Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/16321
Karar No: 2013/3719
Karar Tarihi: 18.3.2013

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/16321 Esas 2013/3719 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, taşınmazlarını davalılara devrettikten sonra bakıma muhtaç hale geldiğinde, onları yanıltarak tapu devir işlemlerini gerçekleştirdiklerini ve hileye başvurduklarını iddia ederek tapu iptali ve tazminat davası açmıştır. Mahkeme, davacının hile iddiasını kanıtlayamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Ancak, Yargıtay bu kararı bozmuş ve mahkemenin yeterli inceleme yapmadığı gerekçesiyle davayı yeniden görülmesine karar vermiştir.
Kanun Maddeleri:
- Borçlar Kanunu'nun 244. maddesi: Bağıştan Rücu
- Türk Borçlar Kanunu'nun 36/1 maddesi (881 sayılı Borçlar Kanunu'nun 28/l maddesinde): Aldatma Hali ile Yapılan Sözleşmenin Geçersizliği
1. Hukuk Dairesi         2012/16321 E.  ,  2013/3719 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : NALLIHAN ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 29/03/2012
    NUMARASI : 2010/9-2012/34

    Yanlar arasında görülen tapu iptali ve tescil, tazminat davası sonunda, yerel mahkemece davanın, reddine ilişkin olarak verilen karar davacı vekilince yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
    Dava, tapu iptal ve tescil ve tazminat isteklerine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın bağıştan rücu hukuksal nedenine dayandığı somut olayda ise Borçlar Kanununun 244. maddesinde açıklanan bağıştan rücu koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delilerden, davacının 3 parsel sayılı taşınmazını 08.02.2001 tarihinde davalı N.."ye 21, 243, 317 ve 320 parsellerdeki paylarını ise 27.02.2004 tarihinde satış suretiyle davalı M.."e temlik ettiği anlaşılmaktadır.
    Davacı, ilerleyen yaşı ve eşinin ölümü üzerine gelecek kaygısı yaşadığını, davalılar oğlu ve gelininin ölünceye kadar yanında olup kendisine bakacaklarını söylemeleri üzerine 3 parseldeki taşınmazını gelini N.."ye, bir süre sonra da 21, 243, 317 ve 320 parsellerdeki paylarını kendisine bakacakları inancı ile davalı oğluna devrettiğini, ancak 2009 yılında rahatsızlandığını ve bakıma muhtaç hale geldiğini, davalıların en çok ihtiyacı olduğu bu günlerde kendisini kapı önüne koyduklarını, böylece asıl amaçlarının değerli taşınmazlarını elde etmek olduğunu ve kandırıldığını anladığını, davalıların dava açacağını öğrenmeleri üzerine de bir kısım taşınmazları ellerinden çıkardıklarını ileri sürerek eldeki davayı açmıştır.
    İddianın açıklanan içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle, hile (aldatma) hukuksal nedenine dayanıldığı açıktır. Davacı da,yargılama sırasında 13.07.2011 tarihli dilekçe ile mal varlığının hile (aldatma) ile elinden alındığını belirterek, hile (aldatma) hukuksal nedenine dayandığını açıklamıştır. Bilindiği üzere; hile (aldatma), genel olarak bir kimseyi irade beyanında bulunmaya,özellikle sözleşme yapmaya sevketmek için onda kasten hatalı bir kanı uyandırmak veya esasen var olan hatalı bir kanıyı koruma yahut devamını sağlamak şeklinde tanımlanır. Hata da yanılma, hilede ise yanıltma söz konusudur. 01/07/2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 36/1 maddesi (881 sayılı Borçlar Kanunu"nun 28/l maddesinde) açıklandığı üzere "Taraflardan biri, diğerinin aldatması sonucu bir sözleşme yapmışsa, yanılması esaslı olmasa bile, sözleşmeyle bağlı değildir.” Değinilen koşulların varlığı halinde aldatılan taraf hakkını kullanmak suretiyle hukuki ilişkiyi geçmişe etkili (makable şamil) olarak ortadan kaldırabilir ve verdiği şeyi geri isteyebilir. Öte yandan, hile (aldatma) her türlü delille ispat edilebileceği gibi iptal hakkının kullanılması hiç bir şekle bağlı değildir. Hilenin (aldatma) öğrenildiği tarihten itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde karşı tarafa yöneltilecek bir irade açıklaması, defi yahut dava yoluyla da kullanılabilir.
    Ne var ki, mahkemece yukarıda açıklanan ilke ve olguları kapsar biçimde bir inceleme ve değerlendirme yapılmamıştır.Bu durumda; mahkemece tarafların iddia ve delillerinin açıklanan ilkeler doğrultusunda incelenip, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere yanılgılı değerlendirme ve noksan inceleme ile karar verilmiş olması doğru değildir.
    Davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerden ötürü (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK."nın 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 18.3.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi