Esas No: 2021/1539
Karar No: 2022/1421
Karar Tarihi: 02.02.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/1539 Esas 2022/1421 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Adana 3. İcra Müdürlüğü'nün bir takip dosyasında yapılan haczin yapıldığı iş yerini borçludan devralan üçüncü kişi, ayakkabıcı olarak faaliyet gösterdiği dükkanda bulunan ayakkabıların haczedilmesi nedeniyle istihkak iddiasının kabul edilip haczin kaldırılmasını ve tazminatın verilmesini talep etmiştir. Alacaklı tarafça iş yeri devrine ilişkin tasarrufun iptali istemiyle karşı dava açılması üzerine, mahkeme tasarrufun iptali davasının kabulüyle menkul malların borçlu tarafından istihkak iddia eden kişiye devrine ilişkin tasarrufun iptaline karar vermiştir. Ancak, istihkak davası açılmayınca tasarrufun iptali davası asıl davadan ayrılmıştır. Yargılamanın devam etmesine rağmen İcra Hukuk Mahkemesi tarafından görevsizlik kararı verilmemesi nedeniyle yapılan temyiz sonucunda hüküm BOZULMUŞTUR. Kararda geçen kanun maddeleri ise şunlardır: İİK'nin 96. vd. maddeleri, 97/17. maddesi, 277. vd. maddeleri, 143 ve 105.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki istihkak-tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı asil ... ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı (karşı davalı üçüncü kişi) ... vekili, Adana 3. İcra Müdürlüğü’nün 2011/2400 sayılı takip dosyasında yapılan 21.03.2011 günlü haczin yapıldığı iş yerini borçludan devraldığını, ayakkabıcı olarak faaliyet gösterdiğini ve dükkanda bulunan ayakkabıların haczedildiğini belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiş, aynı davada alacaklı tarafça iş yeri devrine ilişkin tasarrufun iptali istemi ile karşı dava açılmış, istihkak davası takip edilmediği için davanın açılmamış sayılmasına karar verilince, istihkak davasına ilişkin asıl dava tefrik edilerek başka bir esasa kaydedilmiş ve işlemden kaldırılmıştır.
Davalı (karşı davacı alacaklı) vekili, iş yerinin borcun doğumundan sonra alacaklıdan mal kaçırmak için muvazaalı olarak devredildiğini, borçlunun davacı üzerinden ticari faaliyetini sürdürdüğünü belirterek istihkak davasının reddini savunmuş, karşı dava olarak açtıkları tasarrufun iptali davasının kabulüne, iş yeri devri ile ilgili tasarrufun iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece tasarrufun iptaline yönelik karşı davanın kabulü ile Adana 3. İcra Müdürlüğü’nün 2011/2400 sayılı takip dosyasında Ceylanpınar İcra Müdürlüğü’nün 2011/15 Tal. Sayılı dosyasından 21/03/2011 tarihinde haczi yapılan ve İstihkak iddiasına konu olan menkul malların borçlu tarafından istihkak iddia eden ...’a devrine ilişkin tasarrufun iptaline karar verilmiş; hüküm, davalı asil ... ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, üçüncü kişinin İİK’nin 96. vd. maddeleri uyarınca mülkiyet hakkına dayalı olarak açtığı “istihkak” davası ve bu davada aynı Kanun’un 97/17. maddesi uyarınca karşı dava olarak açılan “tasarrufun iptali” istemine ilişkindir.
İİK’nin 97/17. maddesinde, istihkak davasına karşı haczi yaptıran alacaklının anılan Kanun’un 11. babı hükümlerine (İİK’nun 277. vd. maddeleri) dayanarak ve muvakkat veya kati aciz belgesi (madde, 143,105) ibrazına mecbur olmaksızın karşı dava olarak iptal davası açabileceği hükmüne yer verilmiştir. Buna göre tasarrufun iptali davası, karşı dava olarak kural olarak 10 günlük cevap süresi içinde ya da en geç ilk oturuma kadar açılabilir.
Somut olayda, tasarrufun iptali davası karşı dava olarak yasal süresi içinde açılmakla birlikte; istihkak davasının açılmamış sayılmasına karar verilmesinden sonra asıl davadan ayrılmış, ancak yargılamasına İcra Hukuk Mahkemesi tarafından devam edilmiştir.
İstihkak davasının hiç açılmamış sayıldığı bu durumda, karşı dava olarak açılan tasarrufun iptali davasının ayrılmasına yönelik verilen karar yerinde olmakla birlikte; ayırma işleminden sonra tasarrufun iptali davasının asıl davadan bağımsız bir hal aldığı, bu nedenle de İİK’nin 281. maddesi uyarınca genel mahkemelerde görülerek sonuçlandırılabilmesi için görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması hatalı olmuştur.
2-Bozma neden ve şekline göre davalı asil ... ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesi gerekli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı asil ... ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı asil ... ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 02/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.