
Esas No: 2017/1764
Karar No: 2021/527
Karar Tarihi: 27.04.2021
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1764 Esas 2021/527 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
1. Taraflar arasındaki “ipoteğin terkini” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kütahya 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen davanın reddine ilişkin karar davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14. Hukuk Dairesince yapılan inceleme sonunda bozulmuş, Mahkemece Özel Daire bozma kararına karşı direnilmiştir.
2. Direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3. Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 26.09.2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanun"la değişikliği öncesi hâliyle 438. maddesinin ikinci fıkrası gereğince direnme kararlarının temyiz incelemesinde duruşma yapılamayacağından davacı vekilinin duruşma isteminin reddine karar verilip dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
I. YARGILAMA SÜRECİ
Davacı İstemi:
4. Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin dava konusu 1709 ada 98 parselde kayıtlı 6 numaralı bağımsız bölümü, üzerindeki ipotek şerhi ile birlikte satın aldığını, satın alma işleminden haberdar olan davalı banka tarafından Kütahya 1. Noterliğinin 01.10.2010 tarihli ve 22051 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekkilinden ipoteğin nedeni olan krediden bakiye kalan 20.141TL"nin ödenmesinin talep edildiğini, sonrasında Kütahya 2. İcra Dairesinin 2010/6291 sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi talepli ödeme emri gönderildiğini, ödeme emrinde borç miktarının 70.000TL olarak gösterildiğini, bu takibin Kütahya İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/732 E., 2011/283 K. sayılı kararı ile iptal edildiğini, davalı banka tarafından Kütahya 1. Noterliğinin 14.05.2012 tarihli ve 12075 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile müvekili müşterek ve müteselsil borçlu gösterilerek 234.852.32TL talep edildiğini, müvekkilinin davalı bankaca gönderilen Kütahya 1. Noterliğinin 01.10.2010 tarihli ve 22051 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile talep edilen 20.141TL"yi ödemeye hazır olduğunu belirterek bu paranın davalı kurum tarafından kabul edilmemesi nedeniyle tevdi mahalli tayinine, bunun gereğinin yerine getirilmesinden sonra ise bağımsız bölüm üzerindeki ipoteğin fekkine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabı:
5. Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava konusu taşınmazın eski maliki Mustafa Dinçer tarafından banka lehine ipotek tesis edilirken gerek Öz Zafer Orman Ürünleri Tekstil Turizm Madencilik San. ve Tic. Ltd. Şti."nin gerekse kendisinin bankaya karşı doğmuş ve doğacak tüm borçlarını karşılamak üzere ve ayrıca bu borçlarla ilgili doğacak akdi faizler, icra takip ve yargılama giderleri, temerrüt faizleri, gider vergisi ve her türlü komisyon ve masrafları da kapsamak üzere güvence olarak 1. dereceden ve 1. sıradan bankadan bildirilinceye kadar süresiz olarak ipotek tesis edildiğini, dava dışı Mustafa Dinçer"in hem Öz Zafer Orman Ürünleri Ltd. Şti."nin hem de Şaban Karaarslan firmasının kefili olduğundan, Şaban Karaarslan firmasının borcundan dolayı ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan Kütahya İcra 2. Dairesinin 2010/6291 E. sayılı icra takibinin davacının itirazı neticesinde iptal edildiğini, Öz Zafer Orman Ürünleri Ltd. Şti."nin borçları nedeniyle ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan Kütahya İcra Dairesinin 2012/3631 E. sayılı dosyasında yapılan takibin ise hâlen derdest olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararı:
6. Kütahya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 02.09.2014 tarihli ve 2012/339 E., 2014/334 K. sayılı kararı ile; davalı banka tarafından 01.10.2010 tarihli ve 22051 yevmiye nolu ihtarname ile hesap kat edilerek 20.141TL"nin ödenmesi konusunda davacıya ihtar gönderildiği, ihtarname sonrası Kütahya 2. İcra Dairesinin 2010/6291 sayılı dosyasında takibin başlatıldığı, bu takibin Kütahya İcra Hukuk Mahkemesinin 2010/732 E. sayılı dosyası ile iptal edildiği, davalı bankanın Öz Zafer Ltd. Şti. ile dava dışı Mustafa Dinçer aleyhine Kütahya 1. İcra Dairesinin 2011/1043 sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, bu takibin derdest bulunduğu, itiraz edenin olmadığı, yine davalı bankanın Kütahya 1. İcra Dairesinin 2012/3631 sayılı dosyasında davacı aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip başlatıldığı, ancak bu takibin de İcra Hukuk Mahkemesinin 2012/239 E. sayılı dosyası ile iptal edildiği, bu kez davalı banka tarafından şirket, davacı ve dava dışı Mustafa Dinçer aleyhine Kütahya 1. İcra Dairesinin 2012/6773 sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, davacının borca itiraz ettiği, bilirkişi incelemesinden sonra Kütahya 1. İcra Dairesinin 2014/5239 E. sayılı dosyasında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluna özgü takip başlatıldığı, bu takibin itiraz üzerine durduğu, henüz bir itirazın iptali davası açılmadığı, bilirkişi raporunda vurgulandığı gibi ipotek borçlusu doğmuş veya doğacak borçtan ipotek üst sınırı ile sorumlu olduğu, davacının 28.05.2009 tarihinde bunu bilerek satın aldığı ve hatta Türk Medeni Kanunu (TMK)"nun 888 ve 890. maddeleri gereğince kendisine bildirildiği, icra hukuk mahkemesince takiplerin, ipoteğin yokluğundan değil asıl borçluya başvurulmaması nedeniyle iptal edildiği, ipoteğin 70.000TL tutarlı olarak hâlen geçerli olduğu, borçlu hakkında en son 13.12.2012 tarihinde takip başlatıldığı, bu takibin derdest olduğu gibi davalı bankanın dava dışı şirket ve Mustafa Dinçer aleyhine Kütahya 1. İcra Dairesinin 2011/1043 sayılı dosyasında başlatılan takibin itiraz edilmeksizin kesinleştiği, bu takibin 03.03.2011 tarihinde başlatıldığı dikkate alındığında kesin borç miktarı belirlenmediğinden üst limitin 70.000TL olduğu gözönünde tutularak davacının ipoteğin fekkini istemekte haklı bulunmadığı, davalı bankanın davacıya gönderdiği Kütahya 1. Noterliğinin 01.10.2010 tarihli ve 22051 yevmiye numaralı ihtarnamesinde firma borcunun muaccel hâle geldiğinden bahsedilerek 20.141TL"yi ödemesi ihtar edilmiş ise de ipoteği fek edeceğinin açıkça bildirmediği, bu bakımdan bankanın sadece 20.141TL"yi ihtar etmiş olmasının borcu bununla sınırlaması anlamına gelmediği gibi ipoteğin de fekki bildirilmediğinden ipoteğin fekkinin de istenemeyeceği, zira doğacak borçlar yönünden ipoteğin devamında davalı bankanın hukukî yararı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Özel Daire Bozma Kararı:
7. Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
8. Yargıtay 14. Hukuk Dairesince 07.04.2015 tarihli ve 2015/389 E., 2015/3782 K. sayılı kararı ile; "…Hükmün temyizi üzerine yapılan duruşma esnasında davacı tarafça açıklandığı üzere Kütahya 2. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2015/183 Esas sayılı dosyasında davalı banka tarafından başlatılan ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibine itiraz üzerine banka tarafından icra takibine itirazın iptali davası açıldığı ve davanın derdest olduğu anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki alacak–borç durumu açılan itirazın iptali davası ile sonuçlanacağından mahkemece bu dava dosyası getirtilip incelenerek bu davaya etkisi üzerinde durulup, HMK"nın 165. maddesi uyarınca bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir…" gerekçesiyle bozma nedenine göre diğer temyiz itirazları incelenmeksizin karar bozulmuştur.
Direnme Kararı:
9. Kütahya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.10.2015 tarihli ve 2015/377 E., 2015/439 K. sayılı kararı ile önceki gerekçelere ek olarak; Yargıtay"ın bozma ilamında sözünü ettiği dava dosyası incelendiğinde, davacı banka tarafından ... ve Mustafa Dinçer aleyhine 69.350,39TL üzerinden Kütahya 2. İcra Dairesinin 2014/5239 sayılı takip dosyasına itiraz üzerine 24.03.2015 tarihinde, yani eldeki dava dosyasının açıldığı tarih olan 22.05.2012 tarihi ile hükmün verildiği tarih olan 02.09.2014 tarihinden sonra açıldığının sabit olduğu, davacı bankanın dava dışı Öz Zafer Ltd. Şti ile Mustafa Dinçer aleyhine başlattığı Kütahya 1. İcra Dairesinin 2011/1043 sayılı takip dosyasının derdest bulunduğunun da açık olduğu, 1. İcra Dairesinin 2012/6773 E. sayılı takip yönünden herhangi bir itirazın iptali davası açılmadığı, özetle ortada iki tane ipoteğin paraya çevrilmesi yoluna özgü ilamsız icra takibi mevcut olup ikisinin de derdest olduğu, dolayısıyla eldeki davadan sonra başlatılan bir takip için yine eldeki davadan sonra açılan itirazın iptali davasının sonucu beklense bile derdest olan ve henüz itirazın iptali davasına konu edilmeyen 2012/6773 sayılı takip dosyasından da davacı bankanın alacağı bulunduğu, hukuk mahkemesinin görülmekte olan davanın incelenmesini ve sonuçlandırılması henüz açılmamış bir davanın sonucuna bağlı görürse ilgili tarafa görevli mahkemeye başvurması için uygun bir süre vereceği, somut olayda davacıya bu yolda itirazın iptali davası açması için süre verecek durum ve koşulların oluşmadığı, Yargıtay"ın bozma ilamına konu ettiği takip dosyası hüküm tarihinden sonra başlatıldığından mahkemece davacıya itirazın iptali davası açması konusunda süre verilmesinin ve bekletici sorun yapılmasının hakkaniyete uygun olmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
Direnme Kararının Temyizi:
10. Direnme kararı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
II. UYUŞMAZLIK
11. Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; davacının ipotek şerhli olarak satın aldığı taşınmazdaki ipoteğin terkini istemine ilişkin eldeki davada, davalı banka tarafından açılan ve derdest olduğu anlaşılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkin Kütahya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/183 E. sayılı dosyasının eldeki davaya etkisi yönünden Hukuk Muhakemeleri Kanunu (HMK)"nun 165. maddesi uyarınca bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.
III. ÖN SORUN
12. Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında öncelikle; mahkemece bozma kararı sonrasında bozma kararında bahsi geçen dava dosyanın getirtilip incelenmek suretiyle oluşturulan direnme kararının gerçekte yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı ve buradan varılacak sonuca göre temyiz incelemesinin Hukuk Genel Kurulunca mı yoksa Özel Dairece mi yapılması gerektiği hususu ön sorun olarak tartışılıp değerlendirilmiştir.
IV. GEREKÇE
13. Bilindiği üzere direnme kararının varlığından söz edilebilmesi için mahkeme bozma kararından esinlenerek, yeni herhangi bir delil toplamadan önceki deliller çerçevesinde karar vermeli; gerekçesini önceki kararına göre genişletebilirse de değiştirmemelidir (6217 sayılı Kanun’un 30. maddesi ile HMK"ya eklenen “Geçici madde 3” atfıyla uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun 429. maddesi).
14. Başka bir anlatımla mahkemenin yeni bir bilgi, belge ve delile dayanarak veya bozmadan esinlenip gerekçesini değiştirerek veya daha önce üzerinde durmadığı bir hususu bozmada işaret olunan şekilde değerlendirerek, dolayısıyla da ilk kararının gerekçesinde dayandığı hukukî olguyu değiştirerek karar vermiş olması hâlinde, direnme kararının varlığından söz edilemez.
15. Somut olayda mahkemece, davalı banka tarafından Kütahya 2. İcra Dairesinin 2014/5239 sayılı dosyası ile ipoteğin paraya çevrilmesi yoluna özgü takip başlatıldığı, bu takibin itiraz üzerine durduğu, henüz bir itirazın iptali davası açılmadığı, bilirkişi raporunda vurgulandığı gibi ipotek borçlusunun doğmuş ve doğacak borçtan ipotek üst sınırı ile sorumlu olduğu, borçlu hakkında en son 13.12.2012 tarihinde takip başlatıldığı, takip derdest bulunduğu gibi davalı banka tarafından dava dışı şirket ve Mustafa Dinçer aleyhine Kütahya 1. İcra Dairesinin 2011/1043 E. sayılı dosyasında başlatılan takibin itiraz edilmeksizin kesinleştiği, bu takibin 03.03.2011 tarihinde başlatıldığı dikkate alındığında kesin borç miktarı belirlenmediğinden üst limitin 70.000TL olduğu gözönünde tutularak davacının ipoteğin fekkini istemekte haklı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine dair verilen ilk kararın davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece; Kütahya 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2015/183 E. sayılı dosyasında davalı banka tarafından icra takibine itirazın iptali davası açıldığı ve davanın derdest olduğu, taraflar arasındaki alacak–borç durumunun açılan itirazın iptali davası ile sonuçlanacağından mahkemece bu dava dosyası getirtilip incelenerek bu davaya etkisi üzerinde durulup, HMK"nın 165. maddesi uyarınca bekletici mesele yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği hususuna işaret edilerek bozulmasından sonra, yerel mahkemece bozma kararında bahsi geçen dava dosyası getirtilip değerlendirilmek suretiyle direnme olarak adlandırılan kararın verildiği anlaşılmıştır.
16. O hâlde, yerel mahkemece, bozma kararında yapılması gerektiği belirtilen araştırma ve incelemeler yapıldıktan sonra toplanan yeni delillere dayanılarak verilen ve "direnme" olarak adlandırılan bu kararın, usul hukuku anlamında gerçek bir direnme kararı olmadığı, bozma kararı sonrası yeni delil ve olgulara dayalı olarak oluşturulan yeni hüküm niteliğinde olduğu her türlü duraksamadan uzaktır.
17. Hâl böyle olunca, kurulan bu yeni hükmün temyizen incelenmesi görevi Hukuk Genel Kuruluna değil, Özel Daireye aittir.
18. Bu nedenle yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosya Özel Daireye gönderilmelidir.
V. SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle;
Davacı vekilinin yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın YARGITAY 14. HUKUK DAİRESİNE GÖNDERİLMESİNE,
Ancak karar düzeltme yolunun açık olması sebebiyle öncelikle mahkemesince Hukuk Genel Kurulu kararının taraflara tebliği ile karar düzeltme yoluna başvurulması hâlinde dosyanın Hukuk Genel Kuruluna, başvurulmaması hâlinde ise mahkemesince doğrudan Yargıtay 14. Hukuk Dairesine gönderilmesine,
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 440. maddesi uyarınca kararın tebliği tarihinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27.04.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.