Abaküs Yazılım
4. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/16344
Karar No: 2022/1495
Karar Tarihi: 02.02.2022

Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/16344 Esas 2022/1495 Karar Sayılı İlamı

4. Hukuk Dairesi         2021/16344 E.  ,  2022/1495 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Bursa 6.Asliye Hukuk Mahkemisi

    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 02/02/2020 Çarşamba günü davacı vekili Av. ... Avcı geldi, davalılar adlarına gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi gereği görüşüldü.
    K A R A R
    Davacı alacaklı vekili, davalı borçlu ... hakkında takip yaptığını, takibin semeresiz kaldığını , borçlunun mal kaçırma amacı ile dava konusu taşınmazını 04/09/2015 tarihinde davalı ...'ye sattığını belirterek, davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili, davacı bankanın alacağının ipotek ile güvence altına alındığını, bu takibin tahsilde tekerrür olmamak üzere başlatıldığını, aciz belgesi sunulmadığını belirterek, davanın reddini istemiştir.
    Davalı ... vekili, müvekkilinin taşınmazın satışını duyması üzerine borçlu ile irtibata geçtiğini, öncesinde tanışıklık ve bir yakınlığın olmadığını, haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, dava dışı ... adına kayıtlı taşınmazın Bursa 19. İcra Müdürlüğünün 2016/4494 esas sayılı dosyasında dosya alacaklısına alacağa mahsuben satıldığı, borcun sona ermediği, 187.525,06 TL'lik rehin açığı belgesinin düzenlendiği, borçlu ...'in ikametinde yapılan 27/11/2016 tarihli haciz işlemi esnasında hacze kabil mal bulunamadığı, borçlu ...'in aciz halinin mevcut olduğu, davalının eşi diğer borçlu ...'in şube müdürü olduğu bankada davalı ...'ın hesabının bulunduğu, davalı ... 'in firması ile ...'a ait şirket arasında 2013 yılında ticari ilişkinin mevcut olduğu, davalıların birbirlerini tanıdıkları, satış tarihi itibariyle bilirkişilerin tespit ettiği değer dikkate alındığında, taşınmazın gerçek değeri ile satış bedeli arasında bir mislini aşan fark bulunduğundan bahisle, İİK 278/2-2 ve İİK 280/1 maddeleri gereğince davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar davalılar tarafından istinaf edilmiştir.
    İstinaf mahkemesi , dava konusu taşınmazın gerçek değerinin bilirkişiler tarafından 650.000,00 TL olarak belirlendiği , taşınmazın tapuda 200.000,00 TL ye satıldığı ancak davalı üçüncü kişinin taşınmaz üzerindeki ipotek için 350.000 TL ödeme yaptığından, ivazlar arasında bedel farkı olmadığı, davalı borçlu ...'in firması ile davalı ...'nin sahibi/hissedarı olduğu ... Tekstil San. ve Tic. Ltd. Şti. arasında 2012 ve 2014 yıllarında hiçbir ticari ilişkiye rastlanılmadığı, 2013 yılında 4.445,00 TL'lik bir ticari ilişki olduğu, yıl sonu itibariyle de devir bakiyesinin gözükmediği bilirkişi incelemesi sonucu tespit edildiği,böyle bir ilişkiden yola çıkarak davalı borçlunun durumunun ve alacaklıyı ızrar kastının davalı ... tarafından bilindiğini söylemenin mümkün olmadığı, davalı borçlunun eşi olan ...'in 01/07/2010-13/12/2015 tarihleri arasında Banka şube müdürü olarak çalışması ve bu dönem içinde ...'ın bu banka şubesinde hesabının bulunmasının da davalı ... aleyhine yeterli bir delil olarak kabul edilememeyeceği gerekçesi ile davalıların istinaf talepleri kabul edilerek, ilik derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden hüküm tesis edilerek , davanın reddine karar verilmiş, anılan karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali davasına ilişkindir,
    Mahkemece, yapılan dava koşullarının varlığı yönündeki tesbit yerinde olmakla birlikte, esas yönünden davanın reddine karar verilmesi isabetli bulunmamıştır.
    Davanın esası ile ilgili değerlendirme yapılabilmesi için İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    Somut olayda, dava konusu taşınmaz ipoteksiz olarak, tapuda 200.000,00 TL ye alınmıştır. Bilirkişi taşınmazın değerini 650.000,00 TL olarak kabul etmiştir. Bu halde ivazlar arasında önemli oransızlık olduğu açıktır. Ancak ,davalılar dava konusu taşınmazın borçlu ... tarafından alınması sırasında, 19/01/2015 tarihinde ... Bankasından konut kredisi kullanıldığını bu nedenle taşınmaz üzerinde ipotek olduğunu, taşınmazın 500.000,00 TL ye satıldığını, bu bedel ile ipotek borcu kapatılarak fek edildiğini belirtmişlerdir. Gerçektende taşınmazın borçlu tarafından satın alınması sırasında ... Bankasından konut kredisi kullanıldığı, kredi nedeni ile 610.000,00 TL'lık ipotek tesis edildiği ve ipoteğin 14/08/2015 tarihinde kaldırıldığı belgelenmiştir. Davalı borçlu taşınmazın 500.000,00 TL bedel ile satıldığını, bu bedel ile kredi borcunu kapattığını ileri
    sürmektedir. Bu bedelin davalı üçüncü kişi tarafından verildiğinin benimsenmesi halinde, taşınmazın tapudaki 04/09/2015 tarihindeki satışından 20 gün önce davalı üçüncü kişi tarafından ipotek borcunun kapatılması için elden 500.000,00 TL borçluya verildiğinin kabulü gerekmektedir. Bu durum, davalılar arasında önceye dayalı bir güven ilişkisi olduğunun göstergesidir.Nitekim, davalı borçlu ve üçüncü kişinin ortak olduğu şirketlerin 2013 yılırda ufakta olsa bir ticari ilişki içinde oldukları, davalı borçlu'nun eşi ve diğer takip borçlusu ...'in müdürü olduğu bankada üçüncü kişinin ortağı olduğu şirketlerin hasapları olduğu tesbit edilmiştir. Mahkemenin, bu olguların, borçlu ve üçüncü kişi arasındaki ilişki için yeterli olmadığı yönündeki saptamasının, tapudaki satıştan 20 gün önce elden 500.000,00 TL verildiği yönündeki davalıların kabulü ve böylesine bir güven ilişkisinin varlığı karşısında hatalı bir değerlendirme olduğu açıktır.
    Bu halde, İİK'nın 280/1.maddesine göre, davalı üçüncü kişinin borçlunun mali durumunu ve alacaklıların ızrar kastını bilen veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğunun kabulü ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekide karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın BOZULMASINA, HMK'nın 373/2. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bursa Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesine, 3.815,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 02/02/2022 günü oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi