10. Hukuk Dairesi Esas No: 2014/24732 Karar No: 2016/4924 Karar Tarihi: 05.4.2016
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/24732 Esas 2016/4924 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2014/24732 E. , 2016/4924 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, zamanaşımı süresinin dolması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Dava; 19.8.2006 tarihli trafik kazasında yaralanan sigortalıya yapılan tedavi giderleri nedeniyle uğranılan Kurum zararının tahsili istemine ilişkin olup, 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 39. maddesinde; “Üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malül veya vazife malülü olan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurum zarara sebep olan üçüncü kişilere rücu edilir” düzenlemesi getirilmiş ise de, söz konusu düzenlemenin anılan kanunda, yürürlüğü öncesinde gerçekleşen olaylardan kaynaklanan rücuan tazminat davalarında uygulanmasına olanak veren bir düzenleme bulunmadığı ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi kuralı karşısında davanın yasal dayanağı 1479 sayılı Kanunun 63 ve 70. maddeleridir. 1479 sayılı Kanunun 70/2 maddesinde; bu kanuna dayanılarak Kurumca açılacak rücu davalarının 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu öngörülmüş olup, zaman aşımına ilişkin bu hüküm, “özel hüküm” niteliğini taşımakla genel hükümlere göre öncelikle uygulanması gerektiğinden, Borçlar Kanununun 60. ve 2918 sayılı Kanunun 109. maddelerinin uygulanma olanağı yoktur. Eldeki dosyada; tedavi giderlerinin sarf tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresinin dava tarihi olan 28.3.2014 tarihi itibariyle dolmadığı anlaşılmakla; mahkemece işin esasına girilerek, karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 05.4.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.