Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/1449 Esas 2020/1034 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1449
Karar No: 2020/1034
Karar Tarihi: 15.06.2020

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2018/1449 Esas 2020/1034 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davalı vekilinin itirazı üzerine yapılan istinaf sonucunda, Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine hükmetmiştir. Davacı banka ile davalı arasındaki kefalet sözleşmesine dayanarak açılan davada, mahkeme davalının borcu için ipotek vermediği gerekçesiyle davalı lehine hüküm vermemiştir. Mahkeme, davalının kefalet sözleşmesindeki imzası ve kefaletin sair hükümleri yönünden isticvap edilmesi gerektiği, ancak davalının kefalet şerhinde davalının el yazısı ile yazılması gereken kısımların davalının el yazısı ile olmadığını belirtmediği için, istinafın bu konuda dinlenemeyeceği hüküm edilmiştir. Kararda 6100 sayılı HMK'nin 357/1 maddesi ile ilgili olarak, Bölge adliye mahkemesince resen gözönünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmaların dinlenemeyeceği ve yeni delillere dayanılamayacağı belirtilmiştir. Detaylı açıklama ve kanun maddesi bilgileri eklenerek özetlenecektir.
19. Hukuk Dairesi         2018/1449 E.  ,  2020/1034 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi


    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının ilk derece mahkemesinde yapılan yargılaması sonucunda verilen kararın davalı vekilince istinaf edilmesi üzerine Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi tarafından verilen davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik kararın süresi içinde davalı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.

    - K A R A R -

    Davacı vekili, dava dışı borçlu ... Sebze Meyve San. ve Tic. A.Ş. ile davacı banka arasında imzalanan genel nakdi ve gayrinakdi kredi sözleşmesi ile ticarî kredili mevduat borcu kullandığını, davalının tamamı üzerinden kefil olduğunu, borcun ödenmemesi üzerine ihtarname ile hesabın kat edildiğini, davalılar aleyhinde takip başlatıldığını, davalının itiraz ettiğini iddia ederek itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı davaya cevap vermemiştir.
    İlk Derece Mahkemesi’nce, yapılan yargılama ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davacı bankanın davalıya kullandırdığı borçlu cari hesap kredisinden doğan alacağın 19.10.2015 takip tarihi itibariyle 46.150,00 TL asıl alacak, 414,07 TL işlemiş akdi faiz, 20,70 TL gider vergisi olmak üzere toplam 46.584,77 TL olduğu, davalıya kullandırılan taksitli ticari krediden doğan alacağın 19.10.2015 takip tarihi itibariyle 115.329,20 TL asıl alacak, 5.455,71 TL işlemiş akdi faiz, 272,79 TL gider vergisi olmak üzere toplam 121.057,70 TL olduğu, taksitli taşıt kredilerinden doğan alacağın 19.10.2015 takip tarihi itibariyle 37.138,83 TL asıl alacak, 1.134,47 TL işlemiş akdi faiz, 56,72 TL gider vergisi olmak üzere toplam 38.330,02 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabul kısmen reddine, icra inkar tazminatının tahsiline karar verilmiş, hükme karşı davalı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
    Bölge Adliye Mahkemesince, somut olayda, asıl borçlunun borcunun teminatı için dava dışı ...,...,... tarafından ipotek verildiği, davalı müteselsil kefil tarafından kendi şahsi borcu için herhangi bir ipotek verilmediği, dolayısıyla davalı aleyhine takip yapılmasının ve mahkemece bu kapsamda davalı yönünden verilen hükmün usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından bu yöndeki istinaf başvurusunun reddine karar verildiği, kefalet sözleşmesinde kefilin el yazısıyla doldurulması gereken kısımların banka görevlisi tarafından doldurulduğu, sözleşmenin geçersiz olduğu, mahkemece bu konuda araştırma yapılmadığı iddiaları yönünden ise 6100 sayılı HMK"nın 357/1 maddesinde " Bölge adliye mahkemesi hukuk dairelerinde karşı dava açılamaz, davaya müdahale talebinde bulunulamaz, davanın ıslahı ve 166. maddenin birinci fıkrası hükmü saklı kalmak üzere davaların birleştirilmesi istenemez, bölge adliye mahkemesince resen gözönünde tutulacaklar dışında, ilk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz." hükmünün yer aldığı, buna göre davalının cevap dilekçesi sunmadığı, ilk derece mahkemesinde iddia edilen hususla ilgili herhangi bir savunma yapılmadığı, bu nedenle 6100 sayılı HMK"nın 357/1 maddesi gereğince bu yöndeki iddiaların istinaf aşamasında dinlenemeyeceği gerekçeleriyle davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, iş bu karar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
    Davalı cevap dilekçesi vermemiş, ön inceleme duruşmasına da katılmamış olup, davanın esası hakkında bu aşamalarda hiçbir beyanda bulunmadığı için davacının davasını dayandırdığı vakıaları inkâr etmiş sayılır. Bu durumda mahkemece davalının kefalet sözleşmesindeki imzası ve kefaletin sair hükümleri yönünden isticvap edilmesi gerekirdi. Ancak daha sonra duruşmaya gelen davalı vekil tayin edeceğini bildirmiş, vekili de bilirkişi raporuna karşı itiraz dilekçesinde davanın esası hakkında beyanda bulunmuş, bu beyanları arasında kefalet şerhinde davalının el yazısı ile yazılması gereken kısımların davalının el yazısı ile olmadığını belirtmemiştir. Bu durumda HMK’nun 357/1 maddesi gereğince bu vakıa yönünden istinafı dinlenmez. İstinaf mahkemesinin kararının gerekçesinde bu husus yeteri kadar açılmadığı için Dairemizce bu belirleme yapıldıktan sonra hükmün onanması gerekmiştir.
    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle muhakeme hukukuna ve maddi hukuka uygun bulunan hükmün ONANMASINA, dosyanın Antalya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’ne gönderilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 15.06.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.