14. Hukuk Dairesi 2014/14404 E. , 2015/10503 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Karşıyaka 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 03/07/2014
NUMARASI : 2012/199-2014/327
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 02.05.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 03.07.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı E.. İ.. vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı, davalılardan C.. ile evlilik birliği içinde edindikleri 2 numaralı bağımsız bölümü boşanma protokolü ile kendisine bırakıldığı halde davacının kardeşinin ikamet ettiği taşınmazın muvazaalı olarak davalı Ercan"a satış yoluyla devredildiğini ileri sürerek taşınmazın adına tescilini istemiştir.
Davalılardan C.. A.., taşınmazı muvazaalı olarak kredi kullanımı için davalı E.. İ.."a devrettiğini, dolandırıldığını söylemiş; davalı E.. ise taşınmazı tapu kaydına güvenerek edindiğini, iyiniyetli olduğunu, boşanmaya ilişkin bilgisi bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmü, davalı E.. vekili temyiz etmiştir.
Dava, kişisel hakka dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Tapu kaydını tapudan devralan üçüncü kişinin hukuki durumunun TMK"nın 1023 ve 1024. maddeleri gereğince değerlendirilmesi gerekir. Hukukumuzda, kişilerin satın aldığı şeylerin ileride kendilerinden geri alınabileceği endişesi taşımamaları, dolayısıyla toplum düzenini sağlamak düşüncesiyle, satın alan kişinin iyiniyetinin korunması ilkesi kabul edilmiştir. Bir tanımlama yapmak gerekirse iyiniyetten maksat "hakkın doğumuna engel olacak bir hususun hak iktisap edilirken kusursuz olarak bilinmemesidir." Belirtilen ilke, TMK"nın 1023. maddesinde aynen "tapu kütüğündeki sicile iyiniyetle dayanarak mülkiyet veya başka bir ayni hak kazanan üçüncü kişinin bu kazanımı korunur" hükmü yer almış, aynı ilke tamamlayıcı madde niteliğindeki TMK"nın 1024. maddesinde de "Bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmiş ise bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişi bu tescile dayanamaz" biçiminde vurgulanmıştır. Ne var ki, tapulu taşınmazların intikallerinde, huzur ve güveni koruma toplum düzenini sağlama uğruna, tapu kaydında ismi geçmeyen ama asıl malik olanın hakkı feda edildiğinden iktisapta bulunan kişinin iyiniyetli olup olmadığının tam olarak tespiti büyük önem taşımaktadır.
./..
- 2 -
Gerçekten, kayıt malikinin mülkiyeti kötüniyetle kazandığı ileri sürülmüşse, üçüncü kişinin ayni hakkın yolsuz olarak tescil edildiğini bilen veya bilmesi gereken şahıs olup olmadığına bakılması gerekir. Çünkü, TMK"nın 1024. maddesi uyarınca bir ayni hak yolsuz olarak tescil edilmişse bunu bilen veya bilmesi gereken üçüncü kişilerin yolsuz olan bu tescile dayanma olanakları yoktur ve kanun ve uygulamadaki deyimiyle bağlayıcı olmayan bir hukuki işleme dayanan ve hukuki sebepten yoksun bulunan tesciller yolsuz tescil sayılacağından hakkı zedelenen üçüncü kişinin iyiniyetli olmayan malike karşı doğrudan doğruya şahsi hakkına dayanması mümkündür.
Somut uyuşmazlıkta, davacı ile davalı C.. evlilik birliğini Karşıyaka 1. Aile Mahkemesinin 2009/1279 Esas, 1212 Karar sayılı davası ile sonlandırmışlar ve mahkemeye sunulan protokol gereğince de dava konusu 2 numaralı bağımsız bölüm davacıya bırakılmıştır. Mesken niteliğindeki çekişme konusu taşınmazın 08.12.2010 tarihinde satış yoluyla davalı Ercan"a devredildiği ve dava dışı banka yararına aynı tarihte konut kredisi nedeniyle ipotek tesis edildiği anlaşılmaktadır. Davacı ve davalının boşanmasına ilişkin karar 16.02.2010 tarihinde kesinleşmiş, taşınmazın tapu kaydına bu karara ilişkin veya başka bir nedenle taşınmazın tasarrufunu engelleyen herhangi bir şerh işlenmemiştir. Taşınmazda davacının dava dışı kardeşi ikamet etmekte olup, görülmekte olan dava satış işleminden 1 yıl 5 ay sonra açılmıştır. Davalı E.."ın taşınmazın boşanma protokolü ile davacıya bırakıldığını bildiğine ve taşınmazı muvazaalı olarak edindiğine ilişkin bir kanıt bulunmamaktadır. Başka bir anlatımla davalı E.."ın kazanması TMK"nın 1024. maddesi uyarınca yolsuz tescil olmayıp, TMK"nın 1023. maddesi gereği kazanımının korunması gerekir.
Mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek davanın reddi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı E... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 17.11.2015 tarihinde oybirliği ile karar verildi.