12. Ceza Dairesi 2014/18700 E. , 2015/319 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Sulh Ceza Mahkemesi
Suç : Görevi İhmal
Hüküm : TCK"nın 257/2, 62, 50/1-a maddeleri gereğince mahkumiyet
Görevi ihmal suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar müdafiinin erteleme, hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanması gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Katılanın 04.07.2006 tarihinde cam kesiği nedeniyle sanıkların nöbetçi ortopedi asistanı olarak çalışmakta olduğu hastaneye başvurduğu, burada yarasının pansuman edilerek elindeki kesiğe dikiş atılıp gönderildiği, mağdurun çeşitli yerlerde pansuman yaptırdıktan sonra ... Polikliniğinde dikişlerini aldırdığı, dikişleri aldırmasından sonra dahi ağrılarının geçmemesi ve 5. parmakta his kaybı olması nedeniyle aynı polikliniğe başvurarak elinin grafilerini çektirdiği, doktorun elinde cam kırığının kaldığını söylemesi üzerine ...Tıp Merkezinde 10.10.2006 tarihinde elinden 2x3.5 cm ebatlarında 1,5 mm kalınlığında cam parçasının çıkarıldığı, dosya içinde bulunan sağlık raporuna göre, bu kırık cam parçası nedeniyle sol elde ulnar sinir alanında yüzeyel duyu kusuru saptandığı, sol el 4. ve 5. parmakta abdüksiyon ve addüksiyon 4/5. düzeyinde olduğu, yapılan EMG de solda lezyon düzeyi altında ulnar sinirin hafif parsiyel aksonal dejenerasyonu saptandığı, etkilenmenin bilek düzeyindeki kesiden ya da eldeki yabancı cisimdenmi kaynaklandığının kesin olarak ayırt edilemeyeceği, EMG"de rejenerasyon bulgularının olması nedeniyle 3 ay sonra kontrol muayenesi gerektiği, Yüksek Sağlık Şurasından alınan raporda ise; eldeki kesi nedeniyle başvuran hastada grafi alınması gerekirken grafi almadan girişimde bulunulmasının tıbbi bir eksiklik olduğu, ancak kesi içerisindeki cam parçasının ebatlarının büyüklüğü dikkate alındığında, fiziki muayene ile de tespit edilebileceği ve hastanın kendisi tarafından da farkedilebileceği halde, olaydan sonra 3 ay boyunca hastanın herhangi bir sağlık kuruluşuna başvurmamış olmasının düşünülemeyeceği ve olayı şüpheli hale getirdiğinin belirtilmesi gerektiğinin bildirilmesine göre, eylemin görevi ihmal olarak nitelendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla yapılan incelemede;
1) Sanıklardan ..."ın olay tarihinde nöbetçi olduğu, ancak aşamalarda değişmeyen savunmasına göre de, hastaya müdahale etmediğini savunmasının aksine delil elde edilmediği gibi, hastaya ait acil muayene formundaki yazıların diğer sanık ..."a ait olduğunun anlaşılmasına göre, atılı suçtan sanık ..."ın beraati yerine mahkumiyetine karar verilmesi, kanuna aykırı,
2) 6086 sayılı Kanunun 1. maddesiyle TCK"nın 257/2. maddesindeki ceza miktarlarının alt ve üst sınırlarının yeniden belirlenmesi karşısında; sanık ..."ın hukuki durumunun yeniden takdir ve tayininde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarle yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA,14/01/2015 tarihinde hükmün suç vasfının belirlenmesine yönelik kısmının oy çokluğuyla, bozma nedenelerine ilişkin olarak ise oy birliğiyle karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Sanık ..."ın beraatine yönelik bozma sebebine katılmakla birlikte sanık ..."ın eyleminin taksirle yaralama yerine görevi ihmal olarak değerlendiren sayın çoğunluğun görüşüne aşağıdaki gerekçelerle katılmıyoruz.
Dosya kapsamı ve mahkemenin kabulüne göre "Eldeki kesi nedeniyle acil servise başvuran mağdurda grafi alınması gerekirken grafi alınmadan girişimde bulunulmasının tıbbi bir eksiklik olduğu, ancak kesi içerisindeki cam parçasının ebatlarının büyüklüğü dikkate alındığında, fiziki muayene ile de tespit edilebileceği ve hastanın kendisi tarafından da farkedilebileceği" şeklindeki kabulu, eylemin taksirle işlendiğini göstermektedir.
Sanık doktor ortopedi ve travmotoloji asistanıdır. Hastanede nöbetçi olduğu acil serviste mağdur hasta ile ilgilenmiş ve tedavisini yapmıştır. Ancak bu tedavi sırasında gerekli dikkat ve özeni göstermeyerek hastanın elinde cam parçasının kalmasına neden olmuştur.
Sanığın TCK"nın 257. maddesinde sözü edilen ve kasten işlenen görevi kötüye kullanma olarak değerlendirilebilecek bir hareketi bulunmamaktadır. 257. madde de sözü edilen "görevinin gereklerine aykırı hareket etmek" olarak söyleyebileceğimiz kasti bir hareketi olmadığı gibi ve yine kasten işlenen "görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme gösteren" bir olguda ortaya konulmuş değildir.
Sanığın eylemi 765 sayılı Kanunda "Tedbirsizlik veya dikkatsizlik veya meslek ve sanatta acemilik" ve 5237 sayılı Kanunda ise "dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık" olarak gösterilen taksirdir. Sanık biraz daha dikkatli ve özenli olsaydı belki cam parçası mağdurun elinde kalmamış olacaktı.
... Eğitim ve Araştırma Hastanesi"nin 11/12/2006 tarihli yazılarında "sol elde ulnar sinirin hafif aksunal dejenerasyonu saptandığı, etkilenmenin bilek düzeyindeki kesiden ya da eldeki yabancı cisimden mi kaynaklandığının kesin olarak ayırt edilemeyeceğinin düşünüldüğü, EMG"de rejenerasyon bulgularının olması nedeniyle 3 ay sonra kontrol ve muayenesi gerekli olduğu" belirtilmiştir.
Bu rapor doğrultusunda, Adli Tıp Kurumu"ndan rapor alınarak sanığın taksirli davranışı sonucu oluşan yaralama arasındaki illiyet bağının olup olmadığının tespit edilmesi gerekir. Eğer cam parçasının unutulması sonucu etkili olmamışsa sanığın taksirli hareketi ile oluşan netice arasında illiyet bağı kurulamayacak olduğundan sanık hakkında beraat kararı verilecektir.
Hastane acil servislerinin nasıl bir yoğunlukta olduğu ve burada görev yapan personelin fedakarlıkları ile işlerin yürütüldüğü de nazara alınarak bir değerlendirme yapılması gerekir. En son düşünülebilecek olan görevi kötüye kullanma olarak değerlendirilebilecek bir hareketi dosyaya yansımayan sanığın görevi kötüye kullunma suçundan da cezalandırılmaması gerekir.
Yukarıda açıkladığımız ve mahalli mahkemce nazara alınacak oluğunu düşündüğümüz bu gerekçelerle sayın çoğunluğun sanık ... hakkındaki suç vasflarına yönelik görüşlerine katılmıyoruz.