8. Hukuk Dairesi 2011/3421 E. , 2012/850 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katkı payı alacağı
... ile ... aralarındaki katkı payı alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair İzmir 13. Aile Mahkemesinden verilen 03.11.2010 gün ve 97/1043 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde edinilen Eskişehir’de 10494 parsel sayılı tarla, Seferihisar’da 102 ada 32 parselde 6 numaralı bağımsız bölüm, Bornova’da 488 ada 20 parsel ile 3888 ada 2 parselde 29 numaralı dükkanın davalı adına tescil edildiğini, taşınmazların alımına vekil edeninin çalışarak katkıda bulunduğunu açıklayarak, bankada mevcut mevduat ve taşınmazların ½ değerleri karşılığı 150.000 TL"nin dava tarihinden itibaren faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, vekil edeninin 1971 yılından itibaren yurtdışında çalıştığını, ailesini 1980 yılında yanına aldığını, davacının 1993 yılına kadar çalışmadığını, bu tarihten sonra 5-6 yıl süre ve düşük ücretle çalışmışsa da, gelirini ortak haneye sarfetmediğini, nizalı taşınmazların davacının çalıştığı tarihten önce edinilmiş olması nedeniyle katkısı bulunmadığını bildirerek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davaya konu 3888 ada 2 parsele katkısının kanıtlandığı gerekçesiyle 9313 TL"nin dava tarihinden, Seferihisar 102 ada 32 parseldeki yazlığın edinilmiş mal olduğu gerekçesiyle 16.128 TL"nin hüküm tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan alınarak davacıya verilmesine; katkının ispatlanamadığı gerekçesiyle nizalı 488 ada 20 ve 10494 parsel ile varlığı kanıtlanamadığından bahisle mevduata ilişkin davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili ile davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
Taraflar 4.1.1973 tarihinde evlenmiş, Mayıs 2005 de yurtdışında açılan boşanma davasının kabulü ve 29.11.2006 tarihinde kesinleşmesi ile evlilik birliği son bulmuş, boşanma hükmünün tanınmasına ilişkin 12.2.2007 tarihinde açılan dava kabul edilerek, verilen karar 13.7.2007 tarihinde kesinleşmiştir. Başka mal rejimi seçilmediğinden (4722 sayılı Kanun m. 10) eşler arasında 1.1.2002 tarihine kadar 743 sayılı MK.nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı”, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise, 4721 sayılı TMK.nun 202. maddesi hükmü uyarınca yasal “edinilmiş mallara katılma” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2.maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir.
Dava konusu Eskişehir’de bulunan tarla vasıflı 10494 parselin 280/860 payı 29.6.1978, Bornova’da 3888 ada 2 parselde 29 numaralı dükkan 28.6.1990, Bornova’da arsa niteliğiyle kayıtlı 488 ada 20 parsel 19.7.1982 tarihinde satın alma suretiyle davalı adına tescil edilmiş; 20 parsel sayılı taşınmaz üzerine inşa edilen binanın 1985 yılında tamamlandığı, bilahare inşa edilen binanın 1992-1993 yıllarında tadilat gördüğü belirtilmiştir. Anlaşmazlığa konu Seferihisar 102 ada 32 parselde 6 numaralı dubleks mesken ise 18.6.1992 tarihinde tahsis ile davalı adına tescil edilmiş, bilahare boşanma davasının açıldığı tarihten sonra satışla 3.kişiye devredilmiştir.
Uyuşmazlık konusu taşınmazların edinim tarihleri itibariyle, eşler arasında 743 sayılı MK.nun 170. maddesi hükmü uyarınca mal ayrılığı rejimi geçerli olduğundan uyuşmazlığın Borçlar Kanunu’nun genel hükümlerine göre çözüme kavuşturulması gerekir. 743 sayılı MK.nun yürürlükte bulunduğu, 1.1.2002 tarihinden önce eşler arasında yasal mal ayrılığının geçerli olduğu dönemde, karı ve kocanın diğerinden katkı payı karşılığında tazminat isteyebilmesi için mutlaka parasal veya parayla ölçülebilen maddi bir değer koymak suretiyle katkısının bulunması gerekir.
Somut olayda, davacının 1980 yılından sonra yurtdışına gittiği bildirildiğine ve bu tarihten önce çalıştığı hususu ileri sürülmediğine göre Eskişehir’de bulunan taşınmaz ile banka hesaplarında mevcut mevduata rastlanmadığına göre bankada bulunduğu ileri sürülen para bakımından davanın reddine karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Davacı vekilinin bunlara ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile hükmün buna ilişkin bölümünün ONANMASINA,
Taraf vekillerinin dava konusu diğer taşınmazlara ilişkin temyiz itirazlarına gelince; davacı taraf yurtdışına gittiği 1980 yılından bu yana çalıştığını, ne var ki 2.7.1990 tarihinde sigorta kaydının yapıldığını iddia etmektedir. Davalı ise, davacının ilk işe giriş tarihinin 1.10.1993 olduğunu, bu tarihten önce kayıt dışı çalışmasının olmadığını, dava konusu taşınmazların tümünün de bu tarihten önce edinildiğini savunmaktadır. Dosya kapsamı değerlendirildiğinde, davacının kayıtsız çalıştığı döneme ilişkin iddiası somut delillerle kanıtlanamamıştır. Öte yandan davacının kayden çalışmaya başladığı tarih hususunda da anlaşmazlık bulunmaktadır. Davacı kayden çalışmaya başlangıç tarihini 2.7.1990 olarak bildirmiş; davalı taraf ise davacının ilk işe giriş tarihinin 1.10.1993 olduğunu savunmuştur. Mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davaların kamu düzeni ağırlıklı davalar olduğu ve davalının savunması gözönünde bulundurularak, davacının yurtdışında çalışmaya başladığı tarih ve çalışma süresi ile gelir bilgilerine ilişkin kayıtların getirtilmesi ya da taraflara bu hususta mevcut belgelerinin sunulması için süre ve imkan tanınması, toplanacak deliller çerçevesinde davacının sigortaya kayıt ve çalışmaya başlangıç tarihinin kesin biçimde belirlenmesi gerekir.
Bu itibarla davacının dahi ibraz ettiği kayden çalışma tarihinden önce alındığı sabit olan davaya konu Bornova 3888 ada 2 parsel ile bilahare üzerine bina inşa edilen 488 ada 20 parselin alımına ve binanın yapımına katkısının kanıtlanamadığının kabulü gerekir. Davacı vekilinin 488 ada 20 parselin alımına ve inşaa edilen binaya ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Ne var ki, söz konusu parsel üzerine inşaa edilen binanın 15.10.1992 tarihli tadilat ruhsatı ile yenilendiği öne sürülmektedir. Davacının tespit edilecek çalışma tarihi başlangıcına göre, 488 ada 20 parseldeki binanın tadilatına katkısı değerlendirilmelidir.
Uyuşmazlık konusu Seferihisar’da 102 ada 32 parselde bulunan 6 numaralı dubleks mesken yukarıda da açıklandığı üzere 18.6.1992 tarihinde davalı adına tahsis suretiyle tescil edilmiş, bilahare boşanma davasının açıldığı tarihten sonra 25.4.2006 da üçüncü kişiye satış suretiyle devredilmiştir. Mahkemece, Seferihisar’da bulunan meskenin edinilmiş mal olarak nitelenmesi ve buna ilişkin olarak da tasfiye tarihi itibariyle belirlenen değerin yarısına hükmedilmiş olması doğru değildir. 102 ada 32 sayılı parselde bulunan 6 nolu bağımsız bölüm 01.01.2002 tarihinden önce edinildiğine göre katkı payı alacağına konu olabilmektedir. Mahkemece davacının kayden çalışmaya başladığı tarih belirlendikten sonra yapılacak iş; belirlenecek tarih bu taşınmazın edinim tarihinden önce ise, tahsis suretiyle tescil edildiğine göre, kooperatif ortaklığı ile edinildiği anlaşıldığından kooperatife giriş tarihi ve yapılan ödemeler ile tarihlerini içerir kayıtların getirtilmesi ve davacının çalışma tarihlerine tekabül ettiği takdirde katkısının tespitidir. Eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasa hükümlerine uygun bulunmayan hükmün 488 ada 20 parselin üzerinde bulunan binanın tadilatına, 3888 ada 2 ve 102 ada 32 parsele ilişkin bölümlerinin 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 18,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 2,75 TL"nin temyiz eden davacıdan alınmasına ve 378,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine 16.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.