5. Hukuk Dairesi 2017/26103 E. , 2018/3170 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir.
Mahkemece uyulan bozma kararı gereğince inceleme ve işlem yapılarak hüküm kurulmuş, karar davacı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Arsa niteliğindeki ... Mahallesi 18 ada 322 parsel sayılı taşınmaza emsal incelemesi yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğru ise de, alınan rapor hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki;
1-)Dava konusu taşınmaz arsa niteliğindedir. Kamulaştırma Kanunu"nun kıymet takdir esaslarını belirten 11.maddesinin 1.fıkrasının arsalara ilişkin (g) bendi uyarınca arsaların bedelinin değerlendirme gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre hesaplanması zorunludur.
Bu itibarla, emsal satışların değerlendirme tarihindeki karşılıklarının fiyat artış endekslerinin uygulanması suretiyle tespiti, bundan sonra emsal ile dava konusu taşınmazın eksik ve üstün yönlerinin neler olduğu ve oranları açıklanmak suretiyle değer biçilmesi gerekir.
Bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın bedeli hesaplanırken, dava konusu taşınmaz ile somut emsal olarak kabul edilen taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu değerlerinin ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden getirtilip üstünlük oranları yönünden denetlenme yapılmadan bedel belirlendiğinden gibi, ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesinin aynı kamulaştırma sebebiyle 27/02/2014 tarihli ve 2012/267 esas 2014/89 karar sayılı dosyasında aynı mahallede bulunan 18 ada 332 parsel sayılı taşınmazın m²"sine 48,10-TL değer biçildiği ve bu değerin Dairemizin denetiminden geçtiği gözetildiğinde rapor yeterli değildir.
Bu durumda taraflara, dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi ve bu emsallere göre değer biçilmesi için yeniden oluşturulacak bilirkişi kuruluyla keşif yapılıp, dava konusu taşınmaz ile bilirkişi raporunda somut emsal olarak esas alınan taşınmazların, belediye binası, hükümet konağı, adliye, belediye binası, vb. merkezi yerlere ve birbirlerine olan uzaklıkları halihazır şehir haritası üzerinde fen bilirkişisine işaretlettirildikten sonra, dava konusu taşınmazın değerlendirme tarihi itibariyle; hükme esas alınan bilirkişi raporunda somut emsal kabul edilen taşınmazların ise bilirkişilerce değerlendirmeye esas alınan satış tarihi itibariyle fiili imar uygulaması sonucu oluşan imar parselleri mi, yoksa imar planına dahil olmakla birlikte olduğu gibi bırakılan kadastro parselleri mi olduklarının ve taşınmazın bulunduğu mahallede düzenleme ortaklık payı kesintisinin ilgili Belediye İmar Müdürlüğü ile Tapu Müdürlüğünden sorulup, vergi değerleri de karşılaştırılmak suretiyle değer biçilip alınacak bilirkişi raporuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,
2-)Dava konusu taşınmazın kamulaştırmadan arta kalan ve ifrazla oluşan kısmı için bozma öncesi raporda değer kaybı verilmediği ve bu husus Dairemizce bozmaya konu edilmediği halde, bozma kararının davacı idare yönünden usuli müktesep hak niteliğinde olduğu gözetilmeden, bozma sonrası düzenlenen ve hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, arta kalan kısım için 10.000 TL değer kaybı verilmesi,
3-)Davanın 4 ay içinde sonuçlandırılamadığı gözetilerek, kamulaştırma bedelinden, acele kamulaştırma bedeli mahsup edildikten sonra kalan bedele dava tarihinden 4 ay sonra başlayıp, ilk karar tarihine kadar, bozma sonrası oluşan fark bedele dava tarihinden 4 ay sonra başlayıp, son karar tarihine kadar yasal faiz yürütülmesi gerektiğinin düşünülmemesi,
Doğru görülmemiştir.
Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 28/02/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.