Esas No: 2019/2867
Karar No: 2022/7148
Karar Tarihi: 19.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/2867 Esas 2022/7148 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2019/2867 E. , 2022/7148 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 18.04.2019 tarih ve 2018/195 E. - 2019/313 K. sayılı kararın duruşmalı olarak Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, duruşma için belirlenen 18.10.2022 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin birikimlerini ... Bankası'na yatırdığını ve hesap cüzdanı aldığını, bankanın 03.07.2003 tarihli kararla TMSF’ye devredildiğini, ayrıca BDDK tarafından Off Shorre’ye para yatıranlara paranın ödenmeyeceğinin belirtildiğini, oysa ki müvekkilinin parayı Off Shore’ye değil bankaya yatırdığını, cüzdan üzerine Off Shore yazılmasının müvekkilinin talimatı dışında olduğunu ileri sürerek paranın ... Bankası A.Ş. bünyesinde bulunduğunun ve Off Shore’ye aktarılmadığının tespitine, 35.790.43 Euro karşılığı olan 69.862.92 TL’nin davalılardan faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... Türk ... Bankası T.A.Ş iflas idaresi vekili, ... Bankası Off Shorre’nin ayrı bir tüzel kişilik olduğunu ve husumetin ona yöneltilmesi gerektiğini, davacının talimatı ile işlemlerin yapıldığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; davalı bankanın 08/06/2005 tarihinde iflasına karar verildiği, iflas masası tarafından düzenlenen sıra cetvelinin 07/10/2006 tarihinde Sabah Gazetesinde ve 10/10/2006 tarihinde Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edildiği, davacının iflas masasına bir alacak kaydı başvurusunun bulunmadığı ve sıra cetvelinin de kendisine tebliğ edilmediği, bu durumda müflis şirkete yönelik açılacak kayıt-kabul davasının en son yapılan ilan tarihinden itibaren 15 günlük yasal sürede yapılması zorunlu olup sözkonusu süre hak düşürücü süre olduğundan ileri sürülmese dahi mahkemece kendiliğinden dikkate alınması gerektiği, sıra cetvelinin son ilan tarihi olan 10/10/2006 tarihinden itibaren 15 günlük yasal süreyi geçirdikten sonra 02/07/2008 tarihinde dava açmış olduğundan süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 8.400,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 36,30 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 19/10/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
İİK 234/1 maddesinde "iflas idaresinin sıra cetvelini iflas idaresine vereceği ve alacaklıları 166'ncı maddenin 2. fıkrasındaki usule göre ilan yolu ile haberdar edeceği",
İİK 166/2 maddesinde de "...Daire, ayrıca kararı, karar tarihinde tirajı elli binin üzerinde olan ve yurt düzeyinde dağıtımı yapılan gazetelerden biri ile birlikte iflas edenin muamele merkezinin bulunduğu yerdeki bir gazetede ve Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edeceği..." düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, Sabah Gazetesi'nin 07.11.2006 tarihli nüshasında, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nin 10.11.2006 tarihli nüshasında ilan prosedürü yerine getirilmekle birlikte yapılan her iki ilanda da sıra cetveli aynen ilan edilmemiş, alacaklılar sıra cetvelinin "Büyükdere Cd. No.42-46 Mecidiyeköy/İstanbul" adresinde incelemeye amade tutulduğu açıklanmıştır.
Oysa İİK 234 maddesinde düzenlenen ilan, sıra cetvelinin aynen ilanına ilişkindir.
Alacaklılara, ilanda belirtilen adrese giderek sıra cetvelini incelemeleri gibi bir külfet yasa koyucu tarafından yüklenmiştir.
Bu halde hükme esas alınan ilanlar usulüne uygun olmadığından, İİK 234, 235 maddelerinde düzenlenen ve hak düşürücü sürenin başlamasına esas teşkil eden geçerli bir ilan değildir.
Davanın İİK 235 maddesinde öngörülen yasal hak düşürücü süre içerisinde açılması nedeniyle uyuşmazlığın esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, geçersiz ilanların esas alınarak yazılı şekilde davanın hak düşürücü süre nedeniyle reddine ilişkin sayın çoğunluk görüşüne karşıyım.