14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/2770 Karar No: 2015/10531 Karar Tarihi: 17.11.2015
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/2770 Esas 2015/10531 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/2770 E. , 2015/10531 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 04.01.2013 gününde verilen dilekçe ile terekenin tespiti istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 01.04.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: _ K A R A R _ Davacı, terekenin tespiti yanında HMK"nın 640. maddesi uyarınca 17.10.2012 tarihinde vefat eden muris ..."un miras şirketine temsilci atanmasını istemiştir. Mahkemece, terekenin tespitine dair talebin kabulü ile terekeye temsilci atanmasına ve terekenin resmi tasfiyesine ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir. Birden çok mirasçı bulunması halinde, mirasın geçmesiyle birlikte paylaşmaya kadar mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklık meydana gelir. Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar. Mirasçılardan birinin isteği üzerine miras bırakanın yerleşim yeri sulh hakimi miras ortaklığına paylaştırmaya kadar temsilci atayabilir. Terekedeki mallar, alacak ve borçlar temsilci tarafından tutulan deftere göre yönetilir. Temsilci yönetimine verilen malların belgelere dayanan hesabını üç ayda bir mirasçılara ve bu hesabın bir örneğini de sulh hakimine verir. Şikayet halinde hesap bilirkişiye incelettirilerek, belirlenen duruma göre vasi hakkındaki hükümler uyarınca temsilci hakkında da işlem yapılır. Davacı dava dilekçesinde ve 14.01.2013 tarihli dilekçesinde murise karşı açılmış olan icra takiplerine karşı menfi tespit davaları, murisin kandırılması yoluyla onun malvarlığını azaltacak şekilde düzenlenen satış vaadi sözleşmelerinin iptali davaları açılmak üzere terekeye temsilci atanmasını talep ettiğine göre bu isteğin kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 17.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.