Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/8472
Karar No: 2016/13064
Karar Tarihi: 02.05.2016

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2015/8472 Esas 2016/13064 Karar Sayılı İlamı

22. Hukuk Dairesi         2015/8472 E.  ,  2016/13064 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    DAVA : Davacı, cezai şart alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
    Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı şirket vekili, imzalanan 29.01.2011 tarihli sözleşme ile davalının müvekkili şirket bünyesinde yapacağı pırlanta satışı işinin anlaşmaya bağlandığını, sözleşme uyarınca davalının 01.04.2011 tarihinde işe başlaması gerekirken 01.04.2011- 02.04.201-03.04.2011-04.04.2011-05.04.2011 tarihlerinde işe gelmediğini, bu anlamda davalının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerine uymadığını iddia ederek sözlşemeye uymamadan doğan cezai şartın ödenmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, iki hafta devam ettiği işyerine talepleri kareşılanmayınca devam etmediğini bildirerek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının cezai şart talebinin Borçlar Kanunu 161/son 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 161/son maddesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 182/son maddeleri gereğince %30 indirim uygulanrak kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-İş sözleşmesinde kararlaştırılan cezai şartın koşullarının oluşup oluşmadığı ve indirim hususu taraflar arasında uyuşmazlığı oluşturmaktadır.
    Cezai şart öğretide, mevcut borcun ifa edilmemesi veya eksik ifası halinde ödenmesi gereken mali değeri haiz ayrı bir edim olarak tanımlanmıştır (Tunçomağ, Kenan: Türk Hukukunda Cezai Şart, İstanbul 1963).
    Borçlar Kanun"un 158-161. maddeleri arasında düzenlenmiş olup, İş Kanunlarında konuya dair bir hükme yer verilmemiştir. İş Hukuku açısından Borçlar Kanunu"nun sözü edilen hükümlerini uygulamakla birlikte Dairemizce bazı yönlerden İş Hukukuna özgü çözümler üretilmiştir. İş Hukukunda İşçi Yararına Yorum İlkesinin bir sonucu olarak sadece işçi aleyhine yükümlülük öngören cezai şart hükümleri geçersiz sayılmış ve bu yönde yerleşmiş içtihatlar öğretide de benimsenmiştir.Yine, Yeni Borçlar Kanunu Tasarısının 419. maddesinde “Hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan ceza koşulu geçersizdir” şekline kurala yer verilmiştir.
    Cezai şartın işçi ve işveren hakkında ve iki taraflı olarak düzenlenmesi gereği, işçi aleyhine kararlaştırılan cezai şartın işveren aleyhine kararlaştırılandan daha fazla olmaması sonucunu da ortaya koymaktadır. Başka bir anlatımla işçi aleyhine olarak belirlenen cezai şartın, koşulları ve ceza miktarı bakımından işverenin sorumluluğunu aşması düşünülemez. İki taraflı cezai şartta işçi aleyhine bir eşitsizlik durumunda, cezai şart hükmü tümden geçersiz olmamakla birlikte, işçinin yükümlülüğü işverenin sorumlu olduğu miktarı ve halleri aşamaz.
    Belirli süreli iş sözleşmesinin süresinden önce feshi koşuluna bağlı cezai şartın sonuç doğurabilmesi için öncelikle taraflar arasındaki iş sözleşmesinin belirli süreli olup olmadığının tespiti gerekir. Bundan başka asgari süreli iş sözleşmelerinde aynı türde hükümler konulması mümkündür.
    4857 sayılı İş Kanunu"nun 21. maddesinde, kesinleşen işe iade kararı üzerine işçinin başvurusuna rağmen bir ay içinde işe başlatılmaması durumunda, işçiye en az dört aylık ve en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ödeneceği öngörülmüştür. Aynı maddenin son fıkrasında ise, sözü edilen düzenlemenin mutlak emredici olduğu ve sözleşmelerle hiçbir şekilde değiştirilemeyeceği hükme bağlanmıştır. Bu itibarla iş güvencesine tabi işçiler yönünden toplu iş sözleşmesinin iş güvencesi sağlayan hükümlerinin yasanın bu düzenlemesi karşılığında bir değeri kalmamıştır.
    Borçlar Kanunu"nun 161. maddesine göre taraflar cezanın miktarını seçmekte serbesttirler. Buna göre belirli süreli iş sözleşmesinin kalan süresine ait ücretlerinin ya da bunun katlarının ödenmesi gerektiği yönünde ceza miktarı belirlenmesi mümkündür. Böyle bir cezai şart hükmü, Borçlar Kanunu"nun 325. maddesine göre talep konusu yapılabilecek olan sözleşmenin kalan süresine ait ücret isteğinden farklıdır. Bu durum, konuya dair kanuni düzenlemenin tekrarı mahiyetinde de değildir. Gerçekten tarafların iradesi özel biçimde cezai şart düzenlemesi yönünde ortaya çıkmış olmakla, iradeye değer verilmeli ve cezai şart hükümlerine göre çözüme gidilmelidir. Bu arada işçinin bakiye süre ücreti ölçüt alınarak kararlaştırılmış olan cezai şarttan başka sözleşmenin kalan süresine ait ücretlerin de Borçlar Kanunu"nun 325. maddesine göre talep edilip edilemeyeceği soruna değinmek gerekir ki, ifaya eklenen cezai şart çözüme gidilmesi ve buna göre koşulların varlığı halinde sözleşmenin kalan süresine ait ücretlerin ayrıca talep edilebileceği belirtilmelidir. Gerçekten, Borçlar Kanunu"nun 158/II. maddesine göre, borcun belli zaman ve yerde ifa edilmemesi hali için cezai şart kararlaştırılmışsa, alacaklı hem ifa hem de cezai şartı talep edebilecektir.
    Borçlar Kanunu"nun 161/son maddesinde fahiş cezai şartın hakim tarafından tenkis edilmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. İş Hukuku uygulamasında işçi aleyhine cezai şart düzenlemeleri bakımından konunun önemi bir kat daha artmaktadır. Şart ve ceza arasındaki ilişki gözetilerek işçinin iktisadi açıdan mahvına neden olmayacak çözümlere gidilmelidir. İşçinin belli bir süre çalışması şartına bağlanan cezalardan, sözleşme kapsamında çalışılan ve çalışması gereken sürelere göre oran kurularak indirime gidilmelidir.
    Somut olayda, taraflar arasında 01.04.2011 başlangıç tarihli 2011 sezonunu kapsayan belirli süreli hizmet sözleşmesinin imzalandığı, dava konusu iş sözleşmesi ile iki taraf yönünden de cezai şart düzenlendiği, sözleşmenin 7. maddesinde "taraflar bu anlaşmaya uymadığı takdirde 7.000 TL tazminat öder" hükmünün yer aldığı, iş sözleşmesi ile taraflar arasında kararlaştırılan tazminatın mahiyeti itibariyle cezai şart niteliğinde olduğu, dosyada mevcut hizmet sözleşmesinin 7. maddesinde kararlaştırılan cezai şartın karşılıklı olarak her iki tarafa da edim yüklediği, bu tür sözleşmelerde cezai şartın kararlaştırılmasının hukuken mümkün ve geçerli olacağı, taraflar arasındaki iş sözleşmesinin davalının mazeretsiz devamsızlığı sebebiyle davacı işveren tarafından haklı olarak feshedildiği, bu hususun dosya kapsamında yer alan tutanaklar ve tanık beyanları ile anlaşıldığı, mahkeme tarafından cezai şartın kabulüne fakat mülga 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 161/son maddesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 182/son maddeleri gereğince %30 oranında indirim yoluna gidildiği görülmüştür. Ancak iş sözleşmesinde davalı işçi 1.000 TL ücretin belirlenmesi, tarafların iktisadi durumu, borçlunun borcunu yerine getirmemekle sağladığı menfaat, kusur derecesi, alacaklının asıl edimin yerine getirilmesi çıkarı ile ceza koşulu olarak saptanan miktar arasındaki orantı kıstasları dikkate alındığında yapılan indirimin daha yüksek oranda olması gerekmekip yazılı şekilde karar verilmesi bozma nedenidir.
    Sonuç : Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.05.2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

    (M)





    KARŞI OY

    Dava, cezai şart alacağı talebine ilişkindir.
    Yerel mahkeme davayı kısmen kabul etmiş, yapılan temyiz üzerine karar, Dairemizce oyçokluğu ile ve cezai şart alacağından yapılan indirimin yetersiz olması gerekçesi ile bozulmuştur.
    Kanaatimce, yerel mahkeme kararı düzenlenen cezai şartın geçersiz olması noktasından bozulmalı idi.
    Taraflar arasında imzalanan sözleşmenin 7. maddesinde "Taraflar bu anlaşmaya uymadığı takdirde, 7,000 TL tazminat öder" düzenlemesine yer verilmiştir.
    Bu düzenleme de, tarafların hangi eylemlerinin tazminat gerektireceği somut olarak belirtilmemiştir. Haklı veya geçerli nedenin varlığı halinde, bunun cezai şarta etkisi ifade edilmemiştir.
    Genel ve soyut bir düzenleme yapılmıştır.
    Taraf iradelerini ağır baskı altına alan ve hukuki olarak değer verilemeyecek düzeyde soyut ve genel olan bu cezai şarta değer verilemeyeceği, yerel mahkeme kararın bu gerekçe ile bozulması gerektiği kanısında olduğumdan, sayın çoğunluğun farklı görüşüne katılmıyorum.




    .

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi