8. Hukuk Dairesi 2011/3323 E. , 2012/849 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Katılma alacağı
... ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Adana 2. Aile Mahkemesinden verilen 21.02.2011 gün ve 962/250 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:
KARAR
Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde edinilen Seyhan Karslılar Köyü 6159 ada 12 parselde C Blok 102 numaralı bağımsız bölüm ve ... Köyü 109 ada 1 parselde 2 numaralı yayla evine ilişkin tapu kayıtları ile ... plakalı araca ilişkin tescil kaydının iptaliyle vekil edeni adına tesciline karar verilmesini istemiş; bilahare 6159 ada 12 parsele ilişkin talepten feragat edilmiş; ıslah dilekçesiyle yayla evi ve aracın yarı değeri olan 80.000 TL"nin fazla hakları saklı tutularak davalıdan tahsiline karar verilmesi istenerek 23.01.2008 tarihinde harç ikmal edilmiştir. Davacı vekili birleştirilen Adana 3.Aile Mahkemesinin 2008/769 Esas sayılı dava dilekçesinde ise; yine evlilik birliği içinde edinilerek davalı adına tescil edilen 1243 ada 189 parselin edinilmiş mal olduğunu bildirerek yarı bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiş; birleşen dava dilekçesi de 35.000 TL"den harçlandırılmıştır.
Davalı ... vekili, dava konusu 6159 ada 12 parselde bulunan meskenin evlilik birliği öncesinde alındığını, yayla evinin alımına ev hanımı olan davacının katkısı bulunmadığını, vekil edeninin ailesi tarafından satın alınan aracın ivazsız şekilde davalı adına kaydedilmiş ise de, davacının aşırı harcamaları nedeniyle satıldığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, 6159 ada 12 parsele ilişkin davanın feragat nedeniyle reddine; davacının değer artış payı alacağına ilişkin davasının reddine; dava konusu diğer mal varlığına ilişkin davanın taleple bağlı kalınarak kabulü ile 75.034,80 TL katılma alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar 27.11.1999 tarihinde evlenmiş, Adana 2.Aile Mahkemesinde 26.11.2004 tarihinde açılan boşanma davasının kabulü ve boşanmaya ilişkin hüküm bölümünün 30.03.2007 tarihinde kesinleşmesiyle evlilik birliği son bulmuştur.
Başka mal rejimi seçildiği ileri sürülmediğine (4722 s.K. m. 10) göre, eşler arasında 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı MK.nun 170. maddesi uyarınca “mal ayrılığı”, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ise 4721 sayılı TMK.nun 202. maddesi hükmü uyarınca yasal “edinilmiş mallara katılma” rejimi geçerlidir. Eşler arasındaki mal rejimi TMK.nun 225/2 .maddesi uyarınca boşanma davasının açıldığı tarih itibariyle sona ermiştir.
Dava temyize konu 01 AN 997 plakalı araç 16.06.2004 tarihinde satın alma suretiyle davalı adına trafik siciline kaydedilmiş, boşanma davasının açıldığı tarihten sonra 01.12.2004 tarihinde ise 3.kişiye satışla devredilmiştir. Anlaşmazlığa konu 109 ada 1 parselde yayla evi 11.05.2004 tarihinde tahsis yoluyla, 1243 ada 189 parsel sayılı taşınmaz ise 09.09.2003 tarihinde satış yoluyla davalı adına tescil edilmiştir.
Dava, TMK.nun 219, 231, 235 ve 236.maddelerine göre açılmış katılma alacağına ilişkindir. Asıl dava boşanma davasıyla birlikte açılmış, tefrikle temyiz incelemesine konu dosya oluşmuştur. Edinim tarihleri, temyiz edenin sıfatı ve temyiz dilekçesi kapsamına; uyuşmazlık konusu taşınmazlar ve araç TMK.nun 222.maddesine göre aksi kanıtlanamadığından evlilik birliği içinde edinilmiş mal olduğuna göre talep doğrultusunda katılma alacağına hükmedilmiş bulunmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Ne var ki, birleşen davada katılma alacağına konu edilen 1243 ada 189 parsele ilişkin istek artık değerin yarısı olarak açıklandığı ve 35.000 TL katılma alacağının tahsili isteğinde bulunulduğu halde, nizalı taşınmazın tespit edilen değeri ve taleple bağlı kalınarak hüküm kurulması gerekirken, hatalı değerlendirme ile buna ilişkin katılma alacağının harçlandırılmış talebin yarısı 17.500 TL olarak toplam tutara dahil edilmesi doğru değildir.
Kabul şekline göre de; TMK.nun 227.maddesinde eşlerden birinin diğerine ait bir malın edinilmesine, iyileştirilmesine ve korunmasına hiç veya uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunulması halinde tasfiye sırasında ortaya çıkan değer artışı oranında hak sahibi olacağı düzenlenmiştir. Somut olayda; değer artış payı alacağına ilişkin istek bulunmamaktadır. Bu itibarla buna ilişkin karar verilmiş olması yerinde olmamıştır. Ayrıca, davacı taraf fazla haklarını saklı tuttuğunu dava dilekçesinde açıkladığına göre, hükümde buna değinilmemiş olması da sonuca etkili bulunmamaktadır.
Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve 1.133,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 16.02.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.