Esas No: 2022/5578
Karar No: 2022/7256
Karar Tarihi: 20.10.2022
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2022/5578 Esas 2022/7256 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2022/5578 E. , 2022/7256 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 17.03.2021 tarih ve 2020/669 E- 2021/187 K. sayılı kararın davalı temsilcisi tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi'nce verilen 25.05.2022 tarih ve 2021/1273 E- 2022/679 K. sayılı kararın Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ve davalı temsilcisi tarafından istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkili kurumun sosyal güvenlik denetmenlerince düzenlenen 26.06.2011 tarih 115 sayılı rapor gereği iş yerlerinin tescillerinin ve bu iş yerlerince yapılan tüm bildirimlerin iptalinin gerektiğini, bu nedenle kasıtlı ve kusurlu hareketlerinden doğan 01.12.2007-01.07.2011 arası yapılan tedavi giderlerinin ilgililerden tahsili gerektiğini, ilgililerden dava dışı ... ve ...Çalik Alüm. Doğ. Pro. İnş. Malz. Pza. İth. İhr. San. Ltd. Şti. aleyhine Ankara 23.İcra Müdürlüğünün 2018/8708 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, borçlu şirkete gönderilen tebligatın bila iade döndüğünü, Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün 09.03.2020 tarih 11455 sayılı yazısı ile bahsi geçen şirketin 23.01.2014 tarihinde kaydının resen silindiğinin anlaşıldığını iddia ederek ...Çelik Alüminyum Doğrama Profil İnşaat Malzemeleri Pazarlama İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, ihyası talep edilen şirketin 6102 sayılı Türk Ticaret Kaunu'nun Geçici 7. maddesi kapsamında 23/01/2014 tarihinde resen terkin edildiğini, davanın açılış tarihinin ise 22/12/2020 olduğunu, zamanaşımı sebebiyle davanın reddinin gerektiğini, mahkemece re'sen terkinin geçici 7. maddedeki düzenlemeye göre terkin edilmemesi gerektiğine kanaat getirirse şirketin ihyasına karar verebileceğini, bu durumda ek tasfiyeye karar verilmeyip şirketin ihyasının gerektiğini, resen terkinin hukuka uygun olduğunu, 6102 sayılı TTK'nın 547.maddesi uyarınca ek tasfiyeye karar verilmesi ve TTK.'nın 547/2. maddesi uyarınca tasfiye memuru atanması gerektiğini, ticaret sicili müdürlüğü tescile dair verilen kararlara karşı açılan davalarda yasadan doğan zorunlu hasım durumunda olduğunu bildirerek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre, davalı şirketin TTK. Geçici 7. maddesi uyarınca resen terkin işleminden itibaren 5 yıl geçmiş ise de Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin içtihatlarında belirtildiği üzere yasada belirtilen usulü uygun gerekli tebliğ ve ilan işlemleri yapıldıktan sonra şirket yetkilileri tarafından tebliğ ve ilanda belirtilen işlemler yapılmadığı takdirde şirketin resen terkin edilerek tescil ve ilan edilmesi gerektiği, şayet şirket hakkında herhangi bir dava veya icra takibi var ise ya da tebliğ ve ilan işlemleri usulüne uygun yapılmamış ise şirketin ticaret sicil kaydının silinmesinin TTK.Geçici 7.maddesine aykırı olduğu, bu nedenle hak düşürücü süre söz konusu olmayacağı, ticaret sicil müdürlüğünce TTK.7. maddesi kapsamında gerekli işlemlerin yapılması için yapılan tebligata rağmen cevap verilmediği gerekçesiyle dava konusu şirketin resen terkin edildiği ancak yasada belirtilen tebligatların şirket yetkililerine usulüne uygun yapılmadığı anlaşıldığından bu durumda 5 yıllık hak düşürücü sürenin uygulanmasının söz konusu olmadığı, dava konusu şirket hakkında alınmış bir tasfiye kararı ve atanmış bir tasfiye memuru bulunmadığından tasfiye memuru atanmasına gerek bulunmadığı, zorunlu nedenlerden dolayı açılan ihya davalarında yasal hasım konumunda olan ticaret sicil müdürlüğü ve son tasfiye memurları yargılama giderlerinden(davada yapılan giderler, vekalet ücreti, yargılama harçları, HMK.m.323) sorumlu tutulamayacağı, 6102 sayılı TTK'nun geçici 7. maddesi uyarınca ticaret sicilinden resen terkin edilen şirketin ihyası için yasal koşulların oluştuğu, davacı tarafın ihya talep etmekte hukuken korunmaya değer haklı menfaatinin bulunduğu anlaşıldığından davacının davalı ... sicil müdürlüğü aleyhine açtığı davanın kabulüne dava konusu şirketin icra dosyası ile sınırlı olmak üzere ihyasına ve ticaret siciline tesciline karar verilmiş, karara karşı davalı istinaf talebinde bulunmuştur.
Bölge adliye mahkemesince, ticaret sicil müdürlüğünce münfesih kabul edilerek terkin edilen şirketin varlığını devam ettirdiğini veya re’sen terkin sürecinin hukuka aykırı olarak işletildiğini ileri sürerek bir nevi gerçekleştirilen terkin işleminin iptalini istemekte olup davanın kabulü hâlinde verilecek olan ihya kararı da şirketin terkin işleminin iptali niteliğinde olacaktır. Hukuka aykırı şekilde geçici 7. madde kapsamında terkin edilen şirketin ihyasında amaç, eksik kalmış tasfiye işlemlerinin tamamlanarak şirketin tekrar ticaret sicilinden silinmesinden ziyade hukuka aykırı terkin işleminin iptaliyle şirketin usulsüz terkin öncesindeki hukukî statüsüne kavuşturulması olduğundan ilk derece mahkemesince Ankara 23. İcra Müdürlüğünün 2018/8708 Esas sayılı dosyasıyla sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına karar verilmesi de hukuka aykırı olduğundan bu yöne ilişkin ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar vermek gerektiği, gerekçesiyle davalı ... Sicili Müdürlüğü'nün istinaf başvuru sebeplerinin HMK'nın 353/(1)-b.2. maddesi gereği kabulüne, Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 17/03/2021 tarih ve 2020/669 Esas-2021/187 Karar sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, Ankara Ticaret Sicili Müdürlüğü'nün 242977 sicil numarasıyla kayıtlı ...Çelik Alüminyum Doğrama Profil İnşaat Malzemeleri Pazarlama İthalat İhracat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketinin ihyasına, bu hususun Ankara Ticaret Sicili'ne tescili ile Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilanına karar verilmiştir.
Taraf vekilleri, kararı temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK'nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK'nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekili ve davalı temsilcisinin temyiz istemlerinin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK'nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK'nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, davalıdan temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, davacı harçtan muaf olduğundan haç alınmasına yer olmadığına, 20/10/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.