16. Hukuk Dairesi 2014/21287 E. , 2015/11669 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Yargıtay bozma ilamında özetle; "dava ve temyize konu 3013 ve 3019 parsel sayılı taşınmazlar davalı adına tespiti yapılmış ise de eldeki davanın açıldığı tarih itibariyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 5. maddesi hükmü uyarınca malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tespit edildiğinin kabul edilerek gerçek malikinin mahkemece belirlenmesi gerektiği, hükme esas alınan uzman bilirkişi ... tarafından düzenlenen 24.05.2010 tarihli rapor ve haritada kadastro çalışmaları sırasında oluşturulan pafta ile zemin arasında uyuşmazlık olduğu, kayma bulunduğu, bu kaymanın neden kaynaklandığının araştırılmaması ve raporun yeterliliği tartışılmadan hüküm vermenin isabetsiz olduğuna değinilerek taşınmaz başında harita mühendisi uzman bilirkişi ve ziraat bilirkişisi olduğu halde keşif yapılarak, aktarılan davanın kapsamı tartışmasız biçimde saptanması, zemin ile kadastro haritası arasında kayma olup olmadığının belirlenmesi, varsa neden kaynaklandığının üzerinde durulması, aktarılan davanın komşu 3014 ve 3117 parsel sayılı taşınmazların bir bölümünü kapsadığının belirlenmesi halinde adı geçen taşınmazlar davalı olduğu taktirde dava dosyalarının birleştirilmesi, davalı değil ise tutanakları davalı şerhi verdirilerek Tapu Sicil Müdürlüğü"nden getirtilmesi, tespit maliklerinin davaya dahil edilerek taraf koşulu sağlandıktan sonra, taraflardan varsa delillerinin de sorulup saptanması, aynı çalışma alanı içerisinde ilgili ya da ilgililer adına kayıtsız ve belgesizden kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla başkaca taşınmaz mal tespit ya da tescil edilip edilmediği Kadastro, Tapu ve Hukuk Mahkemeleri Yazı İşleri Müdürlüklerinden ayrı ayrı sorulup saptanması, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir hüküm verilmesi” gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, 3013 (yeni 347) ve 3019 (yeni 351) parsel sayılı taşınmazların 3402 sayılı Kanun"un 22/2-a maddesi gereğince yenilenmiş şekli ile tespit edilen yüzölçümleri dikkate alınmak sureti ile 3013 parsel sayılı taşınmazın 29.09.2014 tarihli bilirkişi raporuna göre 672,58 metrekare üzerinden, 3019 parsel sayılı taşınmazın 237,15 metrekare üzerinden davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, malik hanesinin bu şekilde doldurulmasına, karar verilmiş; hüküm, davacı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, toplanan delillere, kararda yazılı gerektirici nedenlere göre davacı Hazine vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir. Ne var ki, mahkemece yazılı şekilde davacı Hazine"nin davasının kısmen kabulüne karar verilmiş ise verilen hüküm dosya kapsamına ve mahkeme kabulüne uygun düşmemektedir. Şöyle ki; somut uyuşmazlıkta davacı Hazine olup dava konusu taşınmazın adına tescilini talep ettiği ve mahkemece dava konusu taşınmazların davalı ..."ın yararına zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiği, yapılan keşif sonucu alınan beyanlar ve bu beyanlarla uyumlu zirai bilirkişi raporu dikkate alındığında doğru olarak belirlenmiş ve uygulama kadastrosu sonucu tespit edilen yüzölçümleri dikkate alınmak sureti ile davalı ... adına tapuya kayıt ve tesciline, malik hanesinin bu şekilde doldurulmasına karar verilmiş olduğu halde, mahkemenin gerekçesi ve kabulüne göre davacı Hazinenin açmış olduğu davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabulü yönünde hüküm kurmuş olması isabetsiz olup gerekçe ile hüküm arasındaki çelişkinin infazda tereddüt yaratacağı anlaşıldığından, Hazine vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 13.10.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.