MAHKEMESİ : ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu.. Mahallesi çalışma alanında bulunan 96 parsel sayılı 24.260,00 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz tapu kaydı nedeniyle .. oğlu .. ve.. adlarına tespit ve tapu kütük örneğindeki açıklamaya göre tapulama nedeniyle 02.08.1951 tarihinde tapuya tescil edilmiş, sonrasında imar uygulamasına tabi tutalarak .. ada .. ve .. ada.. parsel numaraları adı altında davacı .... ve arkadaşları adına tescil edilmiştir. Davacı... taşınmaza ait kadastro tespit tutanağının usulüne uygun olarak kesinleşmediğini, taşınmazın tapulama tarihinden bu tarafa 60 yılı aşkın önce murisi, sonrasında ve halen kendisi tarafından zilyet edildiğini öne sürerek taşınmazın adına tescili istemi ile 07.06.2012 gününde dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda 3402 sayılı Kanunun 12/3 maddesinde belirtilen hak düşürücü sürenin geçmiş olduğu belirtilerek davalılar .. ..... ve ... kabul beyanları gözetilerek bu davalılar yönünden karar verilmesine yer olmadığına, kabul beyanı sunan davalılar dışında kalan diğer davalılar yönünden ise davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye temyiz karar harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 13.10.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.