17. Hukuk Dairesi 2019/1173 E. , 2020/5708 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, müvekkillerinin desteğinin davalıya trafik sigortalı aracın sürücüsü iken gerçekleşen kazada öldüğünü açıklayıp toplam 60.000,00 TL"nin 08.01.2008 tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile davacılar için toplam 60.000,00 TL maddi tazminatın 08.01.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, meydana gelen kaza nedeni ile maddi tazminat talebinde bulunmuş, faiz başlangıcı olarak; davalı aleyhine bu davadan evvel 08.01.2008 tarihinde dava açtıklarını, davalının bu tarihte temerrüde düştüğünü ileri sürerek bu tarihten itibaren faize karar verilmesini talep etmiş, mahkemece de hatalı olarak davacının bu talebi kabul edilmiştir.
Davalı ... kazaya neden olan aracın trafik sigortacısıdır. 2918 sayılı KTK.nun 99/1. maddeleri ile Zorunlu Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesi Genel Şartları"nın B.2. maddesi uyarınca rizikonun, bilgi ve belgeleri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta, bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmekte, sigorta şirketine davadan önce yapılan bir başvuru yoksa en erken dava tarihinde temerrüde düştüğünün kabulü gerekir.
Somut uyuşmazlıkta, davalı ... aleyhine aynı olay nedeni ile 03.01.2008 tarihinde dava açılmış, taraflarca takip edilmeyen bu davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Davacılar vekili, bu dava ile davalının temerrüde düştüğünü ileri sürerek bu dava tarihinden itibaren faize karar verilmesini talep etmiştir. Ancak ilk davanın açılmamış sayılmasına karar verilmekle, dava açılması ile meydana gelen hukuki etkiler ortadan kalkacağından, eldeki bu davada mahkemece, davalının, bu davanın açılış tarihinde temerrüde düştüğünün kabul edilmesi gerekirken, açılmamış sayılamasına karar verilen davanın tarihinin temerrüt tarihi olarak esas alınması doğru değil, bozma sebebi ise de bu yanılgının giderilmesi yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte görülmediğinden hükmün 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3/2 maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 438/7 maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hüküm fıkrasında yer alan “...08/01/2008 ten...” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “...17.09.2012 tarihinde... ” ibaresinin yazılmasına ve hükmün düzeltilmiş bu şekli ile DÜZELTİLEREK ONANMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 15/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.