12. Ceza Dairesi 2014/18218 E. , 2015/241 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat
Hüküm : Davanın reddi
Davacı vekilinin 16.03.2009 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle sahibi olduğu çaylara el konulduğunu, yapılan kovuşturma sonunda üzerine atılı suçla ilgili olarak kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın mahkemece reddine ilişkin hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Tazminat davasının dayanağı olan ... Cumhuriyet Başsavcılığının, 2008/2014 Soruşturma - 2009/139 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; şüpheliye (davacıya) ait çaylara, kaçakçılık yapma suçundan, 04.07.2008 – 18.05.2009 tarihleri arasında el konulduğu, yapılan soruşturma sonunda hakkında kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, kararın itiraz incelemesi sonucu 13.03.2009 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 16.03.2009 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmış, manevi tazminat davaları kişilik hakkını koruyan, haksız tecavüzün doğurmuş olduğu olumsuz sonuçlarını, yani zararın giderilmesini, telafi edilmesini amaçlar. Manevi tazminat davası için, kişilik haklarının ihlal edilmesi özellikle sosyal ve duygusal kişilik değerlerinin ihlali ve hukuka aykırı bir fiilin bulunması gerekir. Yakalanan veya tutuklanan kimsenin gerek aile gerek iş çevresinde itibarının sarsılması, aile, çocuk ve yakınları için tutukevinde hasret çekilmesi, kişinin tutuklanması nedeniyle ruhi sıkıntılar çekmesi, cezaevi şartları, buralarda duyduğu acı ve ızdıraplar kişinin manevi zararının giderilmesini gerekli kılar. Tutuklanan kimseye verilecek manevi tazminatın tespitinde; tutukluluk süresi, kişinin sosyal ve ekonomik yeri, üzerine yüklenen ve ceza kovuşturmasına konu olan suçun nitelik ve kapsamı göz önünde bulundurulmalıdır, bu açıklamalar ışığında, yalnızca haksız yere yakalanan ya da tutuklanan kişinin çektiği acının karşılığı olarak manevi zarar ödenmesi gerektiği, haksız el koyma nedeniyle manevi tazminat şartlarının oluşmayacağı gözetilerek davacı lehine el koyma nedeniyle manevi tazminata hükmedilmemesinde isabetsizlik görülmemiştir,
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1- Davacının davasının dayanağını teşkil eden ... Cumhuriyet Başsavcılığının, 2008/2014 Soruşturma - 2009/139 Karar sayılı ceza dava dosyasında yürütülen soruşturma sırasında suç konusu olduğu iddiasıyla davacıya ait 11.260 kg çaya 04.07.2008 tarihinde el konulduğu, soruşturma dosyasına ibraz edilen faturaya göre çayın 1 kg fiyatının 7 TL olarak belirlendiği ve çayların 18.05.2009 tarihinde davacıya teslim edildiğinin anlaşılması karşısında, dava konusu çayların davacı tarafından satışına ilişkin fatura ve irsaliyeler celbedilerek, çaylara el koyma tarihinden teslim tarihine kadar çayların satışından elde edilebilecek kar oranı hesaplanmak suretiyle davacının zararının araştırılması gerekirken döviz üzerinden el koyma tarihi ile iade tarihi arasındaki kur miktarlarına bakılmak suretiyle davacının zararının bulunmadığına ve tazminat talebinin reddine hükmedilmesi,
2- 16.03.2009 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığına 20.04.2009 olarak yazılması
Kabul ve uygulamaya göre ise;
Davanın tümüyle reddedilmesi karşısında, davalı ... yararına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı olup, davacı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme uygun olarak, BOZULMASINA, 13.01.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.