
Esas No: 2015/8969
Karar No: 2015/10573
Karar Tarihi: 19.11.2015
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/8969 Esas 2015/10573 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Hatay 1. Sulh Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 26/02/2015
NUMARASI : 2014/433-2015/185
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 17.05.2014 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kesin sürenin gereği yerine getirilmediği nedeniyle reddine dair verilen 26.02.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, kesin sürenin gereği yerine getirilmediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
HMK"nın 90. maddesi gereğince; süreler, kanunda belirtilir veya hâkim tarafından tespit edilir. Kanunda belirtilen istisnai durumlar dışında, hâkim kanundaki süreleri artıramaz veya eksiltemez. Hâkim, kendisinin tespit ettiği süreleri, haklı sebeplerle artırabilir veya eksiltebilir; Gerekli gördüğü takdirde, bu konudaki kararından önce tarafları da dinler. Aynı kanunun 94. maddesi gereğince; kanunun belirlediği süreler kesindir. Hâkim, tayin ettiği sürenin kesin olduğuna karar verebilir. Aksi hâlde, belirlenen süreyi geçirmiş olan taraf yeniden süre isteyebilir. Bu şekilde verilecek ikinci süre kesindir ve yeniden süre verilemez. Kesin süre içinde yapılması gereken işlemi, süresinde yapmayan tarafın, o işlemi yapma hakkı ortadan kalkar.
Kanun ya da hakim tarafından tayin edilmiş olan kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen bir işlemin bu süre geçtikten sonra yerine getirilmesine yasal olanak bulunmamaktadır. Kesin süre içerisinde yerine getirilmeyen işlem bazen davanın kaybedilmesi sonuçlarını da doğurmaktadır. Davaların uzamasını veya uzatılmak istenmesini engellemek üzere konan kesin süre kuralı, kanunun amacına uygun olarak kullanılmalı, davanın reddi için bir araç sayılmamalıdır. Bu nedenle de hakim tarafından kesin süre verilirken;
./..
- 2 -
1-Kesin süreye konu işlemin gerekli ve tarafların yerine getirebileceği bir işlem olması,
2-Verilen sürenin işlemin yapılması için yeterli ve makul bir süre olması, duruşma gününe kadar kesin süre nedeniyle yapılacak işlem sonrası başka bir işleme gerek yok ise bu sürenin takip eden duruşma gününe kadar verilmesi,
3-Yapılması gereken iş veya işlemler birer birer, varsa masraflarının da miktarıyla birlikte açıkça gösterilmesi,
4-Sürenin kesin olduğu ve sonuçlarının tarafa açıklanması zorunludur.
Somut olayda; davalı H... K..."ün vefat ettiği anlaşılmış, davacı tarafa 10.07.2014 ve 18.09.2014 tarihli celsede mirasçılık belgesinin alınması için süre verilmiş, 23.12.2014 tarihli celsede de kesin süre verilmiştir. Davacı vekili tarafından kesin süre içinde 25.12.2014 tarihinde mirasçılık belgesi istemli dava açılmış, 26.12.2014 tarihli karar doğrultusunda H.. K... mirasçıları 23.02.2015 tarihli dilekçe ile davaya dahil edilmiştir. Mahkemece 26.02.2015 tarihli son celsede kesin süreye uyulmadığından dava reddedilmiştir. Mahkemece 23.12.2014 tarihli celsede ""...geçen celse verilen 1 ve 2 no"lu ara kararları gereğini yerine getirmek üzere 30 gün kesin süre verilmesine..."" şeklinde verilen süre yapılacak işin açık ve net olarak belirtilmemesi nedeniyle usulüne uygun bulunmamaktadır. Usulüne uygun verilmeyen kesin süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 19.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.