12. Ceza Dairesi 2014/11870 E. , 2015/318 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle öldürme, trafik güvenliğini tehlikeye sokma
Hüküm : Taksirle öldürme suçundan beraat
Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan TCK"nın 179/3-2, 50, 52/4. maddeleri gereğince mahkumiyet, temyiz talebinin reddi,
Taksirle öldürme suçundan sanığın beraatine, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan mahkumiyetine ilişkin hükümler, şikayetçi ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Katılan ..."nın yokluğunda verilen hükmün katılana 04.02.2014 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, katılanın temyiz aşamasında vekaletname ibraz eden vekili tarafından hükmü CMUK’un 310/1. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süre geçtikten sonra 04.03.2014 tarihinde temyiz ettiğinin anlaşılması karşısında; Taksirle öldürme suçundan sanığın beraatine ve Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan TCK"nın 179/3-2, 50, 52/4. maddeleri uyarınca verilen mahkumiyet hükmüne yönelik katılan ... vekilinin temyiz isteminin süreden sonra yapıldığı nedeniyle reddine ilişkin... Asliye Ceza Mahkemesinin 11.03.2014 tarihli ek kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından, verilen ret kararının isteme uygun olarak ONANMASINA,
Şikayetçi ... vekilinin temyiz itirazlarının incelemesinde,
Yokluğunda verilen hükmün şikayetçi ..."ya tebliğ edilmediği, vekilinin yapmış oluduğu temyiz talebinin bu nedenle süresinde bulunduğu, temyiz isteminin reddine ilişkin kararın da katılan ..." nın talebinin reddine ilişkin olduğu, bu nedenle 11.03.2014 tarihli tarihli ek kararın kaldırılmasına gerek bulunmadığı anlaşılmış olup; katılma isteminde bulunmasına rağmen, bu konuda herhangi bir karar verilmeyen şikayetçinin, 5271 sayılı CMK"nın 260. maddesi uyarınca katılma istemi hakkında karar verilmeyenler sıfatıyla hükmü temyiz hakkının bulunduğu, oğlunun ölmesi nedeniyle suçtan doğrudan zarar gördüğü anlaşılan ve hükmü temyiz etmek suretiyle katılma iradesini ortaya koyan şikayetçinin 5271 sayılı CMK"nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a) Alkollü ve araç sahibi olduğu anlaşılan sanığın, öleni yolculuk sırasında yanına arkadaş olarak aldıktan sonra, kendisinin kullandığı araçla seyrederken, olay mahalline geldiklerinde, aracın yoldan çıkarak yolun sol tarafında bulunan araziye devrilmesi ve aracın geliş istikametine göre sağ yan kısmına, yani şoför mahalli kısmı üste gelecek şekilde yan yattığının anlaşılmasına ve olay yerine ilk ulaşan tanık ..."in ilk ifadesinde, sanığı aracın üst kısmından yukarı çıkarken gördüğü, ölenin yolcu koltuğu tarafında sıkışmış vaziyette olduğu, buradan çıkardıklarına ilişkin beyanının, sanığın Cumhuriyet savcılığında belirttiği ifadesiyle doğrulanmasına göre, aracın solunda oturan kişinin, aracın sağında başka bir kişi varken, sağ tarafta sıkışması hayatın olağan akışına aykırı olup, sanığın aracı kullanmadığı şeklindeki savunmasına itibar edilemeyeceği gözetilmeyerek, bilinçli taksirle ölüme neden olma suçundan mahkumiyeti yerine beraatine karar verilmesi,
b)Sanığın olaydan sonra yapılan ölçüme göre 2,06 promil alkollü şekilde kullandığı aracıyla ölümlü trafik kazasına sebebiyet verdiği, TCK"nın ""Trafik Güvenliğini Tehlikeye Sokma"" başlıklı 179. maddesinin 3. fıkrasında alkol ve uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma halinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu, somut olayda ise ölüme neden olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu dikkate alındığında, sanığın yalnızca bilinçli taksirle öldürme suçundan cezalandırılmasına karar verilmesiyle yetinilmesi gerektiği halde, ayrıca trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan da mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 14/01/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.