müdürü ...'dan çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı bulunmadığı hususunda beyanname alınması ile yetinildiği, Merkez Bankası kayıtlarından yasaklılık durumu araştırılmadığı, bu haliyle davalı banka tarafından, dava dışı şirketin müdürü ...'ın çek düzenleme ve çek hesabı açma yasağı bulunduğu dönemde bu şirkete çek hesabı açıp, çek defteri vermek suretiyle Çek Kanunu'nun kendisine yüklediği yükümlülükleri ihlal ettiği ve kusurlu davrandığı, davacı çek hamilinin ise Trendmen Tekstil ve Giyim San. Tic. Ltd. Şti. tarafından keşide edilen toplam tutarı 675.000,00 TL olan 6 adet çeki bahsi geçen şirketin ticari ve ekonomik durumunu araştırmadan ve alacağı için teminat almadan ihmal ve tedbirsizce hareket ederek ticaret şirketi olması nedeniyle basiretli bir iş adamı gibi davranma yükümlülüğüne aykırı davranmak suretiyle çekleri kabul etmesi nedeniyle zararın doğmasında müterafik kusurunun bulunduğunun kabulü gerektiği, davacı takip alacaklısı lehine 122.958,50 TL tutarında aciz belgesi verilen 95.000,00 TL bedelli çek hakkında kusur durumuna göre taleple bağlı kalınmak suretiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 256,15 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 18/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.